Eğitim statik değil dinamik bir süreçtir. 1940 yılında yürürlüğe koyduğunuz en iyi eğitim yönteminin, en iyi problem çözme biçiminin, en iyi materyalin 2018 yılında karşılığı olmayabilir. Köy Enstitüleri Türkiye’de uygulanan en iyi eğitim modellerinden birisidir ancak bugünkü koşullarda karşılığı yoktur. Mesleklerin bu kadar profesyonelleştiği bir süreçte eğitimi arıcılığa, öğretmenliği mala ile duvar sıvacılığına indirgemek sorunlu bir yaklaşımdır. Önemli olan bugünün koşulları, yarının istediği insan tipini doğru okumak ve eğitimin köşe taşlarını doğru olarak yerlerine koyabilmektir.

Eğitimde onlarca fikir üreten parlak çocuk, parlak bürokrat, parlak siyasi, parlak veli, parlak akademisyen bulabilirsiniz. Eğitimde parlak ve mükemmel fikir üretmenin pratikte karşılığı yoktur. Bir alışveriş merkezini cazip hale getirmek için ilginç fikirler üretip, ilginç uygulamalar yapıp, alışveriş merkezini cazibe merkezi haline getirebilirsiniz. Müşteri patlaması yaratıp, kar marjınızı olağanüstü düzeyde artırabilirsiniz. Eğitim, bir ticari kuruluş, parlak fikirlerin yaşam alanı bulduğu bir platform değildir. Eğitim geleceği bu günden görmek, yarını bu günden yönetebilmek için eylem planı yapıp, insan tipi yetiştirebilmektir.

Eğitim kurumları, parçalı bütün değildir. Eğitim kurumları birbirinden farklı alt sistemlerden oluşuyor olması onun parçalı olduğu anlamına gelmez. Eğitimde yapılacak her türlü reform girişimi alt sistemlerin ahenkli çalışması ile mümkün hale gelir. Din adamı yetiştirmek için İmam Hatip Lisesi açalım, meslek erbabı yetiştirmek için Meslek Lisesi açalım algısı, eğer yetiştirmek istediğiniz insan tipinin özellikleri ile paralellik göstermiyorsa hiçbir anlam ifade etmez. Örneğin, analitik düşünen insan tipini yetiştirmek istiyorsanız, din görevlisi de Matüridiliği bilmesi, öğrenmesi gerekir. Eğitim reformlarında parçalı düzenleme, parçalı eylem, birbirinden bağımsız ve ilgisiz değildir. Birbiriyle ilgisizmiş gibi sistemi kurgularsanız aynı sistemde yetişmiş ama birbiri ile sürekli çatışan yapıları ve kişileri ortaya çıkartırsınız. İyi Spor Lisesi açalım, iyi bir Sanat Lisemiz olsun, Finlandiya’da ortaöğretime geçişte sınav yok bizde de olmasın demek, parçalı reform algısıdır ve fevkalade yanlıştır.

Öncelikle eğitim reformları millidir ve toplumun gerçekleri, geleceği ve yetiştirmek istediği insan tipi ile doğru orantılıdır. Bu sebeple ilk etapta yetiştirilmek istenen insan tipi belirlenir. Nasıl insan yetiştirmek istiyoruz? Meraklı, yaratıcı, sorun çözebilen, eleştirel düşünen vb. 21 Yüzyıl becerileri neler ve biz bu 21. Yüzyıl becerilerinden hangilerini yeni nesilde görmek istiyoruz? Yeni yetişen neslin beklentileri, ilgileri nedir? Mevcut eğitim yapımızdan, değerlerimizden, ilkelerimizden hangilerini gelecekteki insan tipine taşıyacağız? Vizyonu ortaya koymamız ve somut hale dönüştürmemiz gerekir.

Tanımlanan, somut hale getirilen insan tipini yetiştirmek için nasıl bir eğitim sistemi kuracağız? Hangi program, hangi okul, hangi materyal, hangi çevre bu insan tipini yetiştirmede etkili rol oynayacak? Birbiriyle tutarlı, birbirini bütünleyen öğeler saptanır ve taşlar tek tek yerine yerleştirilir.

Tanımlanan insan tipini yetiştirmede hangi eğitim felsefesi, hangi öğretim yöntem ve tekniği işe koşulacak? Bu insan tipini yetiştirmede etkili rol oynayacak öğretmenin özellikleri neler olacak? Bu öğretmeni nasıl yetiştireceğiz? Öğretmeni kim yetiştirecek? Öğretmen yetiştirmek istediğimiz insan tipine uygun mu? Öğretmen yetiştiren kurumlar, beklentileri karşılayacak nitelikte mi? Hiç okulda öğretmenlik yapmamış akademisyen bizim istediğimiz öğretmeni nasıl yetiştirecek?

Yetiştireceğimiz insan tipini belirledik, toplumsal uzlaşma sağladık işimiz bitti mi? Tabi ki hayır. Şimdi alt sistemleri nasıl kurgulayacağız? Yetiştireceğimiz imamın gittiği İmam Hatip bizim gelecekteki insan tipimizle uyumlu mu? Meslek lisesinin programı, öğretmeni, yapısı, yöntemi bizim eğitim sisteminde yetiştirmek istediğimiz insan tipini destekliyor mu?

