Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek'e göre ülke, siyasetçilerin yapmaları gerekeni yapmamaları / yapmamaları gerekeni yapmalarından dolayı bedel ödüyor. Çiçek, "Öncelikle içeriyi düzeltmek lazım" görüşünü savundu. 

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Çiçek'le görüşmelerinden bazı notları köşesinde paylaştı. Taşgetiren yazısında, "Cemil Bey, sonra Yozgat’ta halkın söylediği bir sözü “Belki Maraş’ta da vardır” notuyla naklediyor: 'Siyasette adama kirlettiği testiden su içirirler.' Sözün orijinali daha da ağır 'Bu içerde de olur, ama dış politikada daha çok olur' diye ekliyor. Cemil Bey, siyasette sehiv secdesi olmadığını bilmek gerektiğinin altını çiziyor. Ona göre ülke bedel ödüyor siyasetçilerin yapmaları gerekeni yapmamalarından ya da yapmamaları gerekeni yapmalarından dolayı… Dış politikada yaşananları örnek göstererek söylüyor bütün bunları." ifadesini kullandı. 


Taşgetiren şunları kaydetti:

"Dış politikada yaşananları örnek göstererek söylüyor bütün bunları.

-Suudi Arabistan’la yaşanan ne, diye soruyor.

-Birleşik Arap Emirlikleri ile yaşanan ne, diye soruyor.

-İsrail ile yaşanan ne, diye soruyor.

-Mısır ile yaşanan ne, diye soruyor.

Ve son olarak



-Suriye ile yaşanan ne, demeye getiriyor.

-Ne söyledik, neler söylemedik, bugün her biri ile ilişki geliştirmek için çaba sarfeder haldeyiz.

Cemil Bey, bu süreçleri yöneten iradelerin duygu dünyasındaki beklentilerle hayatın gerçekleri arasındaki derin farklara işaret ediyor.

Ne olacak, diye soruyorum.

-Öncelikle içeriyi düzeltmek lazım, diyor. Ekonomiyi düzeltmek lazım, iç barışı sağlamak lazım.

Birçok insanın, “Cemil Bey bunları Yüksek İstişare Konseyi’nde söylese ya…” dediğini biliyorum. Bunlar Cemil Bey’e de ulaşıyor hiç şüphesiz. O üzerine düşeni yaptığından emin. Ama belli ki görevinin istişare ile sınırlı olduğunu, istişareyi değerlendirme ve icra yetkisinin ise ayrıca oluştuğunu düşünüyor.

-Ne olacak, diye soruyorum.

-Öncelikle içeriyi düzeltmek lazım, diyor. Ekonomiyi düzeltmek lazım, iç barışı sağlamak lazım.

Birçok insanın, “Cemil Bey bunları Yüksek İstişare Konseyi’nde söylese ya…” dediğini biliyorum. Bunlar Cemil Bey’e de ulaşıyor hiç şüphesiz. O üzerine düşeni yaptığından emin. Ama belli ki görevinin istişare ile sınırlı olduğunu, istişareyi değerlendirme ve icra yetkisinin ise ayrıca oluştuğunu düşünüyor.