BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Habertürk TV'de Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtladı.

Destici'nin konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"SEÇİM ZAMANINDA YAPILACAK"

Malazgirt ziyaretinde seçim tarihiyle birlikte Türkiye'nin önemli gündem maddelerini belli süre içinde de olsa istişare etme fırsatı bulduk. Bu konuda herkes kendi fikrini ifade etti. Özetle şöyle söyleyebilirim; erken seçim olmadığını bir kere daha ifade ettiler. Net şekilde söyleyebilirim, seçimler 2023'de olacak. Mayıs ya da Haziran olması çok da fark etmez. Buna yılbaşından sonra daha net bir şekilde karar verilir. 14 Mayıs tarihi çok anlamlı gerçekten. Demokrat Parti'nin 1946 seçim zaferi. O yönüyle çok anlamlı. Burada başka etkenler de var. İki bayram arası, üniversite sınavları, hac mevsimi, yurt dışındaki işçilerimizin Türkiye'ye dönmesi vs. Bütün bunlar değerlendirip karar verilecektir. Meclis 360'la karar verebiliyorlar. Bizim Cumhur İttifakı olarak tek başımıza bu kararı vermemiz mümkün değil. İkincisi de Cumhurbaşkanımızın seçim kararı vermesi. Zaten kendisi karar verdiğinde, 60 gün sonrasına denk gelen ilk Pazar günü seçim yapılıyor.

"BU DEDİKLERİ ANAYASA'YA UYGUN DEĞİL"

Kararsız oyların büyük çoğunluğu milliyetçilerden oluşuyor. Biz Cumhur İttifakı'nın üyesiyiz. Devletin varlığı, milletin bütünlüğü ve istikrar ve istikbalini önceleyerek bunu ifade ettik. Pazarlıklar yapılarak kurulmadı bu ittifak. 6'lı masaya bakıyorsunuz. Bazılarından şu sözleri duyuyoruz, efendim bakanlıkları, genel müdürlükleri belirleyelim. Temel konularda belli kararlar alalım diye şimdiden yönetimi paylaşma gibi çalışmaları var. 'Biz geleceğiz, hemen tekrar seçime gideceğiz, o seçimden sonra Anayasa'yı değiştirme kararı alıp parlamenter sisteme geçeceğiz, sonra bir seçime daha gideceğiz, o seçimden sonra herkes kendi yoluna gidecek' denmişti. Buna yönelik eleştiriler gelince vazgeçmişlerdi. Bizden seçilecek Cumhurbaşkanı sembolik olacak, fiili olarak parlamenter sistemle ülkeyi yöneteceklerini ifade ediyorlar, bu bir kere Anayasa'ya uygun değil. Türkiye demokratik hukuk devleti. Ortada halkın tercihiyle yeni sistem gelmiş. Siz bu sistem Anayasal olarak varken 'fiili olarak parlamenter sistemle yöneteceğiz' iddiası Anayasa'ya aykırıdır.

"CUMHUR İTTİFAKI'NIN OYU ŞU ANDA 46-47 BANDINDA"

BBP olarak kendi adımız, adaylarımız, listemizle Cumhur İttifakı içerisinde yer almak. Birinci hedefimiz Cumhurbaşkanlığı olduğu için, Cumhurbaşkanı adayımızın kazanması için elbette sahada elimizden geleni göstereceğiz. Zaten adayda hiçbir tereddüt yok. Parlamento seçimlerinde kendi amblem ve adaylarımızla gireceğiz. Hem aldığımız oy oranı ortaya çıkacak hem daha güçlü şekilde parlamentoya gireceğimize inanıyoruz. Cumhur İttifakı'nda bir oy kaybı yaşanmıştı. Temmuz ayı ile birlikte asgari ücret, emekliler, 3600 Ek Gösterge, doktor, öğretmenler ve diğer pek çok kesime iyileştirmeler yapılıp, tedbirler alındı. Bu iyileştirmelerle birlikte düşüş önce durdu, daha sonra yukarıya doğru seyretmeye başladı. 50 bandına gelmedi ama 45'lerin üstüne çıktı. Şu anda 46-47 bandında. Özellikle emeklilikte yaşa takılanlar, sözleşmeliler, KİT'lerde çalışan işçilerimize kadro verilmesi, bütün iyileştirme bekleyen kesimlere iyileştirme yapılırsa, onun da ötesinde enflasyonun yükselişi durdurulup aşağıya doğru ivme görürsek, hayat pahalıyla mücadelede başarı elde edilirse, vatandaş güven duymaya başlar, istikrar dönemine kavuşursa, ki kavuşması için mücadele ediyoruz.

