KANATILAN ŞEHİR AFRİN 
Sen gidiyorsun bir caninin elinden insanları kurtarmak istiyorsun, hunharca katledilen insanların çocuklarına kucak açıyorsun, bir can daha kurtarmanın yollarını arıyorsun, savaş yeterince yaktı yıktı, bari onarayım yıkılan şehri diyorsun... 
Birileri çıkıp senin kurtarmak istediğin insanları paraya boğup sana karşı kışkırtıyor.
Kim yapıyor bunu?
Yaptığı zulüm yetmemiş gibi senin yaraları sarmanı istemeyen zalim Esed. 
Amerika'nın Ortadoğu'daki şeytanı Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri!
Muhalif ordu kuruluyor, kendi aralarında birlik sağlayamıyor rejimin ekmeğine yağ sürüyor birbiriyle çatışıyor!
Sen şehri imar etmek için Türkiye'den işadamı gönderiyorsun, gönderdiğin karaktersiz, şerefsizliğin dibine vuran ve tüyü bitmedik yetimin hakkını yemekte beis görmeyen sadece cebini düşünen asalaklar aldığı paranın hakkını vermiyor. 
Güpegündüz sokak ortasında çatışmaları canlı izleyebiliyorsun.
Düğüne katılıyorsun, düğünde israf edilen kurşunlarla iki cephede savaş kazanırsın. 
Onca ihanete, onca karşı mücadeleye, onca olumsuzluğa rağmen bir avuç insan, yerli halkı düştüğü durumdan kurtarmaya çalışıyor. 
Türkiye Elektrik İdaresi (TEİAŞ) Kurumu gönüllüsü insanlar AFAD ve Kızılay desteğiyle sadece sosyal medyada örgütlenerek Afrin'e geliyor. 
Allah'tan başka kimseden zerre kadar beklentisi olmayan melek ruhlu insanlar ateşin ortasına kendilerini gözünü kırpmadan atıyorlar. 
Tek beklentileri var, 
En az bir çocuğun yüzünü güldürmek, bir aileye hayat suyu vermek, bir askere moral olmak... 
Yönünü Türkiye'ye çeviriyorsun, Türkiye içindeki insanların tutumuna bakıyorsun, öyle içler acısı ki... 
Esed ile Reis'in arası iyiyken Esed'e etmedik hakaret bırakmayan geri zekalılar, Esed, halkını öldürmeye başlayınca Esed'e karşı tavır alan Reis'e inat Esed dostu oluveren şapşallar...
Cephede sıfatı belli düşman olmadığı için kimyasal silah kullanan, uçaktan savunmasız insanları bombalayan zalimden kaçan masum insanlara hayvan muamelesi yapan hayvandan daha aşağılık mahluklar... 
Afrin! 
Şehit olan baban mı geri dönsün yoksa bir Türk mü gelsin desen Türk'ü tercih edenlerin yaşadığı şehir. 
Müslümanların yaşadığı hangi coğrafyaya gidersem gideyim aynı durumla karşılaşıyorum. 
Afrin!
Hiçbir kuralın olmadığı, eline silah verilen çocukların sokakta dolaştığı bir şehir. 
Devletin ne denli önemli olduğunun anlaşıldığı, vatansız kalmanın ölmekten daha beter olduğunun idrak edildiği, ölümün çok fazla sıradanlaştığı bir yıkık dökük bir şehir. 
Susuz, elektriksiz, parasız, düzensiz ve aç insanların çocuklarının bir çikolata için saatlerce yardım konvoyunun başını beklediği bir şehir. 
Afrin! 
Kanayan, kanatılan ve dinginliğin haram olduğu tuhaf bir dünya! 
M'S