Kamudanhaber- Özel haber

“Sözcükler, partizanların silahları gibidir; savaş alanında terk edildiklerinde karşı devrimin eline geçer ve savaş esirleri gibi angaryaya tabi tutulurlar."                                               Mustapha Khayati, "Esir Alınmış Sözcükler”

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bugün ekranlardan ek zam açıklaması yaptı. Fox haber sunucusu Selçuk Tepeli, Ali Yalçın ve yanındakilerin duruşunu, bakışını eleştirdiği videoyu: “Burada verilmek istenen mesaj nedir? Türkiye’deki tüm siyasilere sesleniyorum, açıklamalarınızı böyle yapmayın. Çık, kendin açıkla. Tabloya bakılsın. Ne mesaj verilmek isteniyor acaba?” sözleri eşliğinde sundu. Ali Yalçın’ın ekran karşısına bir heyetle çıkması bir yana, bizce kullandığı dil de oldukça problemliydi.

 “Kamu çalışanlarının alım gücünün düştüğünü görüyoruz.” ifadesi kendini kamu çalışanlarının dışında tutan, içselleştirmeyen bir dil. Sorunu yaşayan birinin dili değil bu dil. Burada, sanki kamu çalışanlarının geçim sıkıntısını kendisi yaşamıyormuş, kendisinin alım gücü düşmemiş de sadece bir gözlemci olarak duruma şahitlik ediyormuş gibi anlatıyor. “Kamu görevlilerinin alım gücünün artırılmasına yönelik ek protokol beklentimizi Sayın Bakan’la paylaştık.” ifadesi de aynı şekilde… “Doktorlarımızın performanslarını görüyor ve bunu takdir ediyoruz.” ifadesine gelince; sendikacı zaten olayın tarafıdır. “Takdir ediyoruz.” ifadesi kendini sürecin dışında ve üstte tutan, üstenci, rahatsız edici bir dil.

Yeni ek zam verecekseniz; bunu Toplu Sözleşmeye ek protokol ile ekleyin talebi ise “Sevabı bize de yazsın. Sendika da bu işten siyaseten nasiplensin.” şeklinde algılanmaya müsait bir yaklaşım…

Sendikalar; devletin toplumsal rıza üretim aygıtıymış gibi bir görüntü vermemeli. Sendikacılar da kendilerinin devletin toplumsal rıza üretim memuru gibi algılanmasına neden olacak tavır ve tutumlardan kaçınmalı…

Ali Yalçın’ın genel başkanlığa ilk defa aday olduğu kongrede; sendikacılığa yeni bir dil getirdiği iddiası karşısında o kongredeki rakibi Ahmet Özer, Ali Yalçın’ın yeni bir sendikal dil getirdiği iddiasına karşı çıkmıştı.

Ali Yalçın, fonetiğe dayalı olarak, kelimenin çağrışım gücüne dayalı bir şekilde estetize edilen bir sendikal dil kullanıyor. Bu dil, sentetik, kafiye/redif uyumlu, bol hamaset yüklü, motto, aforizma, metafor, spot cümle ve sloganlara yaslanan bir dil. Kimi zaman; bahsettiği nesneyle, kavramla arasında bir ilişki olmayan, keyfi, günlük konuşma dilinden, haber dilinden, teknik dilden, teorik ya da felsefi dilden, argodan, edebi ya da politik dilden alıntılar yapan bu dili sorunlu buluyoruz. Bu sendikal dilde söz; sınıflandıran, üreten, toparlayan, çözümleyen bir söylemden ziyade özneyi söyleyemeyen, fiili saf dışı bırakan bir dil siyaseti olarak karşımıza çıkıyor. Bu dil; “zararsız doğruları uygun zamanlarda, tayin edilmiş frekanslarda söyleyerek” muhalif payesi alma kolaycılığına da kaçan görüntü veren bir sendikal dil.

Yine Ali Yalçın’ın, fiile ‘’-meli/malı’’ eki getirilerek gereklilik kipleriyle iktidara bir işin yapılması gerekliliğini, lazımlılığını, icap ettiğini vurgulayan dilinin sendikal bir tavır/duruş ortaya koymadığını da düşünüyoruz.

Nihayetinde bu sendikal dil, sözün iktidarını kaybettiren, sendika teşkilat toplantılarının kürsüsünde oluşturduğu rüzgârı salon dışına çıkamayan bir dil.

Umarım Sayın Ali Yalçın iyi niyetli eleştirimizi dikkate alır. Dost acı söyler…

 

Murat Kenan Erdem

Kamudanhaber.Net'i Facebook'tan takip etmek için tıklayınız

YASAL UYARI: Yayınlanan haberin tüm hakları MYZ DİJİTAL MEDYA Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

KAMUDANHABER TELEGRAM KANALI İÇİN: https://t.me/kamudanhabersitesi