Kaza, geçen yıl 22 Temmuz'da Kandıra ilçesi Çakırcaali Mahallesi Kocabayramlar Sapağı mevkiinde meydana geldi. Kandıra yönüne giden Samet Koyun (32) yönetimindeki kamyon, karşı şeride geçip, Serkan Barhan (37) yönetimindeki otomobille çarpıştı. Kazada sürücü Serkan Barhan ile eşi Duygu (33), oğlu Göktuğ (6) ve kardeşi Tuba Barhan (33) ile yeğeni Berra Kılıç (2) hayatını kaybetti, sürücünün annesi Necla Barhan (55) ile babası Raşit Barhan (65) yaralandı. Kamyon şoförü Samet Koyun'a olay yerinde üfleme yoluyla alkol testi, olaydan birkaç saat sonra ise kan alınarak etanol testi yapıldı. Ancak uyuşturucu madde testi yapılmadı.

Olaydan 1 hafta sonra sürücünün uyuşturucu etkisinde araç kullandığından şüphelenilmesi üzerine, Samet Koyun'dan saç, tırnak, idrar ve kan örnekleri alınması istendi. Şüphelinin kaldığı cezaevine 29 Temmuz 2020 günü giden Dr. Ö.A. ve sağlık görevlisi Y.Y. tarafından alınan örnekler, Adli Tıp Kurumu'na götürülmek üzere şoför V.T.'ye teslim edildi. Ancak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Acil Toksikoloji Laboratuvarı tarafından 1 Eylül 2020 günü gönderilen cevap yazısında üzerinde etiket olmayan idrar örneği tamamen dökülmüş olduğu için incelenemediği ve gönderilen saç örneği yeterli miktarda olmadığından hiçbir analiz yapılamadığı belirtildi. Raporda, şüphelinin kan örneğinde uyuşturucu maddeye rastlanılmadığı, tırnak örneğinde ise amfetamin ve metamfetamin maddeleri bulunduğu kaydedildi.

'UYUŞTURUCU MADDE İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR TEST YAPILMAMIŞ'

Yaşanan süreci anlatan ailenin avukatı Nuri Almaz, "Olay sonrasında sürücünün alkol testi yapılıyor, ama üfletilerek yapılan alkol testi bu. Bu aşamadan birkaç saat sonra kan üzerinden etanol testi yapılmış. Ancak uyuşturucu madde ile ilgili herhangi bir test yapılmamış, atlanmış. Sonraki aşamalarda sürücünün uyuşturucu kullanmış olabileceği ile ilgili şüpheler olmuş ve bir başvuru yapılmış. Kazadan 7 gün sonra, cezaevinde şüphelinin kan, tükürük, idrar, tırnak, saç teli örnekleri alınmış ve inceleme için adli tıp kurumuna gönderilmiş. Ama Adli Tıp Kurumu'na gittiğinde idrar örneğinin tamamen dökülmüş olduğu, saç kılının da incelemeye yeterli olmadığı gerekçesiyle idrarda ve saç kılında bir inceleme yapılamadı" dedi.

'İNCELEME YAPILSAYDI, NE ZAMAN MADDE KULLANILDIĞI BELİRLENECEKTİ'

Alınan numuneler arasında en temel delilin idrar örneği olduğunu söyleyen Nuri Almaz, "Uyuşturucu madde tespiti, bu maddeyi ne zaman kullandığı ve araç kullanırken madde etkisi altında mı, yoksa değil mi? Bunların belirlenmesi açısından önemli. Bu maddeler kanda, idrarda, saçta ve tırnakta farklı sürelerde kalıyor. Dolayısıyla bu kaldıkları süre boyunca ne kadar zaman önce kullanıldığının tespiti mümkün. Ancak en temel delil idrar örneğiydi. İdrar örneğinde eğer bir inceleme yapılabilseydi, takribi olarak ne kadar süre önce madde kullanıldığı ortaya çıkacaktı. Ancak idrar dökülmüş olduğu için, saç teli de yeterli miktarda alınmadığı için inceleme yapılamadı. Bu, suç vasfının belirlenmesi bakımından çok önemli. Biz de bu konuda bu örneklerin alınmasından itibaren kimlerin görevi varsa, kimlerin ihmali veya kusuru varsa bu kişilerin tespit edilerek gerekli yasal yaptırımların uygulanması için suç duyurusunda bulunduk. Bu tabii ki davaya bir yenilik katmayacak, ama burada ihmali olan kişiler varsa bunlarla ilgili bir sorumluluk yoluna gidilebilecek. Biz de bu amaçla suç duyurusunda bulunduk" diye konuştu.

'TOPLAM HAPİS CEZASI KONUSUNDA DOĞRUDAN ETKİYE SAHİP'

Şüphelinin kaza anında uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığının mahkeme sürecini doğrudan etkileyeceğine dikkat çeken Almaz, "Bir kişi eğer uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanıyorsa, o zaman olası kast ve bilinçli taksir gibi kusurun daha yoğunlaştırılmış ve hatta kasta yakın hali söz konusu olduğundan dolayı suç vasıflandırması değişiyor. Dolayısıyla sanık hakkında uygulanacak ceza miktarı, bu çerçevede de sanığın cezalandırılacağı toplam hapis cezası konusunda doğrudan etkiye sahip" dedi.