ANKARA (AA) - Eski milli halterci Halil Mutlu, kariyerinin halterde büyük başarılara imza atan Naim Süleymanoğlu ile başladığını söyledi.

Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu Halil Mutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bulgaristan'da 1983 yılında haltere başladığında Naim Süleymanoğlu'nun şampiyon olduğunu hatırlatarak, "Bulgaristan'da Kırcaali'de tanıştım. Hayatımda gördüğüm ilk şampiyon oydu. Bulgaristan'da şampiyonu karşılama törenini görünce şampiyonluğun değerini anladım. 'Yapabilir miyiz' düşüncesini bize yerleştiren kişidir. Böyle bir kişiyle aynı ortamda, aynı bölgede doğmam, aynı ortamda çalışmam avantajdı." diye konuştu.

"Naim Süleymanoğlu'nu erken kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz." diyen Halil, "Dünya sporu, dünya halteri ne kadar değerli bir sporcu olduğunu kabul etti. Naim Süleymanoğlu, beni halterde etkileyen en önemli ve ilk isimdir. Anılarımız çoktur. 24 saatimiz beraber geçerdi. Hep gözünün içinde bakardık. Onun yanında şımarma şansımız yoktu. Bizleri motive etmiştir. Yarışmalarda aynı odada kalıyorduk. Süreçleri hep beraber yaşadık." ifadelerini kullandı.

2000 Sidney Olimpiyatları

Halil Mutlu, "2000 Sidney Olimpiyatları'nda Naim başarısız olmuş ancak sen altın madalya ile dönmüştün. Aranızda ne konuştunuz?" şeklindeki soruya, şu cevabı verdi:

"2000 Sidney Olimpiyatları'nda yarışmadan sonra yemeğe gittik. Yemekten sonra bir yerde oturduk. Ağzımdan şöyle bir cümle çıktı, 'Abi keşke katılmasaydın.' 'Doğru söyleyebilirsin ama 45 yaşına gelince keşke demek istemedim' dedi. Bu nedenle 'bunu yapmak zorundaydım' dedi. 33 yaşında katılmıştı. Hazırlık dönemi de olumlu geçmedi. Ayrılmış, tekrar geri dönmüştü. Toparlayamadı ve maalesef istediği gibi olmadı."

Kenan Nuhut: "Naim Süleymanoğlu serüveni Türkiye'ye spor açısından çok şeyler katmıştır"

Naim Süleymanoğlu'nun 1986 yılında Türkiye'ye getirildiği dönemde Türkiye Halter Federasyonu Genel Sekreterliği görevinde bulunan Kenan Nuhut, Naim'in ülkesine büyük bir özlem duyduğunu anlattı.

Nuhut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Naim ile 1986 yılında Almanya'daki Dünya Şampiyonası'nda bir köşeye çekilerek Türkiye'ye gelme hayallerini konuştuklarını söyledi.

O tarihte kendisine bir Türk bayrağı hediye ettiğini belirten Nuhut, "Amacı Türkiye'ye gelerek spor açısından ülkesine bir şeyler katabilmekti. Bulgaristan'da asimile hareketi başlamıştı." dedi.

Türkiye'ye getirilme hikayesi

Kenan Nuhut, 1986 yılında Avustralya'nın Melbourne kentinde yapılan Dünya Şampiyonası'nın kapanış seremonisi esnasında arkadaşlarının onu bir eve götürdüğünü aktararak, şöyle devam etti:

"Elçilikle temasa geçtik ancak elçilik kabul etmedi. Dönemin başbakanı Turgut Özal'a iletildi. Elçiliğe Özal tarafından talimat verildi. Naim, yanına 2 koruma görevlisi verilerek, Melbourne'den Londra'ya getirildi. Sayın Özal'ın uçağı küçük olduğu için sadece Londra'ya uçabiliyordu. Oradan da Türkiye'ye getirildi. Geldiğinde Bakanlar Kurulu toplantısı vardı. Rahmetli Özal onu toplantıya aldı ve Naim Süleymanoğlu'nun Türkiye serüveni başladı."

Türkiye'de Naim Süleymanoğlu'na iyi bir ortam hazırlandığını belirten Kenan Nuhut, "Onun gelişiyle birlikte Türk halterinde önemli oranda değişiklikler olmaya başladı. Antrenmanlardaki dereceleri dünya rekorlarının üstündeydi. Türkiye ona derinden kucak açınca daha da ülkesine bağlandı." ifadelerini kullandı.

Seul Olimpiyatları'na gitmeden önce rahatsızlandı

Kenan Nuhut, Naim Süleymanoğlu'nun 1988 Seul Olimpiyatları'na gitmede önce rahatsızlandığını dile getirerek, şu görüşleri paylaştı:

"İlk yarışması 1988 Seul Olimpiyatları'ydı. Biz bundan önce bir olay yaşadık. Naim hastalandı. Bir bağırsak düğümlenmesi hastalığıydı. Bir ay kadar tedavi gördü. Doktorlar bu haliyle olimpiyatlara giderse yarışamayacağını ifade ettiler. Dönemin federasyon başkanı Arif Nusret Say ve ben gitmesini istemedik. Çünkü hayatı söz konusuydu. Türkiye'nin alakası ve ilgisine kayıtsız kalamayacağını söyledi. 1-2 aylık antrenmanla Seul'e gitti. Şu ana kadar kırılamayan 6 olimpiyat ve 8 dünya rekoru kırdı. Halen kırılamamıştır bu rekorlar. Onun ortaya koyduğu antrenman sistemiyle halter sporu çok ileriye gitti. Onunla birlikte Avrupa ve dünya şampiyonları çıkarmaya başladık. Sadece sporda değil, bence Türkiye'nin sosyal yapısının gelişmesinde, Bulgaristan'dan ülkemize olan göçte, ekonomik anlamda da Türkiye'ye çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum. Erken bir ölümdü. Arkasında çok büyük izler bıraktı."

Türk halterinin 1986 sonrasında büyük bir ivme kazandığına dikkati çeken Nuhut, "İyi bir sporcuydu. Antrenmanlarından ödün vermezdi. Öyle bir sporcunun geleceğini düşünmüyorum. Sıra dışı bir sporcuydu. İlginç bir yapısı vardı. Güreşle başladı ancak başarılı olamadı. Enver hoca onu haltere çekti." diyerek sözlerini tamamladı.

Ömer Hakan Kibar