Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği ve CRI Türk tarafından ‘Tarihi ve bugünüyle Tayvan meselesi’ isimli bir panel düzenlendi. Panelde Çin'in Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin, Türk-Çin Dostluk Vakfı Başkanı Hasan Çapan, gazeteci-yazar Mehmet Ali Güller ve CRI Türk Genel Yayın Yönetmeni Kamil Erdoğdu konuşma yaptı.
‘Pelosi’nin ziyareti Çin halkının ülkenin birleştirilmesi kararlılığını daha da güçlendirdi’
ABD hiyerarşisinin 3 numarası konumundaki Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ‘Tek Çin’ ilkesini çiğnediğini söyleyen Liu “Çin ile ABD arasındaki 3 ortak bildirideki hükümleri ciddi şekilde ihlal ederek ilişkilerin siyasi temellerini çiğneyerek Çin’in egemenliğini ve Tayvan Boğazı’ndaki barış, istikrarı bozdu. Aslında Pelosi'nin ziyareti komedi gösterisi halini aldı. Kendi isteğini gerçekleştiremedi, tam tersine Çin halkının dayanışması daha da güçlendi. Pelosi’nin ziyareti Çin halkının ülkenin birleştirilmesi kararlılığını daha da güçlendirdi. Pelosi'nin siyasi gösterisi ABD'nin siyasetinin, diplomasisinin ve devlet itibarının bozulduğunu tekrar gösterdi. Ziyaret, ABD'nin Tayvan Boğazı'ndaki barışı bozan taraf olduğunu gösterdi” dedi.
‘ABD kendi tarihinde yaptığı bütün çirkin ve kötü eylemleri tekrar mı yapacak?’
Liu, ABD yetkililerinin daha önceden Tayvan’a yaptıkları ziyaretlere atıfta bulunarak “O zaman da hataydı. Çin hükümeti o zaman da ciddi tepkiler vererek durumu protesto etti. Geçmişte yapılan hatalar tekrar hata yapmak için bahane olarak kullanılmamalı. Yoksa ABD kendi tarihinde yaptığı bütün çirkin ve kötü eylemleri tekrar mı yapacak? ABD’nin Tayvan siyasetinde neyi değiştirip değiştirmediğini anlamak için söylediklerine değil, yaptıklarına bakmalıyız. ABD Tayvan kartını oynayarak Çin’in kalkınması engelleme politikasını uygulamakta. Tek Çin politikasının sürekli içini boşaltmakta. Tayvan ve ABD arasındaki ilişkileri güçlendirmekte. ABD, bölücü ve ayrılıkçılara destek vermektedir. ABD'nin yürütme, yasama ya da yargı makamları ABD hükümetinin parçalarıdır. Pelosi, ABD'de üçüncü sırada bulunan önemli bir şahıstır. Onun dışarıdaki hareketleri ABD'yi temsil ediyor. O yüzden ABD makamları onun aykırı davranışlarını engellemeliydi” diye konuştu.
‘Çin'in yaklaşımları tamamen haklı, makul ve yasaldır, aldığı önlemler kararlı ve güçlüdür, askeri tatbikatlar şeffaf ve yasaldır’
“Tayvan Boğazı'ndaki barış ortamı bozuldu” ifadelerini kullanan Liu “Çin'in yaklaşımları tamamen haklı, makul ve yasaldır. Çin'in aldığı önlemler kararlı ve güçlüdür. Askeri tatbikatlar şeffaf ve yasaldır. Yapılanlar iç ve uluslararası yasalara uygundur. Bizim amacımız krizi yaratan tarafa uyarılarda bulunarak Tayvan bağımsızlığı yanlısı bölücü güçler için ceza uygulamaktır. ABD doğru ile yanlışı karıştırabileceğini hayal etmemeli. Tayvan Boğazı’nda krizi yaratan taraf ABD, sürekli olarak gerilimleri artıran yine ABD’dir. ABD’nin aleni provokasyonları çok kötü örnekler oluşturdu. Eğer ABD’nin hareketlerine karşılık vermezsek o zaman birbirimizin iç işlerine karışmama niteliğindeki ilkelerimizi hala tutalım mı? Uluslararası hukuku hala koruyalım mı? O zaman bölgelerde barış ve istikrar nasıl korunabilir? Tarafına zorla dayatılan bu krizi engellemek için Çin, diplomatik kanalları kullandı. ABD’nin Tayvan kartını oynayarak bunun, iç siyasi çıkarlarına hizmet etmesine izin vermeyeceğiz. Bizim bulunduğumuz bölgede kaos, gerginlik, cepheleşme ve bölünmelere neden olan hareketlere izin vermeyeceğiz” dedi.
