Sağlığımızı korumak ya da yeniden kazanmak için kullandığımız ilaçlar bilinçsiz tüketildiklerinde ölüme dahi yol açabiliyor. ‘'Rönesansın ünlü hekimlerinden Paracelsus'un ‘Zehiri zehir yapan dozudur' sözü akıldan çıkarılmamalı'' diyen İç Hastalıkları/Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Rıfkı Evrenkaya, ilaç kullanırken sık yapılan hataları şöyle sıraladı…


 

Tavsiye ile kullanmak
İlaç kullanımında yapılan en büyük hatalardan biri eş, dost tavsiyesiyle alınan ilaçlardır. Aynı sağlık problemi yaşasanız da o ilaç sizde farklı etkilere yol açabilir ya da kullanmakta olduğunuz diğer ilaçlarla etkileşim yapabilir.

Aç/tok tüketmek

Mide boşken, mide pH değeri düşüktür. Dolu midenin pH değeri yükselir, yani asiditesi azalır. Kimi ilaç açken, kimi de tokken daha iyi emilir. Açken alınacak ilaçlara en iyi iki örnek tiroit hormon ilaçları ve demir preparatlarıdır.

Az suyla içmek
Birtakım ilaçlar, az miktarda su ile alındıklarında yemek borusunda tahrişe neden olabilir. Genel bir kural olarak, ilaçlar en az bir bardak su ile alınmalıdır.


Baz besinlerle birlikte almak
En sık yapılan hatalardan biridir. İlaçları su yerine süt ya da ayran ile almak, ilaçların emilimini engeller. Yine, ilaç kullanırken greyfurt suyu içmek, birçok ilacın, özellikle kalp ilaçlarının etkisini artırır ve bazen hayati risk oluşturabilir.

Bitkisel olanların yan etkilerini bilmemek
Herbal ilaçlar genellikle bir hekim yerine, arkadaş ya da reklam önerisiyle kullanılır. Bitkisel ilaçların tümüyle yan etkiden ve tehlikeden uzak olduğunu düşünmek yanlıştır. Bu grup ilaçlar mutlaka hekim tavsiyesiyle kullanılmalıdır.

Yanlış koşullarda saklamak
İlaçların ambalajı açılıp, kullanıldıktan sonra uygun koşullarda saklanması gerekir. Buzdolabında saklamak her zaman en iyi seçenek olmayabilir. Örneğin, insülin kullanılıncaya kadar buzdolabında saklanan, ancak ambalajı açılıp, kullanılmaya başladıktan sonra oda ortamında saklanır. Birçok ilaç da oda ortamında saklanmaktadır. Bu nedenle prospektüsleri dikkatlice okunmalıdır.

Dozlarını azaltmak ya da dozu atlamak
Çoğu hastada reçetede belirtilen ilaçların dozlarını azaltma eğilimi vardır. Zira birçok ilaç, ezildiğinde, kırıldığında özelliğini yitirir ya da etkinliği azalabilir. Bir ilacı önerilenden daha sık ya da daha seyrek almak sakıncalar doğurur. İlacın etkisinin ortaya çıkmasını beklemeden, sabırsızlık göstererek ikinci bir dozun alınması zehirlenmeye yol açabilir.

İşte gelişigüzel tüketilenler
Antigripal ilaçlar: Genellikle her evde birden çok örneği bulunan ilaçlardır ve hekim önerisi olmadan kullanılırlar. İçerdikleri antihistaminikler ve psödoefedrin dolayısıyla çarpıntı, hipertansif atak gibi yan etkilere yol açarlar. Bu nedenle, kalp ve hipertansiyon hastalarının kullanması sakıncalıdır. Ancak, gündelik hayatta bu uyarıya aldıran hasta sayısı çok azdır.

Ağrı kesiciler: Dünya üzerinde en çok satılan ilaçların ilk sırasındadır. Bu ilaçlar mide kanaması, hipertansiyon, böbrek yetmezliği gibi ciddi hastalıklara neden olabilir. Kullanımına özen gösterilmesi gereken ilaçların başında gelir.

Antibiyotikler: Ülkemizde, reçete ile alınması zorunlu hale gelene dek en çok yanlış kullanımı olan ilaçlardı. Günümüzde, bu grup ilacın kullanımına hekimler karar vermektedir.

Kan sulandırıcılar: Birçok türü ve şekli vardır. Bu grup ilaçlar içinde en çok gelişigüzel kullanılan ilaç asetilsalisilik asittir (Aspirin). Yanlış ve gereksiz kullanımı sonucunda hayati tehlikeler yaratabilecek ciddi kanamalar olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalıdır.

Kansızlık tedavisinde kullanılanlar: En başta demir olmak üzere, B12 vitamini ve folik asit bu amaçla kullanılır. Her ilaçta olduğu gibi, bu ilaçların da fazlası birçok doku ve organ hasarına yol açar. Eksiklik önce kan testleriyle belirlenmeli ve mutlaka hekim önerisiyle kullanılmalıdır.

D vitamini: Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını yöneten, kemik sağlığına katkı sağlayan ve immün sistemi desteklediği bilinen bir vitamindir. D vitamini aşırı alındığında kan kalsiyum düzeyi çok yükselir. Baş ağrısı, çok su içme, çok idrar yapmaya bağlı sıvı kaybı, bilinç bulanıklığı gibi hızlı gelişen belirtiler yanında, uzun vadede böbrek taşları oluşabilir. Bu nedenle önce kan D vitamini düzeyine bakılması ve hekim önerirse, tavsiye edilen şekilde kullanılması gerekir.