Denizli Gazeteci Cemiyeti'nde soruları yanıtlayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gençlerin büyük çoğunluğunun yurt dışına kaçarak orada hayat kurmak istediklerini söyledi.

Anne ve babaların da çocuklarını yurt dışına gitmeye teşvik ettiklerini kaydeden Babacan, “Şu anda gençlerimizin kahir ekseriyeti kendi yarınlarını bu ülkede görmek istemiyor. Fırsat bulsa başka bir ülkede hayat kurmak istiyorlar. Anne babaların da belki yüzde 60-70'i oğlum sen git kendini kurtar diyor. Kaçmak isteyenlerin ülkesi olduk. Gitmek isteyip de gidemeyenlerin, kalanların ülkesi olduk. Oysaki bu ülke bırakın kendi gençlerimizi, dünya gençlerinin yaşamak istediği bir ülke olmuştu. Dünya'nın her yarından gençler Türkiye'ye gelmek istiyordu. O halden kendi gençlerimizin kaçmak istediği bir ülke halini aldık. Gençlerimiz kabiliyetli. Gençlerimiz zeki ama kendilerine sunulan imkânlar çok dar. Bunun için gençlerle ilgili geniş bir çalışma yapmamız gerekiyor” diye konuştu.

‘BABACAN'IN İLK 11'İ'

Partisinin hazırladığı 11 maddelik eylem planını ‘İlk 11'imiz' diye tanıtan Babacan, “Türkiye'nin yarınlarıyla ilgili detaylı çalışmalar yapıyoruz. Eylem Planı adını verdiğimiz bu hazırlıklar seçimden sonra Türkiye'nin nasıl yönetileceğinin bütün altyapısını oluşturacak” diye konuştu.

Babacan, çalışmalarda gençlere ağırlık verdiklerini belirterek, “Tarım liseleri olacak. Köylüler en çok çocuklarının çiftçilik yapmamasından şikâyet ediyor. Bir çiftçi 2 bin dönüm arazim boş çocuklar başka iş yapıyor diyor. Gidin kendinizi kurtarın dedim diyor. Demek ki; gençlerimizin tarımla uğraşması ancak ve ancak çiftçimizin iyi bir gelire sahip olmasıyla mümkün olacak. Tüm eylem planlarımızda gençlerimize yer verdik. Önemli olan fırsat ve imkân sunulması. En iyi eğitimin fırsat eşitliği içinde gençlere sunulması. İş imkânlarının artması. Gençlerimizin sevdiği ilgi duyduğu alanlarda kendilerini geliştirmesini sağlamalıyız” ifadelerini kullandı.

‘KRİZ ORTAMI BİR AN ÖNCE ORTADAN KALKMALI'

Sanayicilerin sorunlarını da dinleyen Babacan yaşanan ekonomik krizin 6 içinde çözülebileceğini, enflasyonun da iki yıl içinde yine tek hanelere düşebileceğini söyledi.

Sanayicinin önünü görebilmesi için kriz ortamının bir an önce ortadan kalkması gerektiğini söyleyen Babacan şu ifadeleri kullandı:

“2001-2002 krizi çok büyük bir krizdi. O krizden ülkemizi çıkarmamız iki yıl sürdü. 20 banka batmıştı. İnsanlar bankadaki parasını alamıyordu. Hazinenin borçlanma faizi yüzde 66'ydı. Bütün dünya Türkiye iflas etti edecek diye bakıyordu. O zor şartlarda devraldık. Dürüst ve ehil bir kadro kurduk. İki senede krizi çözdük.

İki senede 34 yıllık enflasyonu tek haneye indirdik. Ülkeyi bugün devralsak bugün yaşanan krizi de 6 ayda çözeriz. Bir ayda bütün kurumları ayağa kaldırırız. Merkez Bankası ve TÜİK'i bir ayda ayağa kaldırırız. Çok kolay yaptığımız işler. Altı ayda da kriz ortamı ortadan kalkar. Enflasyonun tek haneye düşmesi de iki sene sürer. Önemli olan bir an önce kriz ortamının ortadan kalkması. İnsanların önünü görmesi gerekiyor”


‘EKONOMİ SAĞLAM TEMELE OTURMALI'

Ekonominin sağlam bir temele oturması gerektiğini belirten Babacan, “Bu temel de ne var? Hukuk var, adalet var, insan hakları var, özgürlükler var, demokrasi var. Temeli sağlamlaştırmazsak ekonomi binasını sağlam tutamayız. Ekonomide yapacaklarımız önemli ama eş zamanlı olarak Türkiye'nin hukuk devleti olması yönünde yargı reformu ile ilgili atacağımız adımlar, temel haklarla ilgili atacağımız adımlar da önemli. Bunların hepsinin eş zamanlı olması gerekiyor ki, bir yandan ekonomiyi ve ekonomi kurumlarını toparlarken bir yandan da temeli sağlamlaştırarak nihayetinde bittiğinde sapasağlam bir yapıya çıkartmış olalım” ifadelerini kullandı.

‘YASALARLA KENDİNİ BAĞLAMAK İSTEMİYOR'

Türkiye'nin şeffaf yönetilmesi ve iktidarın hesap verebilir olması gerektiğini söyleyerek Erdoğan'ı hedef alan Babacan, “Hesap vermem zihniyeti kötü bir zihniyet. Bir an önce şeffaflık lazım. Bunlar yapamaz çünkü kuralla kendini bağlamak istemiyor. Yasayla Anayasa ile kendini bağlamak istemeyen bir yönetim.  Anayasa ve yasaları vesayet olarak görüyor. Aklına gelen her şeyi yaparım diyor. Anayasa Mahkemesi'ne saygı duymuyorum diyor. Alt mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karara uymayabilir diyor. Dolayısıyla kendini Anayasayla ve kurallarla bağlı görmek istemeyen bir yönetim zihniyeti var. Bu yönetim öngörülebilir olamaz. Öngörülebilir olmayınca güven olmaz. Türkiye güven olmayınca krizden çıkamaz” diye konuştu.

‘GÜVEN ORTAMI OLURSA SANAYİCİ YATIRIM YAPAR'

Babacan, Türkiye'de sanayicilerin yeterli olanağa sahip olduğunu, güven ortamı oluşması halinde yatırımlara hız vereceğini belirterek, “Bu ülkenin sanayicisinin, yatırımcısının imkanları var. Zor günler geçiriyorlar. İmkânlarını başka ülkelerde değerlendiriyorlar. Başka ülkelerin gençlerine istihdam sağlıyorlar. Bu ülkede biz bir güven ortamını oluşturalım, insanlar bir önünü görebilsin…Bu ülkenin sanayicisi bu ülkeye harıl harıl yatırım yapmaya başlayacak. Çünkü belli başlı yatırımcıların, sanayicilerin hepsiyle görüşüyoruz. İstihdam sorunu böyle güvenle, yatırım ortamını iyileştirmekle çözülecek” ifadelerini kullandı.