Bilgi ve iletişim alanında gizlilik politikasıyla ilgili belirli uluslararası kriterlerin yokluğunda Tacikistan’ın bu çağrısı özellikle önemli.

Eski ŞİO Genel Sekreter Yardımcısı Vladimir Zaharov’un sözlerine göre, ŞİÖ ülkeleri, nitelikleri ve politik eğilimleri bakımından çok farklı olmalarına rağmen bu acil çözüm bekleyen ve gelecek vaat eden alanda çabalarını birleştirebilir.

Zaharov, Sputnik’e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Eninde sonunda buna gelmeliydik. Önemli olan bu adımın koordineli olması ve nitelikleri ve siyasi eğilimleri oldukça farklı olan ülkelerden oluşan ŞİÖ’nün tüm üyelerinin çıkarlarını karşılaması. Elbette Tacikistan’ın teklifi günümüzün gerçekliğine uyuyor. Ama bu noktada politik, enformasyon ve iletişim alanındaki koordineli çabaların yanı sıra, belirli finansal imkanlara da ihtiyaç var. Bu yüzden bu mesele belli bir zaman alacak ve dikkatli koordinasyon gerektirecek. Yine de fikrin kendisi oldukça umut verici."

Zaharov, ŞİÖ ülkelerinin enformasyon ve iletişim alanındaki ortak çabalarının kaçınılmaz olarak politik, ticari, ekonomik, sosyokültürel, insani ve diğer alanları etkileyeceği görüşünü dile getirdi.

Farklı ülkelerde sosyal medya alanındaki durumu da değerlendiren Zaharov, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer ŞİÖ ülkelerindeki sosyal medyayla ilgili durumu ele alırsak biliyorsunuz ki, misal Çin’de WhatsApp yasak. Rusya ve bildiğim kadarıyla diğer ülkelerde çalışıyor. Genel olarak bu anlamda Rusya’da tam bir serbestlik söz konusu. Hatta ABD’de bile, görevinde son günlerini geçiren mevcut Başkan’a bile mesajlaşma servisleri yasaklandı. Dolayısıyla bu anlamda Rusya’nın duruşu olumlu fark yaratıyor."

ABD’nin günümüzün sosyal medyadaki tekeline dikkat çeken Zaharov, Türkiye’nin ABD menşeili sosyal medyaya yönelik eylemlerini anlayışla karşıladığını belirterek şu yorumda bulundu:

“Türkiye bugün enformasyon ve iletişim alanını Amerikan müdahalesine karşı korumak için tedbirler alıyor. Türkler, ABD’nin büyük enformasyon baskısı altında. Bu yüzden, bölgesel ve küresel ölçekte kendini kanıtlamaya çalışan bir devlet olarak Türkiye’nin aldığı tedbirler tamamen anlaşılabiliyor."