Bakan Nebati, kentteki bir otelde düzenlenen, "Diyarbakır İş Dünyası Buluşması"nda, az önce Diyarbakır annelerini ziyaret ettiklerini belirterek, onların duruşu, duası ve güçlü tavırlarının Türkiye'deki bin yıllık kardeşliği perçinleyeceğini söyledi.

Ailelerin bu oturma eylemiyle dünyaya seslendiğini anlatan Nebati, dünyadaki bütün çocukların hakları olduğunu vurguladı.

Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyarbakırlı Kürt bir çocuğun, 12 yaşındaki bir çocuğun hakları vardır. Türkiye'deki, dünyadaki çocukların hakları vardır. Kürt, Türk, Arap bu topraklarda hiçbir zaman, hiçbirisini ötekileştirmedi. Bu topraklar kardeşlik, şefkat, birliktelik, dayanışma, bayrak, devlet, millet için var olan insanları yetiştiren bir medeniyetin merkezi. Bu merkezde annelerimiz oradan sesleniyor. Kürt, Türk, Arap, herkesin canı can. Aile bütünlüğü varsa Kürt kardeşlerimizin de aile bütünlüğü sağlansın diye feryat ediyorlar. Allah hiçbir anneyi hiçbir babayı evlatları ile imtihan etmesin. Devlet, millet olarak kardeşlik hukukumuzun en derin şekilde hissettirildiği Anadolu medeniyetinin merkezinde olan bu kadim şehirde sesleniyoruz; biriz, beraberiz, kardeşiz, birlikte Türkiye'yiz. Kimse bizim kodlarımızla oynamasın. Oynayanlar da hep kaybediyor. Bu milletle uğraşanlar görecekler ki ötekileştirenler öteki olarak kalmaya mahkumlar. Birlik ve beraberliğimiz, kardeşlik hukukumuz perçinlenerek devam ediyor. Bundan sonra da Allah'ın izniyle devam edecek. Çünkü bir ülkenin kalkınması sadece ekonomi sadece fabrika değildir. Bir ülkenin kalkınması birlikte hareket etmekle ve dayanışma gücünün en üst seviyeye çıkarıldığı bir alanda gerçekleşir."

- "Silvan Barajı inşaatının yıl sonuna kadar tamamlanması için çalışmalar devam ediyor"

Yaklaşık bir yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yatırım bedeli 2,5 milyar lirayı bulan çok sayıda eser ve hizmetin açılışını kentte gerçekleştirdiğini dile getiren Nebati, önümüzdeki dönemin de Diyarbakır'ın şahlanma dönemi olacağını belirtti.

Nebati, Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra tarım kenti de olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ülkemizin kırmızı mercimek üretiminin yüzde 21'ini gerçekleştiren Diyarbakır, ipek böceğinde yaklaşık 43 ton koza üretimi ile Türkiye'de birinci sırada. Bu bereketli topraklarda üretimin daha da artması için Diyarbakırlı çiftçilerimize destek olmaya devam ediyoruz. Üreticilerimize Ziraat Bankamızdan uygun koşullarla kredi imkanı sunuyoruz. 2021 yılında Ziraat Bankası üzerinden 6 bin 436 üreticimize yaklaşık 1,4 milyar lira kredi kullandırdık. Bu yılın ilk 5 ayında 3 bin 371 tarımsal üreticimiz 978 milyon lira tutarında kredi kullandı. Tarımda modern sulamanın son derece önemli olduğunu biliyoruz. Bu sebeple DSİ vasıtasıyla yürüttüğümüz modern sulama projelerine büyük önem veriyoruz. Bölgemizde Atatürk Barajı'ndan sonra en büyük ikinci sulama projesi olan ve 2 milyon 350 bin dekar arazinin sulanmasını sağlayacak Silvan Barajı inşaatının bu yılın sonuna kadar tamamlanabilmesi için tüm çalışmalar devam ediyor. Silvan Barajı'nın bir an önce bitirilerek hayata geçirilmesiyle yaklaşık 305 bin kişiye iş imkanı sağlanacak, ekonomimize yılda 5,4 milyar lira katkıda bulunulacak."