Bu süreçte hayat boyu eğitim, aile eğitimleri, yetişkin eğitimlerini, yetiştirmek istediğimiz insan tipine ne kadar uygun? Ailelerin eğitimi, örgün eğitim beklentilerini karşılıyor mu? Tüm eğitim katmanları aynı dili konuşuyor mu?

Eğitim kademeleri, bir üst eğitimi, eşdeğer eğitimi belirli özellikler açısından destekliyor mu? Ortaokula devam eden öğrenci, ikinci sınıfta İmam Hatip Lisesine devam etmek isterse sorunsuz geçiş yapabiliyor mu?

Ölçme ve değerlendirme sistemi, sınav sistemi, kademeler arası geçiş, yetiştirmek istediğiniz insan tipine hizmet ediyor mu?

Eğitimde reform parlak ve popülist mantıkla yapılmaz. Sistem tanımlanır ve sistemin parametreleri masaya yatırılır. Birbiriyle uyum içerisinde, birbiriyle bağlantılı bütünlük arz eden ve aynı bütüne hizmet eden sistem kurulur. Balık palamutsa, diğer organları da palamut özelliği gösterir. Parlak fikirlerle reform yapmak, kafası palamut, gövdesi hamsi, kuyruğu istavrit, iç organları mezgit olan bir balık modelini yaratır. Eğitim reformlarının en büyük handikapı bu metaforda tanımlanan durumdur. Üzülerek ifade ediyorum ki, Türk eğitim sistemi bu metafora uygun durumdadır. Yaşanan kaosun en önemli nedenlerinden birisi olarak ele alınabilir.

Sonuç olarak; sistem alt sistemlerden oluşan bir bütündür. Bir otomobili sistem olarak ele aldığımızda yanma odası, enjeksiyon pompası, vites kutusu, güç aktarma organlarının birbiriyle senkronize halde çalıştığını görürüz. Eğer otomobilin vites kutusu yoksa krank milinin dönüşü tekerlere iletilemez. Baskı balata sıyırmış ise, otomobilin şaftı dönmez. İnsanların karaciğeri yağlanmış ise görevini iyi yapamaz ve birey kilo almaya başlar… Görüldüğü gibi alt sistemler birbirileriyle uyumlu çalışmak zorundadır. Eğitim sisteminin en büyük risk alanlarından birisi, kalp hastasını canlı canlı kalp ameliyatı yapmaya benzer. Çocuklara siz bu yıl durunuz, bekleyiniz, büyümeyiniz, kromozomlarınızı kontrol altına alınız biz eğitim sistemini düzeltelim ondan sonra okula gelirsiniz, diyemezsiniz. Müdahaleyi kalp çalışırken yapmak, ameliyatı kalp çalışırken gerçekleştirmek zorundasınız. Ayrıca, eğitim sistemlerinin taksonomisi vardır ve bu taksonomi birbirini etkiler. Eğitim reformları yapılmadan önce 21. Yüzyıl insan tipini saptamanız, vizyon ve misyonu ortaya koymanız gerekir. İlahiyat Fakültesi mezunu öğretmen ve okul yöneticisi oluyorsa, İlahiyat Fakültesi öğrencisini de yetiştirmek istediğiniz insan tipine uygun halde eğitmeniz sistem bütünlüğü açısından önem arz eder. Bu sebeple eğitim felsefeniz, programınız, materyaliniz, tüm alt değişkenleriniz bu modelle tutarlı hale getirmeniz reformların başarısı açısından önemlidir. Daha sonra sistem çalışmaya başladığında, sistemin kusursuz yol aldığı görülebilir. Eğer LGS’de bu sistem bütünlüğünden hareket edilmiş olsaydı bugün yaşadığımız sorunların büyük bir kısmı ortaya çıkmazdı. Her alt sistem, diğerinin vazifesini üstlenecek hale geldiğinde, alt sistemlerden birisi devre dışı kalsa bile diğer alt sistem onun yerine geçip sistemi çalıştırmaya devam eder. 17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen depremde yaşanan sorun benzeri bir özellik göstermektedir. Deprem yüzünden haberleşme alt sistemi çökmüştü. Haberleşme alt sisteminin ikame alt sistemi olmadığı için devrin başbakanı Bülent Ecevit 3 gün sonra deprem bölgesine ulaştıklarını ifade etmişti. Eğer sistem ve alt sistemler birbirileriyle iyi kurgulanır ve yapılandırılırsa, sistemin başarıya ulaşma olasılığı da artar. Yıllar önce kaynağını bilmediğim ama çok yaygın kullanılan bir araştırma vardı. Amerika’da en güzel insan görüntüsünü elde edebilmek için, en güzel göz, en güzel burun, en güzel kaş, en güzel yüz, en güzel saç, en güzel kafadan bir insan resmi yapılmış, en çirkin insan görüntüsü ortaya çıkmış. Sonuç olarak en güzel göz yok. Yüze en uygun göz, en uygun burun, en uygun kaş, en uygun saç, en uygun kulak var… Eğitim de böyle. En iyi proje, en iyi model, en iyi yöntem yok. En uygun yöntem, en uygun proje, en uygun model var…