İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atatürk Havalimanı'na Millet Bahçesi tartışması, hakkındaki hapis istemi ve Meclis'teki karar alma konularıyla ilgili Sözcü gazetesine konuştu. İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle...

Millet Bahçesi tartışması...
Bu taahhüt, millet adına bir taahhüt. Atatürk Havalimanı'nın toplum vicdanında kapanmadığını ve bu yaranın bir şekilde iyileştirilmesi gerektiğini, sorumluların mutlaka hesap vermesi gerektiğini düşünüyorum.30 milyar Euro'luk bir değerin çöpe atılması dünyanın neresinde görülmüş? Biz borçlu bir ülkeyiz. Yapılan metro hatları heba edilmiş, etrafında yapılmış onlarca otel, yüzlerce yatırım heba edilmiş.

Bir sene sonra zaten gidiyorsun
Bakanın açıklamasını çok yanlış buluyorum. Gazetede gördüm, bir fotoğraf, PDF'de yemyeşil yapılmış bir fotoğrafla yeşil alan yapıyoruz. İlkokul öğrencisine versek güler. Biz 100 metrekare, 500 metrekare bir alanın bile yarışmasını yapıyoruz. Sen 3 milyon metrekare için ‘başlıyorum' diyorsun. Kiminle konuştun? 1 sene sonra siyaset ömrün bitiyor. ‘Mayısta başlıyoruz, haziranda başlıyoruz, temmuzda yıkıyoruz, ağustosta pisti kırıyoruz'… Bu nedir? Bahsettiğimiz bu kötü akıl, kara bulutun dağılması lazım bu şehrin ve bu ülkenin üzerinden. Bedeli çok ağır oluyor. Bunu İBB ile konuştun mu? Çıkıp bir lansmanını yaptın mı? ‘Ey 16 milyon İstanbullu, böyle bir proje hazırladık' dedin mi? Tartıştırdın mı? Aynı Kanal İstanbul'daki gibi, mal kaçırır gibi. Akşamdan sabaha binlik planlar, akşamdan sabaha 18 uygulaması, akşamdan sabaha 5 binlik planlar. Bu nedir ya? Harıl harıl, gürül gürül nereye koşuyorsunuz? Hangi prensiplere uygun bu? 

Bu şehre yetmedi mi ihanetleriniz? Yeni ihanetler. Sen yola çıksan zaten ancak verdiğin zararla kalırsın, bir sene sonra zaten gidiyorsun. Bir nefes al, bir dur, sakin ol.
Uyarıyorum...
Kim üstüne alıyorsa, İstanbul'daki parti üyesinden en tepesindeki isme kadar AK Parti'yi uyarıyorum. İstanbul'a kötülük yapmasınlar. Nasıl 3 yıl dayandık, 1-1.5 yıl dayanacak gücümüz var. Türkiye'de iktidar değiştiğinde İstanbul'da işler yoluna girer.

Meclis'te engelleme iddiası...
Bunlar çok komik ifadeler. ‘Gelen paydan istesek keserdik'… Kimsiniz derler insana. Kamuda ‘istesem keserdim' diye bir şey olabilir mi? Biz hukuk devletiyiz. Kanunla sabitlenmiş bir sürecin merkezi yönetimin vermek zorunda olduğu, sadece İstanbul'a değil ki Türkiye'de bine yakın yerel yönetime aktarılan kaynak kanunla belli. Sisteme geliyor, tıkır tıkır sistemden dağılıyor. Allah'tan bu kanunlar yapıldı. Bunun önüne henüz geçilemedi.

Bu bile engelleme zihniyeti. En yetkili ağızdan ‘topal ördek' ilan edildim. Bunu kendisine felsefe edinmiş İstanbul'da bazı siyasi aktörler doğdu.

İmamoğlu'na bir engelleme yapan ya da ona laf yetiştiren, laf çakan, hatta hakaret eden kendi saflarında apolet takmış gibi ödül almış gibi davranışlara büründüler. Gülerek izledim. Elbette tedbirle de izledim. Meclisteki birçok şey oybirliği ile geçiyormuş… İyi ona da verme, onu da geçirme. Tek başına UKOME meselesi bile trajik bir durum. Kötü bir akıl bu.

Aslında bir alarm çalıyorum onlar için. Bu milletin vicdanı derindir. Bu millet bile bile haksızlık yapana çok sevse de sırtını döner, yüzüne bakmaz.
Mahkemenin hapis kararı

Benim YSK'ya hakaret diye kabul ettikleri ifademin muhatabı bellidir. Çünkü aynı ifadeyi bana kullanmıştır ve siyasi muhatabıma cevap vermiştim. Ancak ne yazık ki mahkeme tümden yanlış bir karar ile muhataptır. Siyasi değil hukuki bir karar çıkmasını her vatandaş gibi umut ediyorum. Bu tür siyasi hamleler bize bir şey kaybettirmez ancak ülkemiz kaybeder.