- "Elektrik maliyetlerinin zamanla sıfırlanması konusunda tarihi bir adım atmış durumdayız"


Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında ilde hayvansal ve bitkisel ürün işleme tesisleri, toplu basınçlı sulama tesisleri, alternatif enerjili seralar, soğuk depolar başta olmak üzere birçok alanda 181 tesisi 2021 yılı sonu itibarıyla tamamladıklarını anlatan Nebati, son zamanlarda Diyarbakır OSB'de faaliyet yürüten fabrikalardan bazılarının enerji maliyetini düşürmek için güneş enerjisi santrali kurmaya başladıklarını ve üretimlerini de temiz enerjiyle gerçekleştirdiklerine şahit olduklarını, bundan memnuniyet duyduklarını aktardı.

Nebati, sanayide başlayan bu dönüşümün tarıma da yansıması için tarımsal sulamada "Güneş Enerjisi Santralleri" projesini başlattıklarını ifade ederek, bu projenin tanıtımını da mart ayında Şanlıurfa'da yaptıklarını anımsattı.

GES'e yönelik destekler kapsamında çiftçilere Ziraat Bankasıyla ilk bir yılı geri ödemesiz 84 ay vadeli kredi imkanı sunduklarını dile getiren Nebati, şunları kaydetti:

"Tarım arazisinin en fazla yüzde 1,5'una kadar GES kurulumuna ve aylık mahsuplaşmaya imkan getirdik. Böylelikle bölge insanımızın tarımdaki en önemli sorunlarından biri olan elektrik maliyetlerinin zamanla sıfırlanması konusunda tarihi bir adım atmış durumdayız. Ancak anlaşılan bazıları bizim icraatlarımızın hızına yetişip, takip edememiş. Vadetmiyoruz, net olarak söylüyorum; 830 bin hektarlık alanda bitmiş baraj ve göletlerdeki suyun toprağa kavuşturulmasıyla ilgili bir çalışma artı 12 milyar liralık bir GES yatırımıyla da Türk tarımını destekliyoruz. Böylelikle özelikle GES üretiminde bulunan çiftçilerimiz sadece mahsuplaşma imkanına değil fazladan üretmiş olduğu elektriği satma imkanına da kavuşmuş olacak."

- "Son 19 yılda Diyarbakır adeta bir yatırım cenneti"

Nebati, Diyarbakır'da ekonominin ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılığa dayandığını ancak sanayi sektörünün de giderek geliştiğini ve çeşitlendiğini söyledi.

Ülkede ilk Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kurulduğu Diyarbakır'da 4 OSB ve 7 sanayi sitesinin yer aldığına işaret ederek, Diyarbakır'da sanayinin ve üretim kapasitesinin daha da gelişmesini arzu ettiklerini, bu doğrultuda yatırımcıların her daim yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.

Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son 19 yılda Diyarbakır adeta bir yatırım cenneti. Diyarbakır'a yatırım yapmak isteyen firmalar için düzenlediğimiz 1800 teşvik belgesinde öngörülen yatırımların 850'den fazlası tamamlanmış. Hayata geçen bu yatırımlar sayesinde Diyarbakır'ımızda 40 bin kişinin istihdam edilmesi de sağlanmış durumda. 2021 yılında Diyarbakır'da yatırım yapmak isteyen müteşebbislere verdiğimiz 408 teşvik belgesiyle toplam 3 milyar lira sabit yatırım yapılmasını, böylelikle yaklaşık 24 bin kişiye istihdam oluşturulmasını da destekledik. Diyarbakır'ın kalkınmasına katkı sağlamak için hükümet olarak birçok işletmemizi destekliyoruz. Tarım ve sanayiye ek olarak, Diyarbakır'ın ihracatta da yükselişini gözlemliyoruz. Diyarbakır'ın ihracatı 2002'de yıllık bazda 6,8 milyon dolar düzeyinden 2022 yılı nisan ayı sonu itibarıyla yıllık olarak 58 kat artışla 394 milyon dolar seviyesine gelmiş. Diyarbakır 20 yıl önce yıllık yaptığı ihracatın şu anda daha fazlasını bir ayda yapıyor. Bölgenin önemli bir ihracat üssü olmaya aday bir şehrimiz. Bu artış göğsümüzü kabartsa da Diyarbakır'ımızın çok daha fazlasına ulaşacak potansiyeli olduğuna inanıyoruz."

- "Diyarbakır gibi bir şehre en az 1 milyar dolarlık ihracat yapması yakışır"

Nebati, şu anda uygulanan kredi politikasıyla iş insanlarının şehirlerine, işletmelerine katkı sağlama noktasında en geniş imkanların bulunduğu dönemde olduklarını aktararak, burada iş insanlarına çok iş düştüğünü vurguladı.

