TERÖR CAN ALIR TELEVİZYON RUHU ÖLDÜRÜR!
Senin sevdiğin şeyleri bir başkasının da sevmesini istersin, nefret ettiğin şeylerden de nefret etmesini…
İlla benim sevdiğim şeyleri bir başkası da sevsin istiyorsan, sevdiğin veya nefret ettiğin şeyleri gerekçesiyle açıklarsın…
İkna edebilirsen sorun yok, edemezsen sorun sende demektir.
Ama bazı şeyler var ki… Genel geçer, evrensel doğrular olsun istersin.
Bir insan bunu nasıl sever? Ya da bundan nasıl nefret etmez? Diyorsunuz.
‘Bu’ insan demedim dikkat ederseniz, ‘bir’ insan, herhangi biri yani…
Nedir bunlar?
Profesyonel futbol maçlarını izlemek veya takım tutmak…
Maç izlemeyi de anlamam, takım tutmayı da anlamam hele maç bittikten sonra kritik yapılmasını da!
Kim izlerse izlesin fikrim değişmez.
Asla küçümsemek için söylemiyorum ama ayak takımı diyebileceğimiz insanların en büyük hobisi maç izlemek, takım tutmaksa, varın gerisini siz düşünün.
Onlar izliyor diye ben niye izlemeyeyim? Diyorsan zaten yapacak bir şey yok.
Kapalı kapılar arkasında oynanan iddia oyunlarına göre şekillenen maçı izleyip tuttuğu takım galip gelse de, mağlup olsa da kabına sığmamanın bana göre anlaşılır bir yanı yok.
Hani bir de şu, emekli veya çoluğunu çocuğunu yuvadan uçurup evde tek başına kalıp da ahir ömründe Kur’an okuması, ibadet etmesi beklenen ama daha kolayını seçen yaşlı teyzeler için hazırlanan, evlenme programları, kayıp bulma programlarını izleyenler var…
Var ya! Evet, bunlardan var!
Nasıl yani?
Eğitimlisi de, eğitimsizi de izliyor.
O programlarda olup biteni hiç görmedim. Ama anladığım kadarıyla toplumumuzun değerlerine taban tabana zıt, toplumumuzun ruhunu tamamen yok edici, toplumsal değerlerimizi yerle yeksan edici programlar olmalı, sosyal medyadan yapılan paylaşımlara göz attığımda gördüklerim bunlar.
Hani sürekli şikâyet ederiz ya, Cumhuriyet kurulduktan sonra Avrupalıların hukuk sistemini bilmem neyini aldık da falan diye…
Kardeşim sen evine o televizyonu sokuyorsan, o televizyonlardaki yasak ilişkileri, ne idüğü belirsiz dizileri, henüz ortaokul yaşındaki öğrencilerin özendirici aşk meşk olaylarını izliyorsan, çocuğun da seninle birlikte izliyorsa, senin Cumhuriyet dönemine falan gitmene gerek yok.
Sen kendinden utan, hatta iğren, hatta çatıya çık kendini aşağıya at ben çocuklarıma nasıl bu kadar iğrenç bir örnek teşkil ediyorum diye.
Sen insansın ya!
İnsan olmak zorundasın!
Senin başka seçeneğin yok!
Çocukların senin elinde kitap görmeli. Dilinden dedikodu duymamalı!
Sen kim oluyorsun da kendi öz evladının geleceğini yok ediyorsun hatta daha da beter hale getiriyorsun?
Maç izle futbolcular gününü gün etsin, televizyon izle medya patronları zengin olsun…
Cola içmeyelim Yahudilere faydamız dokunmasın diyerek hoşlanmadığın Cola’yı boykot et ama çocuğunun dimağına zehri zerk etmede beis görme!
Zengin ettiğin medya patronlarının televizyonlarında seni ve değerlerini her gün aşağılasınlar sen de buna alet ol…
Devlet PKK’nın ve FETÖ’nün televizyonlarından sonra bu tip programları da kapatmalı. Yerine “Arkası Yarın Kitap Okuma Programları” koymalı, mecburi hale getirmeli hem de…
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
- Bırakın Herkes İşini Yapsın 04.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar