Bakan Bilgin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun Bakanlığının ev sahipliğindeki toplantısında, geçen yılın sonunda 2022 yılı için asgari ücretin tarihi artışla belirlendiğini söyledi.

AA'da yer verilen habere göre, bu artışın asgari ücretliler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerince memnuniyetle karşılandığını belirten Bilgin, asgari ücretteki artışın diğer ücretler üzerinde de olumlu etkilerinin olduğunu vurguladı.

Salgının ardından dünyada tedarik zincirinin kopması ve emtia tedarikinde yaşanan sorunlardan Türkiye'nin çok fazla etkilediğini dile getiren Bilgin, "Türkiye'nin petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarına ödediği para bu sene 100 milyar doları geçmiş durumda. Bunun yanı sıra döviz fiyatlarındaki dalgalanmaların ekonomideki negatif etkisini dikkate aldığımızda enflasyonun gerçek sebeplerini, kaynaklarını daha objektif şekilde görmemiz mümkün. Türkiye, bu enflasyon ortamında enflasyondan çıkış yolları konusunda da kararlılıkla mücadelesini sürdürüyor." diye konuştu.

Bilgin, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdüğünü anımsatarak, bu oranın Türkiye'nin üretim gücünün arttığını ve artmaya devam ettiğini gösterdiğini söyledi.

Bu büyümenin sanayi üretimi kaynaklı ihracata dayalı bir büyüme olduğuna dikkati çeken Bilgin, Türkiye'nin üretimdeki gücünün, sorunları aşmaya yönelik ümidini de gösterdiğini dile getirdi.

Türkiye'nin üreterek, ihracat yaparak enflasyon sorununu aşacağını ifade eden Bilgin, şöyle konuştu:

"Döviz üretemeyen bir ekonomide enflasyonu aşmak mümkün değil. O zaman Türkiye, kaçınılmaz olarak nereye müracaat ediyordu, IMF'ye. IMF'nin kapısını çalan bir Türkiye'nin karşısına, büyümeden vazgeçen politikalar sunuluyordu. Türkiye çok şükür bugün oralarda değil. O kapıları çalmayacak bir yerde. Çünkü ekonomisi döviz üreten bir yere gelmiştir."

"ASGARİ ÜCRET ARTIŞI DİĞER ÜCRETLERE POZİTİF ETKİ YAPACAK BİR UNSUR"

Enflasyonun gelir dağılımını bozduğuna dikkati çeken Bilgin, gelir dağılımını rekabetçi piyasa ortamı ve devletin sosyal politikalarının düzenleyeceğini söyledi.

Toplantı vesilesiyle asgari ücret konusunda kurumsal bir düzenleme imkanının önlerinde olduğunu belirten Bilgin, şöyle konuştu:

"Biz çalışanlarımızı, emekçilerimizi korumak, sosyal devlet tedbirlerini devreye sokmak mecburiyetindeyiz. Geçtiğimiz dönemde açıklamalarda bulunduk, bu açıklamalarda, hep asgari ücretin normal süresinde belirlenmesi gerektiğini, yeni bir şey olmadığını söylemiştik ama bugün geldiğimiz noktada çalışanlarımızın enflasyon karşısında korunması, enflasyonun tahribatı karşısında korunması bizim görevimizdir. Bunu yapmak zorundayız. Bu konuda da elimizdeki en önemli araç, asgari ücretin yeniden belirlenmesidir. Asgari ücret sadece asgari ücret kapsamında olan 6,5 milyona yakın işçimizle sınırlı değildir, onların üzerindeki ücret gruplarının da ücretlerinde pozitif etki yapacak bir unsurdur."

Türkiye'nin en büyük 1000 şirketi içerisinde sendikalaşma oranının yüzde 13 seviyesinde bulunduğunu bildiren Bilgin, bunun çok ciddi bir sorun olduğunu bildirdi.

Bilgin, "Emekçiler örgütlenmedikleri zaman ücretler, asgari ücret düzeyinde sıkışıp kalıyor. Bunun aşılması için mutlaka örgütlenmenin önünü açmamız lazım. Sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldıracak çalışmaları yapıyoruz. Mevzuattaki düzenlemeleri yapacağız. Bazı işverenlerin sendikalaşmaya ve örgütlenmeye karşı negatif tavrını aşacağız." diye konuştu.

Bakan Bilgin, şöyle devam etti:

"Komisyon çalışmalarının yarın sonuçlanacağını ümit ediyorum. Bu düzenlememizle sadece Türkiye'deki gelir dağılımındaki negatif etkiye karşı, çalışanlar üzerindeki olumsuz etkileri aşmakla kalmayacağız, aynı zamanda bir sosyal transfer yapma imkanını da bu vesileyle bulmuş olacağız."

"ASGARİ ÜCRETE ENFLASYON ORANINDA ARTIŞ"

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "İnsanlar son yıllarda görülmedik bir ekonomik sıkıntı içerisinde. Oluşan enflasyon ortada, bu enflasyon çerçevesinde asgari ücretliye, dar ve sabit gelirliye nefes aldıracak bir düzenleme olmasını talep ediyoruz." dedi.

Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda, yıllık belirlenen asgari ücret konusunda uzun senelerden sonra ara zam için toplandıklarını belirtti.

Yüksek enflasyon nedeniyle yılbaşında belirlenen asgari ücretin alım gücünün düştüğünü vurgulayan Atalay, şöyle konuştu:

"Asgari ücretliler, sabit gelirliler, emekliler, toplumun sıkıntı çeken kesimi. İnsanlar son yıllarda görülmedik bir ekonomik sıkıntı içerisinde. Oluşan enflasyon ortada, bu enflasyon çerçevesinde asgari ücretliye, dar ve sabit gelirliye nefes aldıracak bir düzenleme olmasını talep ediyoruz."

Asgari ücretin yaygın ücrette dönüşme riskine dikkati çeken Atalay, asgari ücretteki artışın nitelikli iş ve işçiye de yansıtılması gerektiğini dile getirdi.

Atalay, Türkiye'nin en büyük 500 şirketinden sadece 100'ünde sendikaların örgütlü olduğunu belirterek, "Bunlar ihracat yapıyor, iyi para kazanıyor. Bunların 400'ünde örgütlü değilsek burada herkesin düşünmesi lazım. Örgütsüz bir toplumda herkes asgari ücretli çalışan oluyor. Bizim bu konuda yasal bir düzenleme talebimiz var." dedi.

Geçici işçilerin, taşeron işçilerin, EYT'lilerin, emeklilerin hükümetten talepleri olduğunu vurgulayan Atalay, torba kanun kapsamında Mecliste görüşülen en düşük emekli aylığının daha da artırılması gerektiğini söyledi.