İSTANBUL(AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin Ateşal, "Yaklaşık 8 ila 10 mm çapında olan şah damarlarının birinde daralma ya da tıkanıklık olduğunda diğer damarlar beyni beslemek konusunda yetersiz kalır. Bu da tıkanıklığın boyutuna bağlı olarak his ve hareket kaybı, görme bozukluğu, bayılma, inme gibi çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilir." ifadelerini kullandı.

Medicana'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Ateşal, halk arasında şah damarı olarak da bilinen karotis'in, boynun sağından ve solundan geçerek beyne çıkan büyük atardamarlar olarak tanımlanabileceğini belirterek, "Boğazda Adem elması olarak bilinen larinks tümseği dolaylarında iki ana dala ayrılan karotis, vücutta bulunan en büyük atardamarlardır. Şah damarı tıkanıklığı ya da daralması; hipertansiyon, kolesterol, diyabet, insülin direnci, genetik faktörlerin yanı sıra tütün ürünlerinin kullanımına bağlı olarak da oluşabilir. Yaklaşık 8 ila 10 mm çapında olan şah damarlarının birinde daralma ya da tıkanıklık olduğunda diğer damarlar beyni beslemek konusunda yetersiz kalır. Bu da tıkanıklığın boyutuna bağlı olarak his ve hareket kaybı, görme bozukluğu, bayılma, inme gibi çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Ateşal, şah damarın boynun her iki yanında birer tane olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"İç (internal) ve dış (eksternal) karotis arterler olarak iki ana dala ayrılır. İç arterler beyne oksijen bakımından zengin kanı ulaştıran 4 ana damarın ikisini oluşturur. Dış arterler ise boyun, yüz ve saçlı deriyi besler. Şah damarı tıkanıklığı, karotis arterlerin ileri derecede tıkanmasıyla meydana gelir. Damarın tıkandığı bölgeye göre beynin ilgili kısmına oksijen bakımından zengin kan ulaşamaz. Buna bağlı olarak beynin ilgili bölgesi beslenemez ve zamanında müdahale edilemezse o bölgenin tüm fonksiyonları kalıcı olarak kaybedilebilir. Beyin fonksiyonlarının geçici ya da kalıcı olarak kaybedilmesine ya da felç ile sonuçlanan inmeye neden olabilir."

Şah damarında oluşan darlık ya da tıkanıklık çoğunlukla belirti vermese de yapılan rutin sağlık taramaları sırasında kolayca saptanabileceğini kaydeden Ateşal, "Ancak damarda oluşan darlık, kritik seviyeye ulaştığında kanın sağlıklı şekilde akışı bozulur ve oksijen bakımından zengin kanın beyne ulaşması güçleşir. Şah damarı tıkanıklığı; ani görme kaybı, bulanık görüş, bilinç bulanıklığı, ani baş dönmesi, şiddetli baş ağrısı, konuşma güçlüğü, hafıza problemleri, yutma güçlüğü, vücudun bir tarafında güçsüzlük, uyuşma ya da karıncalanma gibi belirtilere yol açabilir." ifadelerini kullandı.

Yüksek kolesterol, obezite ve sigara kullanımı gibi etkenlerin karotis'te kireç tabakası benzeri bir yapı oluşturduğuna dikkati çeken Ateşal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tıpta ateroskleroz olarak tanımlanan plak oluşumu, zaman içinde damarların iç kısmının sertleşmesine ve daralmaya yol açar. Bu durum, kan elemanlarının bölgeye yapışmasına ve damarın tamamen tıkanmasına ya da beyne pıhtı atmasına neden olabilir. Şah damarındaki tıkanıklığın boyutuna göre kalıcı inme ve beyin hasarlanması oluşabilir. Steteskopla boyun bölgesinde üfürüm duyulması, şah damarı tanısında birincil uygulamadır. Karotis ultrasonu ve doppleri ile damarda tıkanıklığın varlığı ve düzeyi saptanabilir. MR anjiyo, BT anjiyo, beyin anjiyosu gibi diğer radyolojik görüntüleme yöntemleri de tanı için kullanılabilir. Şah damarı tıkanıklığı tedavisinin ilk aşaması yaşam tarzı değişikliğidir. Sağlıklı bir diyet uygulamak, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol tüketimini sonlandırmak, yüksek tansiyon ve diyabeti kontrol altına almak, düzenli egzersiz yapmak tedavide ilk aşamadır."