"Siz isteyeceksiniz biz zaten veriyoruz. Kim hızlı davranırsa şehrine o kadar hızlı yatırım yapar. Çok açık ve netiz. İhracatı, üretimi artırıcı istihdam sağlayacak bütün işletmeler için sonuna kadar kapılarımız açık. Bu artış eğilimini sürdürmemiz lazım. İhracat çünkü önemli bir kapı. Ve bunu sürdükçe milyar dolarlık ihracat rakamlarını Diyarbakır'ın bulması çok kolay." diyen Nebati, iş insanlarından bu konuda gayret göstermelerini istedi.

Nebati, illeri ziyaret ederek, iş insanlarının taleplerini dinlediklerini anlatarak, iş insanlarından bu ziyaretlerinin istihdamı artırmaya katkı sağlaması konusunda gayret beklediklerini söyledi.

Diyarbakır'ı hak ettiği yere iş insanlarının gayretleriyle getireceklerini aktaran Nebati, şöyle konuştu:

"İş insanın görevi iş üretmek. Ne kadar çok iş üretirsek ne kadar çok çalışırsak, az önce ziyaretlerinden geldiğimiz annelerin yüreğine o kadar su serpmiş oluruz. Çocuklarımız piknikten götürülmesin bir yere. Çocuklarımız piknikten okula, evine, ailesine gelsin. Onun için çok çalışmalıyız. Bu ülkeye çok çalışmak düşer. Diyarbakırlıya çok daha fazlasını.. 2002 yılında dış ticaret açığı veren Diyarbakır, çok şükür şu anda fazla veriyor. Bir çaba var, attığımız adımların karşılığını bulduğumuz bir yapı var. Buna bir ivme kazandıracağız. Diyarbakır gibi bir şehre en az 1 milyar dolarlık ihracat yapması yakışır. Onun için Diyarbakır bu işi inşallah gerçekleştirecek. Çünkü lojistik konumunda da çok kuvvetli. Asya ile Avrupa arasındaki tarihsel İpek Yolu ticaret ağının kesişim noktasında bulunan ilimiz bugün de lojistik bir merkez olma yolunda hızla ilerliyor. Hava, kara ve demiryolu Orta Doğu ülkelerine yakın olması Diyarbakır'ımızın büyük bir avantajı. Güneydoğu'da bir ilk olan demiryolu bağlantısıyla bölgesinde ön plana çıkan Diyarbakır Lojistik Merkezi küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği günümüzde hem şehrimize hem de ülkemize çok ciddi bir rekabet avantajı sağlayacaktır."

- "Halkımızın alım gücünü ve refahını korumak amacıyla pek çok tedbiri hayata geçirdik"

Nebati, son iki yıldır dünya gibi Türkiye'yi de etkileyen salgınla karşı karşıya kalındığına işaret ederek, salgınla en iyi mücadele eden ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini aktardı.

Bu konuda "iddialıyız" demenin yeterli olmayacağına dikkati çeken Nebati, her türlü rakam her türlü ekonomik gösterge ve en önemlisi yaşananların Türkiye'nin dünyada salgınla mücadele eden en başarılı ülke olduğunun kanıtı olduğunu vurguladı.

Nebati, gelişmiş ülkelerin ekonomide tökezlediği, sağlık hizmetleri açısından sınıfta kaldığı salgın döneminden Türkiye'nin alnının akıyla, güçlenerek çıktığını anlatarak, "2020 yılında bütün dünya küçülürken Çin'den sonra büyüyen ikinci ülkeyiz. Bu bir başarıdır. Herkesin olmaz dediği bir dönemde yani geçen yıl yüzde 11 büyüdük. Bu başarı sadece hükümetin başarısı değil, hepimizin başarısı. Biz yol açtık siz koşar adım iş, ticaret yaptınız. Büyüme devam ediyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında, dengeli bir büyümeyi yakaladık. Net dış ticaret talebimizle içerdeki talep nerdeyse at başı gidiyor. Tam dengeli bir büyümeyi yakalamış durumdayız." diye konuştu.

