14 Şubat 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu öğretmenlerin iradesine başvurulmadan, ihtiyaçları ve talepleri görmezden gelinerek kanunlaşmış, ardından “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği” yayınlanmıştır. Söz konusu kanun ve yönetmelik ile öğretmenler arasında dayanışma ilişkilerini yıkan ve yerine öğretmenleri daha fazla ayrıştıran bir sistem getirildiği açıktır. 


Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olduğu yönünde yoğun eleştiri almıştır. Millî Eğitim Bakanlığı’nın Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik bütün eleştirilere kulaklarını tıkaması ve bildiğini okumaya devam etmesi kabul edilemez bir tutumdur. 


Gerçek bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ düzenlemesi, yasalaşmasının hemen ardından ana muhalefet partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınmış ve AYM konuyu ‘esastan görüşmek’ üzere gündemine almıştır. Benzer bir şekilde ‘Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nin de ilgili yasalara ve Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içermesi nedeniyle sendikamız tarafından Danıştay’a dava açılmıştır. Ancak Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içeren kanun ve yönetmeliğe karşı açılan davalara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav takvimini anlaşılmaz bir aceleyle işletmeye çalışması anlaşılır değildir. 


Tam da bu noktada hem Anayasa Mahkemesi’ne hem de Danıştay’a çağrımız, yapılan başvurulara öncelik tanıyarak bu konuyu ivedilikle gündemlerine almaları ve karara bağlamalarıdır.


Öğretmenlerin ihtiyaç ve talepleri gözetilmeden hazırlanan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun tüm hükümleriyle birlikte yürürlükten kaldırılması talebiyle sendikamız tarafından Türkiye çapında bir imza kampanyası başlatılmıştır. Toplanacak imzalar 1 Ekim 2022 Cumartesi günü TBMM Başkanlığı’na sunulacaktır. 
Öğretmenlerin temel talebi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde uygulanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir.  


Siyasi iktidar eğer bir meslek kanunu yapmakta samimi ise yapması gereken tek şey öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören en önemli belge olan “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”na uygun bir düzenleme yapmaktır. Tavsiye Kararı, öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi, uluslararası düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan ve durumlarını tüm ayrıntıları ile düzenleyen bir metindir. Yeni bir meslek kanunu süreci, bu metin temel alınarak, tüm eğitim sendikalarının ve eğitim emekçilerinin görüşlerine başvurularak işletilmelidir.


Sendikamız yıllardır sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Nitelikli eğitim için, eğitimde öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte ele alındığında anlamlı olacaktır. Gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve talepleri güvence altına alınmalıdır. 


Siyasi iktidardan talebimiz öncelikle kariyer basamakları sınavının yapılmaması, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmelik ile ilgili Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın kararlarının beklenmesidir. Gündeme geldiği andan itibaren eleştiri ve itirazlarımızı kamuoyu ile paylaştığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine karşı mücadelemiz gerek hukuksal gerekse örgütsel boyutuyla sonuç alıncaya kadar sürecektir.