Bir turizm ve nakliye şirketi, şirkete ait olan aracın 55 bin km bakımının yapılması üzerine servis gördüğü yere bıraktı.
Ancak bakım esnasında motora yapılan bir hata sonucu kullanılamaz hale geldiğini belirterek şikayette bulundu.
Bunun akabinde, servis yeni bir motor vermek istedi ancak şirket bunu kabul etmeyerek yeni bir araç istediğine dair avukat aracılığıyla ihtar yolladı.


Şirket, servisten cevap gelmeyince tekrar şikayetçi olup ihtarname yolladı ve zarar istatistiği çıkarıp talep etti.
Davalı servisin avukatı cevaben, "Davacının araçtan yararlanamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, aksine motoru, turbosu ve triger seti tamamen yenilenen aracın değer kazandığını, dava konusu aracın davacının sunduğu kira sözleşmesinde belirtilen araçla aynı olmadığını ve davacının hiçbir zararının bulunmadığını" belirtti ve davanın reddini savundu. 


Asliye Ticaret Mahkemesi, "Bilirkişi heyetinden alınan raporlara göre dava konusu araca sıfır kilometre yeni bir motor takıldığı, aracın iki yıl boyunca kullanılan motorunun davalı tarafından değiştirilmesinin herhangi bir değer kaybına neden olmayacağı gerekçesiyle aracın onarımı sırasında oluştuğu ileri sürülen arıza nedeniyle 135 bin 834,07 TL araç bedeli talebinin ve davalı şirketin iyi niyetle aracın motorunu masrafı kendisine ait olmak üzere bütünüyle değiştirmesi nedeniyle gerekçeleri oluşmayan manevî tazminat isteminin reddine, aracın servise bırakıldığı tarihi ile teslim alınması için gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi arasında on yedi gün olduğu, aracın teslim edildiği gün düşüldüğünde hatalı onarım nedeniyle aracın davalı şirkette kaldığı 16 gün için 8 bin TL kira geliri kaybı oluştuğu gerekçesiyle de davanın kısmen kabulü ile, 8 bin TL maddi tazminatın işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verdi. 


Taraf vekilleri kararın ardından temyize gitti.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, "Davacı, davalı servisin hatalı hizmeti sonucunda aracının hasar gördüğünü, motorunun değiştirilmesi nedeniyle ayıplı hale geldiğini ve değer kaybına uğradığını, yapılan yazışmalardan da olumlu cevap alınamadığını ileri sürerek, gelir kaybı yanında aracın değer kaybına da neden olunduğunu ileri sürmüştür. Alınan bilirkişi kurulu raporuyla, aracın rutin bakımının yapılması için davalı şirkete teslim edildiği, sonrasında yağın konulmaması nedeniyle aracın motorunun yanmış olduğu, hatanın servis in işleminden kaynaklanıp, tamir edilemeyeceği nedeniyle davalı tarafından (0) km yeni bir motor takıldığı ve değer kaybının söz konusu olamayacağı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden bahisle davadaki bu istem reddedilmiştir.


Ek raporda bilirkişi kurulu, ikinci el araç ile sıfır kilometredeki araç arasındaki fiyat farkının temeli, aracın motorunun yorulmasından kaynaklandığını, ikinci el araç değerleri belirlenirken kaç kilometrede olduğunun büyük önem arzettiği, davacı şirketin aracının motorunun 55 bin 686 km yol yapmışken, motorunun yenisiyle değiştirilmesinin araçta meydana getireceği değer artışının orjinalliğinin bozulmasının sebep olacağı değer kaybından daha fazla olacağından bahisle kök rapordaki görüşünü tekrarlamıştır. Oysa motor değişikliğinin araçta meydana getireceği değer artışının ve değer kaybından daha fazla olması hayatın olağan akışına aykırı olup, araçta kısmen de olsa değer azalacağı kuşkusuzdur. İkinci el araç alınırken araçta sadece motor kilometresine bakılarak karar verilmediği, aracın kaza geçirip geçirmediği gibi diğer unsurlar da belirleyicidir. Bu nedenle mahkemece otomotiv sektöründen yeni bir bilirkişi seçilmek suretiyle aracın değer kaybının objektif kriterler gözetilerek belirlenip, alınacak rapora itirazlar karşılanıp, gerektiğinde çelişki halinde yeni bir rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir" gerekçesiyle kararı bozdu.
Davacı vekil kararı tekrar temyize verdi.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, "Davacı tarafından bakımının yapılması amacıyla davalı şirkete teslim edilen araçta motor değişikliği nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tespiti bakımından hükmün dayanağı bilirkişi raporları alınmış ise de; raporu düzenleyen bilirkişi heyeti işin tekniği konusunda uzman olmadığı gibi, raporda yapılan dava konusu araçta iki yıl boyunca kullanılan motorun sıfır kilometre yeni bir motor takılarak değiştirilmesinin herhangi bir değer kaybına neden olmayacağına yönelik tespit de doğru olmamıştır. Zira araçta yapılan motor değişikliğinin değer artışına değil değer kaybına neden olacağı, aracın değerinde kısmen de olsa azalma ve motor değişikliği sonucu ikinci el olan araç ile sıfır kilometre yeni araç arasında fark olacağı kuşkusuzdur.

Bu durumda mahkemece; HMK'nın 266 ve devamındaki madde hükümleri gereğince otomotiv sektöründe uzman olan yeni bir bilirkişi seçilerek gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp davacının talep ettiği değer kaybı zararı, aracın tamir tarihi itibariyle hasarsız hâldeki ikinci el değerinin serbest piyasa şartlarına göre tespit edilmesi ve tamirden sonra aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak serbest piyasa şartlarında ikinci el araç değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının objektif kriterlerle tespit edilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir" diyerek yerel mahkemenin direnme kararını bozdu.