İmalat sanayinde kilit konumda olan ve birçok sektörü doğrudan etkileyen makine teçhizat yatırımlarının da 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz büyüdüğünü dile getiren Nebati, geride kalan iki yılda güçlü büyüme ve yatırımların istihdamda da karşılık bulmasını sağladıklarını belirtti.

Nebati, nisan ayı itibarıyla toplam istihdamı 30,4 milyona çıkardıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Onun için bütçemiz, kamu maliyemiz güçlü. Ülkenin tamamı üretiyor, ihraç ediyor ve istihdamı da en üst seviyeye getirmiş durumda. Yıl sonu hedefimiz 250 milyar. Ulaşacak mıyız? Daha erken ulaşacağız. Niye ulaşacağız, çünkü her ay istisnasız rekorlar kırarak ilerliyoruz. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 2023'te, 300 milyar dolarlık bir ihracatı inşallah geçmiş olacağız. Diğer yandan Kovid-19 salgını sonrasında ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı, toparlanma eğiliminde olan arz ve tedarik zincirlerini olumsuz yönde etkilerken, küresel emtia fiyatlarının önemli ölçüde artmasına neden olmuş, enflasyonun tüm dünyada son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmasına yol açmıştır. Bu durumun bize de yansıması sonrasında ülkemizde de enflasyonda yükseliş meydana geldi. Hükümet olarak halkımızın alım gücünü ve refahını korumak amacıyla pek çok tedbiri hayata geçirdik. Vatandaşlarımızın tüketiminde önemli yer tutan gıda ve temizlik ürünleri, temel ihtiyaç maddeleri, yeme-içme hizmetleriyle meskenlerde kullanılan elektrik gibi pek çok alanda vergi oranlarını düşürdük. Sağlanan sübvansiyonlar yoluyla dünya genelinde artış gösteren doğal gaz fiyatlarının faturalara yansımasını sınırlandırdık. Bakın yılın ilk 5 ayında meskenlerde kullanılan doğal gazı yüzde 81 oranında sübvanse ettik. Temmuz 2023'e kadar yenilenecek kira sözleşmelerindeki artışları yasal zemin çerçevesinde yüzde 25 ile sınırladık. Böylece vatandaşlarımızı yüksek fiyat artışlarından koruma yönünde önemli bir adım daha attık. Bazı stratejik tarım ve gıda ürünlerine yönelik dış ticaret tedbirlerini devreye aldık. Saydığım tüm bu adımlar kapsamında enflasyonla mücadeleyi desteklemek üzere devlet olarak 2022 yılında 241 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz."

Dar gelirli ve sabit ücretli vatandaşları hayat pahalılığından korumak amacıyla temmuz ayından itibaren geçerli olacak şekilde asgari ücretin belirlendiğini kaydeden Nebati, gelecek dönemde de Fiyat İstikrarı Komitesi ve Gıda Komitesi'nde aldıkları kararlarla arz güvenliğini ve istikrarını güçlendirmeye, tarımsal üretimi geliştirmeye ve enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini bildirdi.

Makroekonomik ve finansal istikrarı kuvvetlendirmeye yönelik ilave tedbirlerle de enflasyonla mücadele sürecini desteklediklerini aktaran Nebati, döviz kurlarındaki fiyat dalgalanmalarını en aza indirmek için 2021 yılı aralık ayında uygulamaya başladıkları Kur Korumalı Mevduat enstrümanına ilaveten Gelire Endeksli Senetlerin (GES) ihracını gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Kredilerin üretken alanlara yönlendirilmesini sağlamak amacıyla tüketici ve konut kredilerine yönelik makro ihtiyati politikalarda sıkılaşmaya gittiklerini bildiren Nebati ancak dar gelirli vatandaşların krediye erişim imkanını gözeterek 50 bin liraya kadar olan tüketici kredilerinde bir vade sınırlamasına gitmediklerini vurguladı.

