Köklü tarih geçmişi olan tüm toplumlar, geleceğe yönelik adımlar atarken, geçmişten aldıkları güçle yol alırlar. Hiçbir şekilde var olan geçmişini hafife alıp yol almazlar.

Okullarda, sinema filmlerinde, hikaye ve romanlarda hatta efsanelerde kendi öz tarihini işlerler. Bu, toplumda kendi öz tarih bilincini oluşturup toplumun geçmişinden kopmamasını sağlama amaçlıdır.

Ayrıca, geçmişle geleceği harmanlayıp sunmaktır. Bir çocuğun: " benim atalarım ne güzel şeyler yapmış." diyebilmesi o çocuk için ayrı bir onur kaynağıdır...

MEB, yeni eğitim sisteminde buna yönelik bir çalışma yapması gerekirken, yakın tarihi zorunlu kılıp, Osmanlı tarihini seçmeli ders yapması, 700 yıllık bir geçmişi önemsememektir. Kendi öz tarihini hafife almaktır! 

Cumhuriyet dönemi tarihi elbette ki çok önemlidir. Herkeste neyin nasıl kazanıldığını çok iyi bilmesi gerekir. Bunda kimsenin bir itirazı olduğunu veya olacağını sanmıyorum. 

Asıl mesele, dünya tarihinde 700 yıl hakimiyet süren büyük bir tarihin ders olarak zorunlu değil, seçmeli olmasıdır. Türkiye, dünyada bir değer olarak görülüyorsa ve her zaman çekinilen bir güç konumundaysa bu, sadece yakın tarihinin elde ettiği başarılarla açıklayamayız. Bunda geçmişin büyük payı olduğunu düşünüyorum. 

MEB'in bu sorunu bir şekilde çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa geçmişinden bihaber bir gençlik yetişir. 

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN