Partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Seçime kadar ‘Ya sabır' diyoruz. Milletimize ‘Erdoğan'a biraz daha sabret, seçim günü irademizi ortaya koyalım ve yepyeni bir dönem başlasın' diyoruz. Sabrın sonu DEVA olur inşallah. ‘Ya sabır' çeke çeke sabır taşı çatladı.”

“Her sıkıştığında vatandaşımızın dini inançlarını istismar ediyor. Sen önce şu Beytülmalın hesabını versene. Bir kilo peynir alandan KDV'yi alıp bir avuç faiz ve kur farkı ödediğin insanı şöyle düşün. Nerede hata yaptığını düşün, sonra sabır iste.”

“EMEKLİLER EKMEK KUYRUĞUNDA BEKLİYORSA ‘SABIR’ DİYEMEZSİNİZ”

“17 yaşında genç, senelerce emek verip hayalindeki üniversiteyi kazandıktan sonra yurt çıkmadı diye, parasız kaldığı için okula kayıt yaptıramıyorsa ‘sabır' diyemezsiniz. Emekliler, 50 kuruş daha ucuz diye saatlerce yağmur altında ekmek kuyruğunda bekliyorsa, ortaokul çocukları atölyelerde çalışmak zorunda kalıyorsa ‘sabır' diyemezsiniz.”

“Bir öğretmen, ailesinin yanına gitmek için bilet alamıyorsa ‘sabır' diyemezsiniz. AİHM tarafından ‘derhal serbest bırakın' denen kişiler cezaevinde tutuluyorsa, Anayasa Mahkemesi Başkanı 'hukuk çığlığı' atıyorsa, ‘sabır' diyemezsiniz. Sabır da şükür de kültürümüzün gereğidir ama sen bu milletin dini duygularını kendi çıkarların için kullanamazsın.”

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ, TAM BİR TÜRKİYE MUTABAKATI”

“Altı partinin tek bir anayasa değişikliği üzerinde mutabık kalması tam bir Türkiye mutabakatıdır. 84 maddeyi açıkladıktan sonra tek bir maddeyi ele alıp ciddi eleştiri getiren olmamıştır. Yanlışlar olur, düzeltiriz. Sapasağlam çalışmayı öneri olarak koyduk.”

“2023 seçimlerinin mevcut anayasayla, tek kişilik sistemle girdiğimiz son seçim olmasını temenni ediyorum. Dünyadaki demokrasi mücadelesine ülkemizin adını şanla yazacağız. Biz kazanacağız. Türkiye'de demokrasi kazanacak.”

“Altı parti, seçimlerden sonra kurulacak hükûmetin programını seçimlerden çok önce hazırlıyoruz. Uzlaşmayla, mutabakatla götürüyoruz. Tam 72 başlık belirledik. Ekonomiden adalete, sağlıktan eğitime, dış politikadan gençlik ve spora kadar her alanda hükûmetin neler yapacağını bugünden hazırlıyoruz.”

BAHÇELİ’YE SESLENDİ

“Sayın Bahçeli, kaç yıldır siyasetin içindesiniz. Bugüne kadar bu ülke için taş üstüne taş koydum diyebileceğiniz ne var? Söyleyin, öğrenelim. Hiçbir şey yok. 4,5 yıldır iktidarın ortağı değil misin? Niye bir tane bakan vermiyorsun? Kâra ortak ama zarar olursa ‘İçinde değildim' diyecek. Hiçbir sorumluluk almıyor ama iktidar olma yetkisini sonuna kadar kullanıyor. Böyle bir kolaycılık içerisinde.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye'nin arayıp bulduğu şifadır” sözlerine tepki gösteren Babacan şunları söyledi:

“Bu uyduruk sistemin kendisi için şifa olduğu belli. Bu sistem, ülkenin başına kayyum olarak atanmasını sağladı. ‘İktidar partisine mensup şu gitsin' diyor, ertesi gün affını isteyip gidiyor. Sayın Erdoğan'la ciddi anlaşmazlık içinde olan bir kabine üyesi için ‘Bu kalacak' diyor, Erdoğan da bu ağır yükü sırtında taşımak zorunda kalıyor. Bu sistem, onun cezaevindeki dostlarının afla çıkmasını sağladı. Çeteye, mafyaya şifa oldu. Bahçeli'ye şifa kuşkusuz. 85 milyona dert veren, acı çektiren, yoksulluk getiren bu sistemi; sırf Devlet Bey'e iyi geldi diye koruyamayız. Bu sistem değişecek.”

“Sayın Bahçeli, elinizi tutan mı var? Yeni anayasanız senelerdir bitmeyen senfoniye döndü. Gerçekten ayıp. Her seçime yeni anayasa vaadiyle giriyorsunuz ama ortada tek bir maddelik hazırlık yok. Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli; sizin yeni anayasanız nerede? Gözlerimiz yollarda kaldı. Yok…”

BABACAN’DAN ERDOĞAN’A ‘ÇOK PARTİLİ DEMOKRASİ’ YANITI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün (30 Kasım) partisinin il başkanları toplantısındaki “Çok partili demokraside bunları yaşadık” sözlerine yanıt veren Babacan şöyle konuştu:

“‘Lapsus' diyorlar ya hani… Bakın işte Sayın Erdoğan yoruldu. Erdoğan yorgunluğunun bir sonucunda bir büyük gaf daha yaptı. Çok partili demokrasiyle kavga ediyor. Tek partili sistemi yüceltiyor.”

“Belli ki tek başına at koşturmak istiyor. Bahçeli'yi, Perinçek'i falan da fasulyeden sayıyor. Zihninin arkasında o da var.”

“Durum anlaşıldı: Erdoğan ‘hedef 2023'ü tutturamayınca hedef döndü 1946 öncesi oldu. Yeniden tek partili sistem oldu. Allah akıl fikir versin.”

“Hani Erdoğan ‘Türkiye için plan program ortaya koyun, canımızı yiyin' diyor ya. Canları falan kalmaz ortada. Eylem planlarımızı ortaya koyduk, koyuyoruz. Kendisine de gönderdim bir set. Haydi siz de koyun ortaya bir şeyler.”

ASGARİ ÜCRET ÇAĞRISI

“El alem, firari sanıkları Türkiye'ye iade etmiyor. En son Bulgaristan'ı gördük. Gerekçeler hazır: ‘Türkiye'de adil yargılama yok' deyip çıkıveriyorlar. Hükûmetten kimse de çıkıp ‘Hayır efendim, Türkiye'de adil yargılama var' diyemiyor. Çünkü bu ülkenin kendi Anayasa Mahkemesi durmadan ‘Adil yargılama hakkı ihlal ediliyor' diyor.”

TÜİK'in yayınladığı millî gelirden alınan pay istatistiklerini gösteren Babacan şöyle devam etti:

“Sermayenin aldığı pay son iki yılda yüzde 43'ten yüzde 54'e çıkmış. İş gücünün aldığı pay yüzde 37'den yüzde 25'e düşmüş. Cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini öderseniz, Kur Korumalı Mevduatı gündeme getirirseniz, sadece faize ve kur farkına 650 milyar lira öderseniz tablo bu. Sayın Erdoğan şunu açıklasın. Fakirleşmenin en önemli kanıtıdır. Alın teri, bilek gücü, emek kaybetmiş; sermaye kazanmış. Partili, taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminin bilançosu bu.”

“Sayın Erdoğan, asgari ücreti artırmak için yıl başını falan beklemeye gerek yok. Zaten 1 Temmuz'da ara zam verdiniz. Niye bekliyorsunuz? Enflasyonu patlattınız. Madem şartlar oluşmuş, yıl başını beklemeye gerek yok. Yarın ayın 1'i. Hemen toplanın, karar verin, artırın. Neden bir ay daha vatandaşların yükünü artırıyorsunuz? Sırf ‘seçime yakın olsun da seçimi kazanayım' diye uzatıyorsanız, hayal kuruyorsunuz. Siz o artışı yapmak zorundasınız ama vatandaş bu yoksulluğun sebebi olan sizi seçmek zorunda değil. Artışı yapan sizsiniz de enflasyonu patlatan başka birisi mi?”

BABACAN’DAN İŞ DÜNYASINA ÇAĞRI

“Yatırım yapmak konusunda endişeli olan iş insanlarına sesleniyorum: Türkiye'den vazgeçmeyin. Biz buradayız. Bu ülke 85 milyonuyla, Avrupa'nın en genç nüfusuyla, Avrupa'nın en geniş tarım arazileriyle, çalışkan ve metanetli milletiyle burada. Bu ülke, tek kişiden ve onun etrafında kümelenmiş çıkar gruplarından ibaret değil. Bu karanlık tünelin ucundaki ışığı görüyoruz.”

“Hele bir iktidar olacağımız görünsün, memlekete akın akın yatırımlar başlayacak. Daha önce nasıl iki ekonomik kriz çözdüysek, bu krizi de biz çözeceğiz. DEVA'lı yıllarda, özgür ve zengin bir Türkiye göreceksiniz. Adil bir Türkiye göreceksiniz. Şu kriz havasını 6 ayda dağıtacağız.”