Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın tarih olarak 14 Mayıs diye düşünülen seçimlerin ertelenmesi yönünde fikir beyan etmesinin ardından muhalefet, yüksek sesle bu düşünceye karşı çıktı.

CHP ve İYİ Parti'den Arınç'ın açıklamalarına peş peşe açıklama geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında söz konusu sözleri hedefe alarak, seçimlerin zamanında gerçekleşeceğini, Anayasal olarak da böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledi.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu da parti olarak politikalarının seçimlerin zamanında yapılması yönünde olduğunu, erken seçim kararına karşı tavırlarının net olduğunu açıkladı. 

AK Parti ise deprem dolayısıyla gündemlerinde seçime yer verilmediğini, bu konuların tartışılmasının şu anki atmosferde doğru olmadığını belirtti.

Tüm bu tartışmalar üzerine Ahmet Hakan, seçimlerin ertelenmesine kesin tavır gösteren muhalefete 'adayınız nerede?' sorusunu bugünkü yazısında yöneltti.

Gündeme bomba gibi düşen yazıda şu ifadeler yer aldı:

"Muhalefetin şu anda bir adayı var mı? Yok.

Peki depremin acıları içinde kıvrandığımız şu günlerde herhangi birinden duydunuz mu “Adayınız nerede” sorusunu? Duymadınız.

Neden duymadınız? Enkaz altından canlar kurtarılırken... Acılar varken... Millet yardım seferberliğindeyken... Can telaşı yaşanırken... Milli mücadele gibi bir mücadele sürerken... Enkazlar ortadayken... Milyonların geleceği belirsizken...

“Adayınız kim” sorusu, tarihin görüp göreceği en münasebetsiz soru olurdu da ondan.

Madem muhalefet, bunca acı ve seferberlik arasında, “Seçim ertelenmesin” meselesini, bir numaralı mesele haline getirmeyi bir münasebetsizlik olarak görmüyor.

O halde o meşhur sorunun kendilerine sorulması da münasebetsiz kaçmaz sanırım:

Tamam, seçim ertelenmesin de... Sizin adayınız nerede? Ne zaman belirleyeceksiniz adayınızı?"