Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Kudüs'ün kırmızı çizgimiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Mescid-i Aksa'nın statüsü dokunulmazdır. Hem Ramazan ayını hem Paskalya bayramını bütün dünyada barış ile kutlamak mümkündür. Bu derece şiddet, 7 Filistinlinin hayatını kaybettiği şiddet kabul edilemez. Bütün bu şiddet eylemlerini kınadığımızı bir kez daha ifade ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüştü ve başka görüşmeleri de olacak. 

PENÇE-KİLİT OPERASYONLARI

Türkiye kendisini terörden korumak amacıyla Pençe-Kilit operasyonlarını başlattı. Terör örgütlerinin hazırlıklarını yerinde imha etmek için başlatılmış operasyondur. Yüksek bir meşruiyetle bu terörle mücadeleyi gerçekleştiriyoruz. Türkiye istiyor ki komşu ve kardeş ülkeler bu terör örgütlerini barındırmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti kendi topraklarını ve insanlarını korumak için bu hakkı kullanıyor. Kahraman Mehmetçiğin bu fedakarlığın hedefe ulaşacağından hiçbir kuşkumuz yoktur. 

NORMALLEŞME KADEMELERİ

Bir normalleşmeyi daha çok yaşıyoruz, pandemi güçlü bir şekilde yönetilmeye çalışıldı. Normalleşmenin daha çok görüldüğü günlerdeyiz. Sağlık çalışanlarımıza müteşekkir olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Onlar insanüstü bir gayret sarf ederek bugünlere gelmemizin asıl çalışmalarını yaptılar. Türkiye'nin iyi yetişmiş sağlık çalışanlarına sahip olması, Sağlık Bakanlığının organizasyon kapasitesi ve şehir hastaneleri gibi önemli adımlarla atlattık süreci. Bu dönemde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımıza da bir kez daha rahmet diliyoruz. Bilim Kurulunun aldığı kararlara uyarak daha da normalleşeceğimiz günleri bekliyoruz. 


CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN HAZİRAN AYINDA MÜJDEYİ VERECEK

Etrafımızda savaş varken, yeni bir dünya düzeninden pek çok insanın bahsettiği bu günlerde Türkiye güçlü bir şekilde kendi planını uygulamaya devam ediyor. 2053 yılına kadar 198 milyar dolarlık bir bütçe ayrılacak. Türkiye'nin nasıl bir oyun değiştirici, kendi cazibesini artıran ve geleceğe hazırlanan bir ülke olduğunun yepyeni bir örneği. 

Cumhurbaşkanımız şehirleşme konuları ile yakından ilgileniyor. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığımızın 81 ili kapsayacak TOKİ projeleri konusunda çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız çeşitli müjdelerle haziran ayı içerisinde duymuş olacağız. 

UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI

Tüm dünyanın kilitlendiği Ukrayna krizi devam ediyor. Buça'dan gelen görüntülerden sonra bu müzakerelerin aksadığı gibi bir tablo ortaya çıktı. Savaşın ne kadar mantıksız ve yıkım getiren bir olay olduğu tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Atatürk'ün "Savaş zorunlu değilse, bu bir cinayettir" sözünün ne kadar doğru olduğu bu vesileyle görülmüş oldu. Bu süreçte İstanbul'daki müzakere süreci desteklenmelidir. 

Putin'le görüşen Avusturya Başbakanı, "Beni iyimser yapan tek şey, Putin'in İstanbul'da yapılan müzakere sürecini dile getirmesiydi." dedi. Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülen müzakere sürecine devletlerin somut olarak bir yaklaşım gösterdiği yok. Bütün bir müzakere süreci Türkiye'nin yürüttüğüdür. Bu süreç iyi anlaşılmalıdır, destek verilmelidir. 

İkincisi bu kadar kan döküldükten sonra eski günlere dönme konusunda daha büyük problemler olacaktır. Daha aktif pozitif barışın oluşması için Türkiye'nin yürüttüğü müzakere süreci çok önemlidir. Gelinen noktada savaşın Donbass'ta ağırlaşması, insanlara daha çok zarar veren bir tablonun oluşabileceğini gösteriyor.