"EYT BÜTÇEDEN ÖNCE ÇIKMALI"

Ben bütçeden önce çıkmasının doğru olacağına inanıyorum. Bütçe Aralık başında görüşülecek. EYT bütçeden önce çıkarılmalıdır. Benim doğru bulduğum ve desteklediğim 99 Eylül'ünden önce işe başlayanların tamamını kapsayacak düzenleme. Öyle de çıkacağını ümit ediyorum. Allah'ın izniyle yılbaşından önce çıkacak. Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur.

"HDP LEGAL GÖRÜNÜMLÜ İLLEGAL YAPI"

İYİ Parti homojen bir yapı değil. Biz bir fikir hareketiyiz, misyonumuz var. Herkesin inancına, düşüncesine saygı duyarız. Ama bizde bir ateist, bir LGBT-İ genel başkan yardımcısı olamaz. İYİ Parti ve CHP'lilere söylüyorum; Kandil'in gölgesinde Atatürkçülük olmaz, milliyetçilik asla olmaz. Benim insan olarak HDP'li milletvekilleriyle şahsi problemim yok. Onların milleti bölme, terör örgütünün uzantıları olmalarında sorun var. Ben milletvekili olduğumdan bugüne kadar HDP'li Meclis Başkanvekilinin yönettiği hiçbir oturuma girmedim. Legal görünümlü illegal bir yapı. Bunu inkar etmiyorlar zaten. PKK'yı terör örgütü olarak lanetlemiyor; tam tersine 'onlara sırtımızı dayadık' diyorlar. HDP'nin aldığı yüzde 10 oy; bugüne kadar CHP'den giden oylar da vardı. Bu oyların artık gitmeyeceğini düşünüyorum. Millet İttifakı kazanırsa HDP'ye alan açılacak. 'Gelince kayyumları alıp, seçilmişleri atayacağız' diyorlar. Onlar da atanınca dağdan gelen listelere yer verecekler. İşte HDP'ye bakanlık meselesi verilmesinden daha önemli bir mesele. Kılıçdaroğlu 'Biz kesinlikle HDP'ye terör örgütünü lanetlemediği sürece onunla işbirliği yapmayacağız' demesi lazım.

"HANE HALKI GEÇİNME ÜCRETİ TESPİT EDİLSİN"

Özellikle düşük gelirli kesimlere bir rahatlama sağlanacak. Bizim üretmekten başka çaremiz yok. Şu anda üretim yapılıyor. Üreten herkes az ya da çok kazanıyor. Burada çarklar dönüyor. Ocak ayında bir düzeltme yapılacak. Gelir dağılımının Ocak ayında düzeltilmesi lazım. Hane halkı geçinme ücreti tespit edilsin diyoruz. Özel okulun önemli kısmı maalesef öğretmene hak ettiğini vermiyor ve daha fazla çalıştırıyor. Neticede öğretmen hakkını isteyecek, yürüyecek. Bize de gelsinler, onları dinleriz. Öğretmenlerin sayısı memur kesimi içinde en yüksek kesim bir gerekçe olamaz. Öğretmen hakkını almalı. Bizim tespitlerimize göre bir öğretmen en az 15 bin TL maaş almalı.