Dış İşleri Bakanı HakanFidan, Dışişleri Bakanlığı'nda gazetecillerle bir araya gelerek sorularını cevapladı. Bakan Fidan, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırısıyla yaşananların başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz olduğunu söyledi. Fidan, Gazze'den diğer tarafa kolayca geçilebilmiş olması ve bunun operasyonel sonuçları herkesi şaşırttı dedi. Özellikle İsrail ile Gazze arasındaki duvarın belli bölümü yıkıldıktan sonra içeriye giren Hamas mensuplarının herhangi bir direniş ile karşılaşmamalarının herkes için şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Bakan Fidan bu durumun, İsrail güvenlik sistemindeki zafiyeti ortaya çıkardığını, uzun yıllar tartışılacak bir konu olduğuna dikkat çekti. "7 Ekim'e hangi şartlar yol açtı? Bunu da belki ayrıca konuşmak gerekiyor. Bu zaten meselenin bütününü oluşturuyor. Biz 7 Ekim'de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tabii ki tasvip etmiyoruz. Tam tersine sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerek biz bunu her platformda söyledik. Bunu ilgili muhataplarla yaptığımız görüşmelerde de sürekli gündemde tutuyoruz." açıklamasında bulundu. Hiçbir Kesimin Sivilleri Hedel Almaması Gerekli Fidan, Hamas'ın saldırıyla da ilgili, "Biz herhangi bir sınıflandırmaya gitmeden, sivillerin hedef alınmaması gerektiğini vurguluyoruz. Batılılar Hamas'ı terör örgütü olarak tanımladığı için Hamas'ın her türlü faaliyetini terör çerçevesinde değerlendiriyorlar. Biz ise hiçbir kesimin sivilleri hedef almaması gerektiğini söylüyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. İsrail geçmişte de yaptığı üzere, misilleme yaparken yine hiçbir ayrım gözetmedi." ifadelerini kullandı. İsrail operasyonlara başladığından bu yana yoğun bir görüşme ve seyahat trafiği başladığını ifade etti. Fidan, ABD'lilerin talebi üzerine defalarca muhataplarıyla ve diğer ülkelerin yetkilileriyle görüştüklerini söyledi. "Biliyorsunuz, Mısır'a gittik. Yarın Lübnan'a gidiyoruz. Lübnan'dan sonra Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Dışişleri Bakanları düzeyinde Olağanüstü Acil Toplantısı var, oraya geçeceğiz. Cumhurbaşkanımızın yoğun temas trafiği var. Bakanlık olarak bizim ve istihbarat birimlerinin temasları var." dedi. "İsrail'in Gazze'yi şu ana kadar benzeri görülmemiş şekilde bombalıyor olması, yoğun sivil ölümlerine yol açması, elektriği, suyu, yakıtı kesip orayı adeta bir yokluğa, açlığa mahkum etmesi kabul edilemez. Ayrıca sivil nüfusu korkutarak bulundukları yerlerden, özellikle Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru hareket ettirmesi de kabul etmediğimiz bir şeydir. Dolayısıyla sivillere yönelik saldırıların durması, Gazze'ye insani yardımın girmesi ve sivillerin mümkün olduğunca az etkilenmesine yönelik muhataplarımızla neler yapabiliriz, onun çalışmaları var." Fidan, Türkiye'nin krizi barış için fırsata dönüştürme arayışında olduğunu, bu fikrin muhataplara da aktarıldığını söyledi. ABD iki devletli çözüme sıcak bakıyor Fidan, Amerika'nın da iki devletli çözüme sıcak baktığını söyledi. Fidan, "Biliyorsunuz, İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke. Sonuçta hiçbir yaptırım yok. Sadece tartışmaların olduğu bir zemin var." dedi. Uluslararası toplumun, İsrail'i iki devletli çözüme zorlayan bir tavır içinde olması gerektiğini söyleyen Fidan, özellikle Filistin tarafına garantör olacak ülkelerin bölgeden olmasının telkin edildiğini vurguladı. "Buna Türkiye de dahil. İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin." diyerek, kalıcı barışın ancak bu şekilde ortaya çıkacağını dile getirdi. Görüşmelerin yüzde 95'i diğer ülkelerin talepleri üzerine yapılıyor Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile yaptığı telefon görüşmesi dahil bu süreçte yapılan telefon görüşmelerinin yüzde 95'inin diğer ülkelerin talepleri üzerine yapıldığını açıkladı. Bunun aslında Türkiye'nin önemine ve görüşüne ihtiyaç duyulan bir ülke olduğunu gösterdiğini kaydeden Fidan, "Çinliler ve Ruslar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi oldukları için onların ortak bir tutumda anlaşıp bir şey çıkarması önemli. Çin'in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum. Filistin meselesinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte. Bizim görüşlerimiz zaten evrensel doğruları yansıtıyor. Aslında temel problem, uluslararası sistemin somut bir pozisyon geliştirememesi." dedi. Fidan, bu problemin aşılması için çalışıldığını vurguladı. "ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırım vesaireyi gündeme getiriyorlar. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor." diye konuştu.