ABD'YE YPG ELEŞTİRİSİ

Pek çok ziyaret oldu son zamanlarda. Bu çerçevede ilişkilerin yoğun olduğu görülüyor. Ukrayna, Afganistan, enerji güvenirliği gibi pek çok konuda ortak işbirliği söz konusu. Ama YPG'ye verilen destek büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bir NATO müttefiğinin terör örgütü olarak tanımladığı bir yapıya hiçbir şekilde NATO'dan bir üyenin destek vermemesi gerekir. Şimdiye kadar görülmüştür ki; Güya PKK/YPG'nin DEAŞ'la mücadele ettiği gibisinden hiçbir şekilde inandırıcı olmayan bir argüman sergilediler. Ama ne oldu o silah verilen terör örgütleri imha edilmeye devam ediliyor. Bunun arkasındaki siyaseti görüyoruz. Kimsenin bu çirkin siyasetin arkasında olmaması gerekir. 31 Ekim 2021'de Roma'da Cumhurbaşkanı ile Biden arasında yapılması kararlaştırılan Türkiye-ABD stratejik mekanizması hayata geçmiş oldu.

ABD'NİN F-16 SATIŞI

MSB, 40 yeni F-16 uçak alınması aynı zamanda bizde olan 79 adet F-16'nın o seviyeye çıkarılması için bir talep mektubu oldu. Bu çerçevede daha geniş bir talep mektubuyla Türkiye'nin bu güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması için iletilecek. NATO müttefikleri arasında güvenlik ihtiyaçlarının kısıtlayıcı ambargoların olması mantıksızdır. En zor zamanlarda kısıtlamaların ambargoların olduğu zamanlarda verilmiştir. Şimdi ise daha güçlü kararlar verecek durumdadır. Dayanışma yerine kısıtlama ya da birbirine karşı terör örgütlerini destekleme tutumları olursa bunların sağlıklı işleyen mekanizmalar olması söz konusu değildir. Bunun önüne de bir takım siyasi kısıtlamaların çıkarılması olmamalıdır. Bir NATO müttefiği güvende değilse, hiçbir NATO müttefiği güvende değildir.

FRANSA SEÇİMLERİ

Fransa'daki seçimleri yakından takip ediyoruz. Seçimlerdeki oy oranları, hangi adayın geriye öne çıktığı bizim yakın takibimizde. Ama kimsenin iç siyasetine karışacak değiliz. Partilerde İslam düşmanlığının, göçmen düşmanlığının bu kadar normalleşmiş olması Avrupa sağlığını ortadan kaldıran bir durumdur. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde yapılan seçimlerde merkez ve aşırı sağdan gelen oyların aradaki farkı bu kadar azaltmış olması üzerinde durulması gereken bir konudur.

ERDOĞAN'IN SANATÇILARLA İFTAR YEMEĞİ

Kimlik siyaseti demokrasileri zehirleyen bir şeydir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Belediye başkanlığından beri hassasiyetle durduğu bir gelenek. Sadece sanatçılarla değil başka grupları da davet ettiğinde nefret siyaseti yapıyorlar. Bunların tek tek düzelmesini beklemek gibi elimizde bir reçete yok. Sanatın daha iyi anlaşılması, başkasının kimliğini inkar eden, başkasının kimliğini sürekli kötü siyaset olarak gösteren yaklaşımdan uzak durmak gerekiyor.

6'LI MASADA 3. İTTİFAK TARTIŞMASI

Bunu takip etmek AK Parti açısından üzerinde durduğumuz bir konu değil. İçlerinden biri çıkıp "3. ittifak oluşmuştur" diyor. Bu giderek Türkiye tartışması, siyaset tartışması gibi mekanizmalardan çıkıp bu 6'lı mekanizmanın kendi sorunlarının ifadesi neticesinde bir yapıya dönüşüyor. Biz kendi işimize bakıyoruz.

KARAMOLLAOĞLU'NUN SURİYE AÇIKLAMALARI

Çok büyük bir haksızlık. Kendi ülkesinin hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatım. Bu olayların başlamasından önce sayın Cumhurbaşkanımız, Esad'la görüştüğünde şunu söylüyordu. "Ülkeyi demokratikleştir" Orada terör örgütüne destek verenlerin aklında da gündemin olmayan şeyi söylüyordu. "Oradaki Kürt vatandaşlarına kimlik ver. Onlara bir vatandaşlık hakkı ver" diyordu. Cumhurbaşkanımız Esad'a tavsiyelerde bulunuyordu. Hatta Esad tavsiyeler verilmesi için kapıları açmıştı. Kim diyor, "Türkiye Suriye'yi karıştırmış."

Cumhurbaşkanımız Esad'la görüşürken bizler ve arkadaşlarımız oradaydık. Esad'ın takdirlerini dinledik. Daha sonra çatışmalar başladı. Ne zaman ki ramazan ayında bu katliamlar yükseldi, Esad yönetimi tam tersi katil şebekesi gibi çalışmaya başladı ve halkın belli bir kesimini yok etmeye yönelik bir tablo sergiledi. O zaman Cumhurbaşkanımız güçlü şekilde tepki göstermeye başladı.