Günümüz hayat koşulları altında memurlara ve emeklilere verilen zam gerçekten yetersiz ve hükümet bizlere üvey evlat muamelesi yapmıştır. Memur ve emeklilerin, işçiler  ve hayat pahalılığı ile aynı gemide yaşadığını görmezden gelmiştir. Hükümet; Kamu işçilerine 2021-2022'nin ilk 6 ayı için yüzde 12, diğer 6 aylar için yüzde 5 artı enflasyon farkı oranında zam, en düşük ücretli çalışan grubundaki kamu işçilerine 500 TL'lik iyileştirme yaparken. 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde  memur ve memur emeklilerinin maaşlarına 2022'nin ilk altı ayı yüzde 5, ikinci altı ayı yüzde 7, 2023'ün ilk altı ayı yüzde 8, ikinci altı ayı yüzde 6 ve enflasyon farklarından oluşan zam yaptı. Ayrıca 3600 Ek Gösterge çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü. Bu kabul edilir bir durum değil elbette. Çünkü memur ve emekliler enflasyon karşısında ezilirken, bu zamlardan sonrası oldukça düşündürücü. Nitekim var olan vergi dilimi zulmüyle  ikinci 6 ay için  zammın da sadece adı var. Çünkü memurlar ikinci 6 ayda vergi dilimi tuzağına düşüyor, sadece ilk 6 aylık dönemde zamdan faydalanabiliyorlar. Hal böyle olunca memur ve emekliye verilen zamlar gerçekten tepkiyi hak ediyor. Özellikle aynı ülkede yaşayan işçi ve memur zamları arasındaki farkı düşündüğümüzde ortada memur ve emekliye yapılmış bir haksızlık söz konusu. Hiç tartışmasız  işçiler toplu sözleşmede daha başarılı çıktı. Peki nasıl? Unutulmamalı ki işçiler bu hakları sendikal mücadele ile elde ettiler.  Yüksek oranda sendikalılaşmanın getirdiği ve  genişletilmiş sendikal hakların ayrıcalığını yaşadılar. Sendikalı olmanın verdiği hakları kullandılar. Çünkü sendikal haklar çalışanların koruyucu kalkanıdır.  Memurların 6.Dönem Toplu Sözleşme sonrası tepki adına  heyecana kapılıp sendikadan istifa etmesi, sendikadan istifaya çağırması, sendikasızlığı tercih etmesi; bizim zam sorunumuzu ya da özlük hakları sorunumuzu çözmez. Tam tersine elde ettiğimiz haklardan vaz geçmemiz anlamına gelir. Var olan sendikal haklarımızı kaybetmemiz ve yetkililer karşısında daha da güçsüz ve çaresiz kalmamıza sebep olur ancak. Örgütlü mücadele her zaman bireysel mücadeleden daha etkilidir. Eğer tüm memurlar sendikalı olsaydı, örgütlenmeyi başarabilseydi bugün bu üvey evlat sorununu yaşamazdık. Şu an yapmamız gereken sendikasızlaşmak yerine tüm çalışanları örgütlenmeye, sendikalaşmaya davet etmektir. Tüm çalışanların sendikalı olması; işçi sendikalarında olduğu gibi sendika kanunlarının da yeniden düzenlenmesine, sendikal hakların genişletilmesine fırsat verecektir. Sendika üyesi olmanın verdiği sendikal haklardan vazgeçmek çözüm değildir, sahip olunan hakları elinin tersiyle itmektir. Sendika üyesi mücadeleci arkadaşlarımızın 6. Dönem Toplu Görüşme sonuçlarına tepki olarak, sendikaya küserek "Sendikasızlaşması" inanın tüm memur camiası için büyük bir kayıptır. Gücümüzü bu kayıp için değil de örgütlenmek için harcayalım. Örgütsüz güç güç değildir. Örgütlenme oranı ve sendikalaşma bilinci ne kadar çok artarsa hak mücadelesi de o kadar etkili olur. Önemli olan örgütlenmenin verdiği gücün farkında olmak , bu güce sahip çıkılmalıdır. Belirleyici olan her zaman tabandır, bu inancımızdan vaz geçmeyelim.  Sendika üyesi her çalışan hak mücadelesinin bir temsilcisidir ve bu nedenle çok kıymetlidir. Memurlar  işçiler gibi kamusal alanda hızlı bir şekilde  sendikalaşarak örgütlü mücadele verme yeteneği kazanmalı,  etkili sendikacılıkta birleşmeli, gerçek sendikayı yetkili yapmalı, sendikasızlaşmayı düşünmek yerine yetkiyi ehline vermelidir. Sendikasızlaşma çağrısı yapanlar, memurların aleyhine olan değirmene su taşıma görevini üstlenmekten başka bir şey yapmış olmazlar.. Bu değirmenine su taşımak yerine kamusal alandaki tüm çalışanları örgütlü olmaya, sendikalı olmaya çağırmaları  asıl yapılması gerekendir. Atatürk'ün dediği gibi, mücadele edenler her zaman kazanamayabilir ama kazananlar ancak mücadele edenlerdir. Bu bağlamda sendikasızlaşırsak, örgütsüzleşirsek mücadeleden vaz geçmiş oluruz ve kazanma şansımızı yitiririz. Artık yitirme zamanı değil, kazanma zamanıdır!  Artık sendikalaşma zamanıdır! Artık örgütlü mücadele zamanıdır!  Artık sendikasız  memur kalmamalıdır! Memurlar hak mücadelesinde yer almalıdır!


Kadriye DEMİREL