Yeni buluş, gen tedavisi ve hücresel mühendislik tekniklerinin birleştirilmesi ile gerçekleştirildi. Bu yöntem ile pankreas hücrelerinin insülin üretme kapasitesi yeniden kazandırıldı ve hastaların sürekli olarak insülin takviyesine ihtiyaç duyması önlenmiş oldu.
Araştırmalar, diyabet tedavisinde yeni bir dönem başlatıyor. Tip 1 ve tip 2 diyabet hastaları üzerinde yapılan denemelerde, tedavi sonrası hastaların kan şekeri seviyeleri normal aralığa döndü ve hiçbir yan etki gözlenmedi. Bu buluş, diyabet tedavisinde çığır açacak bir adım.
Yeni tedavi yöntemi, pankreas hücrelerini insülin üretmeye teşvik ederek çalışıyor. Bilim insanları, genlerin manipülasyonu ve hücre dışı sinyallerin düzenlenmesi ile bu hücrelerin insülin üretme kapasitesini yeniden kazandırdı. İnsan vücudunun doğal insülin üretim mekanizmasını yeniden başlatma fikri, bugüne kadar diyabet tedavisinde rastlanmamış yenilikçi bir yaklaşım.
Uzmanların yorumlarına göre, bu tedavi, dünya genelinde milyonlarca diyabet hastasının yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Diyabet üzerine uzmanlaşmış Prof. Dr. Ahmet Kaya, "Bu tedavi, diyabet hastalarının yaşamlarını değiştirebilir. Sürekli insülin takviyesi gerektiren bir yaşamdan, normal kan şekeri düzeylerine sahip bir yaşama geçiş sağlayabilir" dedi.
Sonuçlar, tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarında denendi ve tedavinin etkinliği kanıtlandı. Tedavi sonrası hastaların kan şekeri seviyeleri normal aralığa döndü ve hiçbir yan etki gözlenmedi.
Bu buluş, hem diyabet hastaları hem de sağlık hizmeti sağlayıcıları için maliyetleri önemli ölçüde düşürebilir. Sürekli insülin takviyesine ihtiyaç duyan hastaların sayısı azaldıkça, sağlık hizmetlerine olan talep ve bu hastalığın mali yükü de azalacak.
Ancak bilim insanları, bu tedavinin hala daha geniş ölçekte test edilmesi gerektiğini ve genel kullanıma sunulmadan önce daha fazla veri toplanması gerektiğini vurguluyorlar. Bu nedenle, diyabet hastalarının umutlarını yükseltirken, aynı zamanda sabırlı olmaları gerekiyor.