- "Türkiye serbest piyasa güdümlü çalışan, asla bundan taviz vermeyen bir ülke"

Finansal istikrarı güçlendirme politika kapsamında yakın dönemde BDDK'nin ticari kredi kullanımına dair bir düzenleme yaptığını ifade eden Nebati, şöyle konuştu:

"Bu düzenlemenin amacı son derece açık. Krediyi alıyorsanız gidip üretim, ihracat yapın, istihdam oluşturun, ter dökerek para kazanın. Ama gidip de krediyi dövize atıl yatırım yapmayın diyor açık bir şekilde. Ne oldu, bugüne kadar yine bizim malum karamsarlar korosu olduğu gibi şimdi yine sazlarını ellerine aldılar, başladılar çalmaya. Yok efendim devlet müdahale ediyormuş, yok efendim sermaye kontrol altına alınmış. Türkiye serbest piyasa güdümlü çalışan, asla bundan taviz vermeyen bir ülke. Bu topraklar zaten bunu kaldırmaz. Kambiyo rejiminden asla geri adım atmıyoruz ama müsaade ederseniz sazı alanlara sesleniyorum. Bu ülke en doğru şekilde 20 yıldır nasıl yönetildiyse bundan sonra da yönetilmeye devam edecek ama Türkiye ekonomi modeline de saygı duymuyorsanız bile uyum sağlayın."

Türkiye ekonomi modelinin üretim, ihracat ve istihdamı arttırmaya odaklı olduğuna dikkati çeken Nebati, bunun içinde selektif kredi anlayışıyla çalıştığını anlattı.

Kredileri uygun alanlara verdiklerini ifade eden Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ne yapacaksın parayı? 'Dövize gideceğim.' Kusura bakma buna izin vermeyiz ama bu bölgenin deyimiyle söylüyorum. Yatırımcının başımızın üstünde yeri var yeter ki aldığı krediyi düzgün ve doğru yerde kullansın. Dijital teknolojinin geliştiği bir ortamdayız. Kim, hangi krediyi, hangi miktarı, neyi nerede kullandığını şeffaf bir şekilde zaten ortaya koyuyor. Verdiğimiz paralar, krediler boşa gitmesin. Siz de kazanın ülke de kazansın. Tek derdimiz bu. Verdiğimiz kredilerin amacına uygun bir şekilde harcanmasını sağlamaya yönelik bazı düzenlemeler yapmamızdan daha doğal ne olabilir ki? İsteyen kendi kaynaklarını yine gidip istediği şekilde kullanabilir, bizi hiç ilgilendirmiyor ama bankaya 'Ben bu parayı şu iş için alıyorum.' diyorsa aldığın o parayı o iş için kullanmak mecburiyetindesin. Etik olmak. Bu kadar. Kamunun görevi ne, olabilecek yanlışlıkları regüle etmek, biz de bunu yapıyoruz. BDDK çok açık şekilde diyor ki; 'ticari kredi alıyorsanız, bunu size üretken işlerde kullanmanız için veriyoruz.' diyor. Bu kadar açık."

- "Bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faize gidiyor"

Türk Lirası'nı güçlendirme yani liralaşma yönünde bir politikalarının olduğunu dile getiren Nebati, şunları kaydetti:

"Bu da çok net. Burada asıl sorun nedir biliyor musunuz? Burada asıl sorun şudur; 2002 yılında, toplanan her 100 liranın 86 lirası faize gidiyorken, bugün toplanan her 100 liranın 15 lirası faize gidiyor. Asıl dert onların, asıl karamsarlık sebebi rant ekonomisinden üretim ekonomisine geçiyor olmamızdır. Karamsarlar bu yüzden daha da karamsar. Eskisi gibi rant ekonomisi olmadığı için artık para kazanmak için üretmek zorunda. Üretmek zorunda kaldıklarından karamsarlık yayıyorlar. Alayım parayı dövize gideyim, alayım parayı yüksek faize yatırayım. Üretime gelince yok. Böyle bir dünya, böyle bir Türkiye yok artık. Kimse kusura bakmasın. Biz milletimizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Attığımız bu adımlar inanıyoruz ki finansal istikrarı sağlamlaştıracak ve selektif kredi politikamıza uyumlu şekilde kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılmasını sağlayacaktır."

Bakan Nebati, ülkenin sahip olduğu güçlü potansiyeli yatırım, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla harekete geçirmek için birçok kredi paketi oluşturduklarını anlatarak 2022 yılı başında Kredi Garanti Fonu aracılığıyla toplam 60 milyar lira kefalet limitiyle 3 farklı KGF paketi yayınladıklarını ve uygulamaya başladıklarını kaydetti.

Bu paket ile bugüne kadar ihracat, yatırım ve işletme harcamalarında kullanılmak üzere 33 binden fazla işletmeye 50 milyar liranın üzerinde finansman kullandırdıklarını bildiren Nebati, "Meclise verilen kanun teklifi ile Hazine destekli kefalet sisteminin yasal kaynağını 50 milyar liradan 100 liraya yükselterek üretime, yatırıma, ihracata ve istihdama yönelik finansman imkanlarımızı iki katına çıkarıyoruz. Bu kanun teklifimiz dün Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçerek Genel Kurul aşamasına geldi." ifadelerini kullandı.

