EĞİTİM SORUNUNA 15 TEMMUZ DARBESİ ŞART!
Yıllardır bu ülkede eğitimin kadim sorunları tartışılır.
Öğrencisinden siyasetçisine dek hemen herkes eğitimde sistemsel ve yapısal sorundan söz eder…
Her partinin programında eğitim sorunu dile getirilir.
İlginçtir ki ülkemizde eğitim sorunu hiçbir zaman çözülmez.
Herkesin bir fikri olduğundan mıdır, çok konuşulup iş çözmeye geldiğinde çözüme fırsat bulunamadığından mıdır, sorunların sarmal haline geldiğinden midir, nedendir bilinmez…
Eğitim sistemi değişse diyenlerin değiştirdiği sistem de sorunludur, eski siteme geri dönsek diyenlerin eskimiş sistemi de sorunludur.
Yeni bir eğitim öğretim yılına başlayacağımız şu günlerde eğitim alanıyla ilgilenen herkes eğitimin sorunlarından söz eder.
Çözüm önerin ne? Deyince de herkes kendi ideolojisine göre çözüm önerisi sunar. Öyle eskisi gibi değiliz artık.
Eskiden sorunlar dile getirilirdi çözüm önerisi sunan kimseler olmazdı.
Şimdi çözüm önerisi sunanlar da var.
Artık çözüm önerisi sunanların çokluğu da işe yaramıyor.
İşe yarayacak olan ne peki?
O çözüm önerisi sunanların elini taşın altına koyması!
O yok, bu yok, şöyle olsaydı iyi olurdu, böyle olmasaydı iyi olurdu, diyenleri toplayın bir odaya…
Hadi kardeşim çıkarın ceketleri başlayalım işe desen herkes kaçacak delik arar…
(Ceket çıkarmak bir deyimdir, kılık kıyafet yasağı hala kalkmadı aman deyim, ceket falan çıkartmayın)
Eğitimde kalitenin artmasını can-ı gönülden isteyen kimselere, eğitimdeki sorunlar nasıl çözülür sorusunu yönettiğimizde aldığımız tek cevap:
Eğitim özelleştirilmelidir!
Eğitimin kalitesiyle ilgilenmeyip de yalnızca alacağı maaşı düşünenlerin tek korkusu da, eğitimin özeleştirilmemesidir!
Çözüm bu kadar net iken bakanlığın özelleştirme konusunda ayak sürümesi, başta sendikaların ayak diremesine tosluyor.
Hangi sendika olursa olsun, özelleştirmeye karşı çıkan her kesim bu vebalin altında kalacaktır.
Özelleştirme konusunda çekinceleri biliyoruz.
Torpil devreye girer, sapla saman karıştırılır vs.
Bunlar tartışılacak konular.
Ama şurası muhakkak ki, devlete sırtını dayayan öğretmen algısından her öğretmeni kurtarmadığımız sürece bu iş çözüleceğe benzemiyor.
Bir okul yöneticisi okuluna öğretmen seçerken, kadrolu değil de ücretli öğretmen istiyorsa devletin bunu mutlaka dikkate alması gerekir.
Özel okullarda çalışan öğretmenlerin TEOG sınavı günü –hafta sonunda- okuluna gelip de öğrencileriyle birlikte test çözmesini neyle açıklayacağız?
Kaç tane kadrolu öğretmen Pazar günü okula gelip sınav sonrası öğrencileriyle ilgileniyor?
Öğretmenler odasında sistemi eleştirmek kolay.
Nöbet ücreti için eylem yapmak kolay.
Eğitimde kaliteyi artırmak maalesef lafla olmuyor!
Siyasiler oy kaygısıyla, sendikalar üye sayısı kaygısıyla, öğretmenler işinden olma kaygısıyla ülkeyi mahvediyor!
Aklımızı başımıza almak için bir 15 Temmuz darbesi de eğitime mi yapılmalı?
Sistemin üzerine bomba mı yağdırılmalı?
Neyi bekliyoruz?