Ticaret Bakanı Mehmet Muş, partisine yakın Sabah gazetesi tarafından Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri'nde düzenlenen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'ne katıldı. Muş,  programda soruları yanıtladı.

Bakan Muş, enerjideki fiyat artışlarına ilişkin konuşurken "Siyasi partiler neden vardır, seçimi kazanmak için vardır. Dolayısıyla seçime 9 ay kalan bir yerde hiçbir hükumet 'ya ben elektriğe bir zam yapayım, doğal gazın fiyatlarını bir artırayım' demez" şeklinde konuştu.

Bunun önemli bir kısmını bütçeden finanse ettiklerini söyleyen Muş, şöyle devam etti:

"Hem konutların kullandığı doğal gaz, sanayide konutlara göre daha düşük. Halen orada bir sübvansiyon söz konusu ve bu artışlar artık bütçenin imkanlarını daha fazla el vermediğinden dolayı zaruretten dolayı yansıtmak zorunda kaldı. Türkiye'nin ortalama enerji ithalatı 2019'dan geriye dönük 10 yıla bakın 2020'de pandemi çok sağlıklı olmaz ortalama 35-40 milyar dolardır. Geçen sene 51 milyar dolar, bu sene 100 milyar doların üzerine çıkıyor. Dolayısıyla bizim geleneksel ortalama fiyatımızın 3 katı enerji faturasıyla karşı karşıyayız. Bunun herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Elektrik fiyatlarına baktığınızda döviz olarak da baktığınız zaman hala bizde kullanılan enerjinin fiyatı AB ile mukayese ettiğiniz zaman çok altında. İhracat yapıyorken kullandığımız enerji maliyeti hala oradakilerin altında ama kendi içimizdeki artış, ister istemez sanayicilerimizi zorlayacak ama bunu da şu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bütçeden bütün imkanlar kullanılıyor, sübvansiyon maksimum seviyede yapılıyor. Bunun dışındaki yansıtılmak zorunda kalıyor. Bir de bu bütçe nereden oluşuyor onu da söyleyeyim. Bizim bir enerji kaynağımız yok, onu bütçeye kaynak oluşturmuyoruz. Dolayısıyla toplanan vergilerden oluşuyor bu bütçe."

HAL YASASI NE DURUMDA?
Bakan Muş, Hal Yasası'na ilişkin bir soru üzerine de, sebze meyve ticaretindeki en büyük problemin kayıt sorunu olduğunu, kayıt dışılığın çok yüksek olduğunu belirtip şöyle devam etti:

"Çiftçi üretiyor, bunu ne kadar üretiyor, nasıl üretiyor, bu nasıl fatura ediliyor, oradaki fatura değerleri gerçek mi? Kayıt dışılık çok fazla. Sisteme çok doğru girilmiyor. Analizi doğru yapamıyorsunuz. Domates 1 lira gözüküyor ama aslında 5 lira belki. Markette 10 lira. Sonra '1 lira nasıl 10 oluyor' deniyor. Girilen veride problem var. Girilen kayıtlar hem yanlış hem de çok yetersiz. Buranın kayıt altına alınması lazım. Bizim üretici örgütleri çok zayıf. Yunanistan'da yüzde 20 bu, bazı Avrupa ülkelerinde yüzde 90'a kadar çiftçi örgütlenmeleri sisteme hakim. Bizde çok zayıf oldukları için bireysel daha çok hareket ediyorlar. O ürünün hale taşınmasını sağlayan aracılar giriyor devreye. İşin içerisine girdiğiniz zaman gerçeklikler farklı. Düzenlemeyi yaptığımız zaman domates fiyatı düşmüyor orada. Kayıt altına alabiliriz, sistemi daha iyi takip edebiliriz. Orada birileri oynuyorsa bu işte onu gideririz. Verilerde problem var. Muhatap kitleniz çiftçi. Çiftçinin faturası yok, girişler çıkışlar, fiziki altyapı çok kötü. Bunların tamamını yenilemeye kalkalım derseniz belediyelerin bunu yapma imkanı yok."

MANAVLAR HEDEFTE
Marketlerin aracıları hiç devreye sokmadan sebze meyveyi üreticiden, tarladan direkt alabileceğini dile getiren Muş, "Şu soruyu sormak lazım. Eğer bu kadar yüksek bir kar marjı varsa arada 5-10 kat rakamlar dolaşıyor bazen. Bir yerde 3 lira diğerinde 13 liraysa bir manav 3 liradan alır 13'e satmaz 7'ye satar, iki kat kar eder. Niye yapmıyor bunu. Lanse edildiği gibi topluma aktarıldığı gibi işin gerçekliği öyle değil" dedi.

Hallerin yenilenmesi için belediyelere uzun vadeli düşük maliyetli finansman verilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Muş, fiziki altyapısı kötü yapının iyileştirilmesi halinde kayıt altına alınmanın daha kolay olacağını söyledi.