‘ABD’ye önerimiz, Çin ile yapılan 3 ortak bildiriyi açıp okumalarıdır’
Dünyada her zaman tek Çin olduğunu belirten Liu “Tayvan Boğazı’nın her iki yakası da hep aynı ülkeye aittir. Geçmişten günümüze süregelen durum budur. 1978’de Çin ile ABD arasında yapılan anlaşmada Çin Halk Cumhuriyeti’nin Çin’i tek temsil eden meşru hükümet olduğu ve Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğu belirtiliyor. Ancak durum ve denge şu anda bozuldu. Bunu bozan taraf Çin değil, ABD ve Tayvan’daki bölücü güçlerdir. Önerimiz şudur; ABD’deki karar alıcılar Çin ile yapılan 3 ortak bildiriyi tekrar açıp okusunlar. O zaman gerçekten kimin mevcut durumu değiştirdiğini anlayacaklar. Tayvan yönetimine de bunu öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Tayvan Çin’in ayrılmaz bir parçasıdır, iç işlerine ait bir meseledir’
Tayvan konusunun Ukrayna sorununa benzetilmesinin doğru olmadığını vurgulayan Liu, şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle Ukrayna sorununu tamamen ABD tarafı ateşleyerek yarattı. ABD bu olaydan yeterli tecrübe ve dersi alamadı. Tam tersine Tayvan ile ilgili konularla Ukrayna krizine bağlantı kurmaya kalkışıyor. Ama Ukrayna sorunu ile Tayvan konusu arasında kökten değişiklikler var. Aralarında herhangi bir benzerlik yok ve karşılaştırılabilecek 2 konu değil. Tayvan Çin’in ayrılmaz bir parçasıdır, iç işlerine ait bir meseledir. Biz bir tarafta Ukrayna konusunda egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini talep ederken, diğer taraftan Tayvan meselesinde alenen Çin’in kırmızı çizgisinin çiğnenmesine ve Çin’in egemenliğine, toprak bütünlüğüne zarar verilmesine izin vermeyeceğiz. Tayvan, Çin’in Tayvan’ıdır, herhangi bir ülke bu konuda sözde hakem olma hakkına sahip değildir. En büyük samimiyet ve olağanca çabayla, barışçıl bir şekilde ülkemizin birleşmesi vizyonunu gerçekleştirmeye hazırız. Ancak biz askeri güç kullanmaktan vazgeçeceğimizi taahhüt de etmiyoruz. Bütün önlemleri alma seçeneğini saklı tutuyoruz.”
‘Pelosi’nin Tayvan’a hadsiz bir şekilde ziyarette bulunması, kariyerinin sonunda ‘belki tarihe geçerim’ diye yaptığı bir şovdan ibarettir’
Panelde yaptığı konuşmasında Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan bahseden Türk-Çin Dostluk Vakfı Başkanı Çapan “Rusya’ya ambargo uygulayayım derken, kendine ambargo uygulayan bir Avrupa var. NATO’yu etrafımda toplayayım derken, Avrupa’yı enerji krizine sokan bir ABD var. Dünyada bir sürü problem varken Çin’in kendi toprağı olan Tayvan’a Pelosi’nin hadsiz bir şekilde ziyarette bulunması, kariyerinin sonunda ‘belki tarihe geçerim’ diye yaptığı bir şovdan ibarettir. Ama Çin’in üst aklıyla krize neden olmadan ziyaretten sonra çekildi, gitti. Çin müdahale edebilirdi ancak dünya ülkelerine ve insanlığa zarar vermemek için hoşgörülü davrandı” dedi.
‘Dünya artık adım adım 5 merkezli yeni bir döneme doğru ilerliyor’
Gazeteci-yazar Güller ise çok kutuplu dünya düzeni sürecinin oluşmaya başladığına işaret ederek “Kurallarını Washington’un yazdığı düzenin yavaş yavaş çözülmeye başlandığı süreçte, dünya liderliğini sürdürebilmek adına elinden geleni göstermek amacıyla Tayvan kartına oynuyor. ABD’nin bu anlamda stratejik hedefi, Çin’i zamanında Sovyetler Birliği’ne yaptıkları gibi çevrelemek istiyor. Amerika bu kriz üzerinden adada sürekli asker ve boğazda gemi bulundurabilmenin zeminini oluşturmak istiyor. ABD, krizli alan yaratarak bu bölgelerde siyasi alan bulundurabilmeyi amaçlar. İster Biden’ın kendisi ister Pelosi ziyaret etsin, dünya artık yeni bir döneme giriyor. Tüm bunlar, Çin’in bir parçası olan Tayvan’la eninde sonunda birleşmesini engelleyemeyecek ve ABD’nin liderliğini yaptığı düzenin sürdürülebilmesini sağlamayacak. Dünya artık adım adım 5 merkezli yeni bir döneme doğru ilerliyor” diye konuştu.
‘İki devlet arasında olabilecek ilişkiyi, Tayvan konusuna dayadılar’
CRI Türk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğdu, Tayvan gerginliğinde Türk basınına dair yaptığı değerlendirmede “Tayvan olaylarında Türk basınında en çok geçen kelimeler ‘abluka’, ‘işgal provası’, ‘gözdağı’, ‘kuşatma’, ‘saldırı provası’ ve ‘füze yağdırdı’. İki devlet arasında olabilecek ilişkiyi, Ukrayna’yı da örnek göstererek, Tayvan konusuna dayadılar. Basında Tayvan’ın konumuyla ilgili tek bir bilgiye rastlamadım” ifadelerini kullandı.