KGF'de ve diğer kredilerde fatura karşılığı destek verdiklerini anlatan Nebati, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Proforma faturaları kullanıp, krediyi alıp, sonra da proforma faturalarını iptal edenlere buradan bir çağırım var, sakın ha her şeyi biliyoruz, sakın ha faturalara karşı olarak aldığımız krediyi faturalardaki amacına uygun bir şekilde kullanın. Proforma fatura belli bir müddet sonra gerçek faturaya dönüşecek. Üretim diyoruz, size ucuz kredi veriyoruz. Ucuz krediyi git yatırımda kullan diyoruz, işletme sermayende kullan diyoruz. Bu konuda gerekli adımları atacağımızdan da tüm kamuoyunun bilmesinde fayda var. Meclisteki kanun teklifi sayesinde esnafımız, çiftçimiz, küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz başta olmak üzere tüm firmalarımıza piyasa şartlarını gözeterek tedricen ve selektif bir yaklaşımla kullandırmak üzere 890 milyar lira civarında ilave bir finansman imkanı oluşturmuş olacağız."

İhracatçılara ve turizm sektöründe faaliyet gösteren girişimcilere uygun faizli ve uzun vadeli Türk Lirası cinsinden kredi imkanı sağlamak amacıyla yeni bir enstrümanı daha yürürlüğe koyduklarını belirten Nebati, bu kapsamda toplam büyüklüğü 150 milyar liraya ulaşan, 2 yıla kadar geri ödemesiz olmak üzere 3 ile 10 yıl arası vadelerde krediler verdiklerini, kredinin maliyetinin yıllık yüzde 9'lara kadar inebildiğini aktardı.

Küresel salgının ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak için kapsamlı ve hedef odaklı politikalar izlemelerine imkan tanıyan ve bugün de gerek enflasyonla mücadelede gerekse makroekonomik istikrarın sağlanması yönünde önemli katkı sağlayan bütçeye ilişkin bir parantez açmak istediğini bildiren Nebati, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi birçok ülkeden pozitif yönde ayrıştıran güçlü bütçe performansımız Ocak-Mayıs 2022 döneminde devam etti ve bütçe 5 aylık dönemde 125 milyar lira fazla verdi. Son dönemde önemli seviyede bir vergi gelirinden vazgeçilmesine rağmen ülkemizdeki ekonomik aktivitedeki güçlü ilerleyişe bağlı olarak vergi gelirlerimiz de güçlü bir performans göstermeye devam ediyor. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu dönemde topladığımız verginin yüzde 43'ü gelir ve kazanç üzerinden alınmıştır. Böylece, vergi gelirlerimiz içerisinde dolaysız vergilerin payı artış eğilimindedir. Vergi artışı demek ne demek? İş dünyası çok iyi bilir. Çok kazanıyor demek. Ortağınız Maliye'ye katkı vermek demek ama sizin ortağınız Maliye, aldığı parayı kendine harcamıyor, gene size harcıyor. Aradaki fark bu. Geçtiğimiz çarşamba akşamı ek bütçe teklifimiz Meclis Genel Kurulumuzda oylanarak kabul edildi. 2022 yılı merkezi yönetim bütçemiz, daha önce 2021 yılının ikinci yarısındaki makroekonomik görünüm ve beklentiler çerçevesinde belirlenmiş bir bütçeydi. Ancak tüm dünyada hızla yükselen enflasyon, tedarik zincirlerindeki bozulma, emtia fiyatlarındaki rekor seviyeler ve Rusya-Ukrayna savaşı tüm makroekonomik parametreleri olumsuz yönde değiştirdi. Örneğin 2022 bütçesi hazırlanırken varil başına biz 68 dolar olarak hesaplamıştık petrolü. Petrol fiyatı bugün 110 dolar seviyesinde. Sadece bu gelişme Türkiye'nin enerji faturasına olan yükü 2022 yılı için 50 milyar. 2020'de 28 milyar dolar ödedik enerjiye, 2021'de 51 milyar dolar, şu anda üzerimize bir 50 milyar dolar daha yük gelecek, yıllıklandırılmış olan 75 milyar dolara gelmiş durumda."

