Hangi kamu hizmetinin hangi statüdeki personele yaptırılacağına ilişkin karmaşa nedeniyle aynı iş çok farklı statülerde görev yapan personel eliyle yürütülmektedir. Elbette bu durumun Kamu Personel İstihdam Stratejisi olmamasıyla doğrudan ilgisi vardır. Bunlara ilaveten merkezi bir personel teşkilatının olmaması da bu tür dağınıklıklara sebep olmaktadır.
Şuan itibarıyla kamu personeline ilişkin iş ve işlemler;

1- Strateji ve Bütçe Başkanlığı,

2- Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü,

3- İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı,

4- Çalışma Genel Müdürlüğü,

tarafından yürütülmektedir.
Bu dağınıklık ister istemez iş ve işlemlere de yansımaktadır. Hem yerli hem de yabancı raporlarında Merkezi bir personel birimi kurulması tavsiye edilmiştir. Ancak gelinen noktada iyi kötü bir şekilde personel iş ve işlemleri Devlet Personel Başkanlığınca merkezi olarak yürütülürken bu Başkanlığın kaldırılması sonrasında işler iyice dağınık bir hal almıştır.


Şimdi bu açıklamalardan sonra gelelim aynı kamu hizmetinin dört farklı statüdeki personele nasıl yaptırıldığına.
Konuyu somutlaştırmak gerekirse, yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan memurlara yaptırılan kurumların temizlik vb. işleri için daha sonra bu işler taşeron işçilere yaptırılmaya başlanmış, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinden sonra kadrolu işçiler de bu görevleri yapmak üzere alınmaya başlanmış, daha sonra bu işler için sözleşmeli personel alınmaya başlanmıştır.
Sonuç olarak aynı iş memur, taşeron işçi, kadrolu işçi ve sözleşmeli personele yaptırılmaya başlanmıştır. Özetle aynı iş için dört farklı statüdeki kamu personeli istihdam edilmeye başlanmıştır.
Daha garip olan durum ise aynı işi yapan kamu personelinden bir grubu için işçi sendikaları ile toplu sözleşme yapılırken diğer grup personel içinse memur sendikaları ile toplu sözleşme yapılmaktadır.
Yine işçilere siyaset yapma serbestken memur ve sözleşmeli personele siyaset yapma yasağı vardır.
Üstüne üstlük bunların hepsinin maaşları biri birinden farklı olduğu için çalışma barışı da bozulmaya başlamıştır. Ne diyelim birileri bu yazılanları okuma zahmetine girer de çözüm üretmek için harekete geçer diye dua etmekten başka çare olmadığını düşünüyoruz.