Tüm bu gelişmelerin mevcut bütçedeki ödeneklerin dağılım ve miktarının yeniden taksim edilmesi ihtiyacını ortaya çıkardığını kaydeden Nebati, bütçe teklifini devlet tarafından kamuya sunulan hizmetlerin aksatılmadan devamını sağlamak ve her koşulda yanında oldukları milletin tüm kesimlerine yönelik desteklerin kesintisiz devam ettirilmesi amacıyla yaptıklarını bildirdi.

"Böylece emeklilerimiz, çalışanlarımız, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız, engellilerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız ve toplumun tüm kesimlerinin daha fazla yanında olacak, refah düzeylerini inşallah artırmış olacağız. Çiftçilerimize, esnafımıza, reel kesimimize desteklerimizi devam ettirecek, toplumun her kesimini güçlendirirken, 'Milleti yaşat ki devlet yaşasın' anlayışımızdan da asla taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullanan Nebati, Türkiye'nin, köklü ve kadim bir devlet geleneğine ve bugün, milletiyle bütünleşmiş bir devlet yönetimine sahip olduğunu anlattı.

- "Türkiye gücünü milletinden, tarihinden, liderinden ve bu toprakların irfanından alan bir ülkedir"

Türkiye'nin doğusuyla batısıyla, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle her biri birbirine gönül bağıyla bağlı insanlardan müteşekkil bir millet olduğunu kaydeden Nebati, bu büyük kardeşlik ruhunun çatısı altında buluştuklarına dikkati çekti.

Asıl hedeflerinin kadim değerleriyle var olan milletin küresel arenada her geçen gün daha güçlü bir konuma doğru ilerleyişini kesintisiz devam ettirmek olduğuna işaret eden Nebati, konuşmasına şöyle devam etti:

"Peki, bu nasıl olacak? Bu, üreten güçlü bir ekonomiyle, stratejik bir akılla, millet bilinciyle ve tarihten ders alarak olur. Nasıl olur? İşte geçen gün NATO'da imzalanan memorandumla olduğu gibi olur. Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayeti ve kararlı duruşuyla kazanılan bu diplomatik başarı, bugün Türkiye'nin sahada olduğu gibi masada da nasıl bir güce sahip olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koymuştur.

Türkiye bu gücünü milletinden, tarihinden, liderinden ve bu toprakların irfanından alan bir ülkedir. Dünya bugün henüz pandeminin etkilerini tam atlatamadan oluşan savaş atmosferinde, hızlı fiyat artışları, küresel belirsizlik ortamı ve ekopolitik birtakım sorunlarla yüzleşiyor. Ancak biz sorunlar karşısında asla umutsuzluğa kapılmıyor, 2023 hedefimize ve 2053 vizyonumuza doğru milletimizle yan yana yol almaya devam ediyoruz. Ne tür sorunlarla karşılaşırsak karşılaşalım, dünya hangi zorlu koşullar içinde olursa olsun tarihimize, milletimize velhasıl kendimize güveniyor, birlik içinde gereken mücadeleyi vermesini dün olduğu gibi bugün de çok iyi biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz dönemde yaşanan tüm krizlerden nasıl ki büyüyerek ve güçlenerek çıkmasını bildiysek, bugün de oluşan koşulların bizler için türlü fırsatlar barındırdığını, yani her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu da çok iyi biliyoruz. Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Bu bizim düsturumuz. İkincisi, biz iyimseriz. Çünkü iyimserlik rahmani. Biz kötümser, karamsar değiliz. Çünkü karamsarlık, kötümserlik şeytani. Biz iyimseriz ama temkinli iyimserliğin nasıl olduğunu, her türlü verinin nasıl kullanılması gerektiğini de iyi biliriz. Sizlerin gayretinize, feraset ve inancınıza güvenim tamdır."

İlerleyen dönemde yeni başarılara imza atacaklarına olan inancın tam olduğunu vurgulayan Nebati, Kürtçe, "Diyarbakır'ın talepleri başım gözüm üstüne." dedi.

Programa, Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, AK Parti MKYK üyeleri Abdurrahman Kurt ve Alaattin Parlak, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları MKYK üyesi Suna Kepolu Ataman, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi, Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu ve AK Parti İl Başkanı Muhammed Şerif Aydın katıldı.