OECD’nin açıkladığı “Ortaklaşa Problem Çözme Testi” sonuçlarına göre, 15 yaşındaki öğrencilerimiz, 52 ülke arasında 32, OECD ülkeleri arasında son beşte yer aldı. Karadağ, Brezilya ve Tunus dışındaki diğer ülkeler bizden daha başarılı oldu. Eğitim kalitemiz PISA ve TIMMS gibi uluslararası sınavlarda başarısız olurken, aynı zamanda ulusal sınavlarda da başarısız olmaya devam etmektedir.

“Ortaklaşa Problem Çözme Testi” 21. Yüzyıl becerisi olarak kabul ediliyor. Artık eskisi gibi bireysel zekâ değil kolektif zekânın işe koşulacağı bir dünya gençleri bekliyor. BOING Firması yeni ve hızlı bir uçak tasarlarken, malzeme mühendisinden, fizikçiye, makine mühendisinden iç mimara kadar geniş katılımlı takımlar oluşturup, mükemmel tasarımlara ve güce sahip uçaklar üzerinde çalışıyor. Bugünün, hatta geleceğin sorunları, tek kişinin üstün zekâsının ürünü olmaktan çıkıp, çok kişinin beyin fırtınası yaparak üreteceği ürünlere odaklaşıyor.

Takım çalışması, birlikte çalışma kültürü bize çok uzak mı? Hayır bu kültürü bilakis Anadolu’nun kadim değerleri arasında yer alıyor. Köylerimizde ortaklaşa yaşam kültürünün bir sonucu olarak imece yapılır, sorunlar hep birlikte çözülürdü. Ayanlar, bir araya gelir, obadaki sorunların çözülmesi için ortak aklı işe koşardı. Bu kültürün çocuklarına ne oldu da ortaklaşa problem çözmekten uzaklaşıp bireysel bir özelliğe büründüler? Kırsaldan kente göç eden aileler, bireyci kültürün baskın olduğu ortamlarda yaşam mücadelesi verirken, güvensizlik kültürüne de entegre oldular. Kapılarını kilitleyen, pencerelerine demir parmaklık yaptıran, komşusuna selam vermeyen bir yapı ortaya çıkmaya başladı. Rekabetçi, vahşi kapitalizmin bir doğurgusu olarak daha fazla üretip prim alma, daha çok kazanma hırsı herkesin gözünü bürümeye başladı. Merkezi sınavlardaki bireysel başarı, Bir soru ile on bin kişiyi geçeceğini öğrenen öğrenciyi daha bencil, daha bireysel davranmaya sevk etti. Eğitim programları teste yöneldiği için iş birliği ve dayanışma kültürü ortadan kalktı. Ders programlarında “Ortaklaşa Problem Çözme” etkinlikleri olmadığı için, bu becerinin gelişmesi de engellenmiş oldu.

1970’li yıllarda okullarda küme çalışmaları vardı. Her küme bir başkan, bir sözcü, bir yazıcı ve birkaç üyeden oluşurdu. Her ünitede kümeler değişirdi. Her küme birlikte çalışır, küme dosyası hazırlar ve sunu yapardı. Birbirimizle rekabet halinde değil, iş birliği ve dayanışma içerisinde öğrenmeyi öğrenmiştik. Müfredatta “Ortaklaşa Problem Çözme” etkinlikleri yer almazsa, birlikte problem çözen ve buna yatkın bireyleri yetiştirmek mümkün olmaz. Sadece müfredat değil, öğretmenler, öğrenciler ve veliler takım çalışmasına yatkın olmalı ve birlikte çalışma kültürünü kazanmış olması gerekir.

Takım çalışmasında etkili olan faktörlerin başında takımda birbiriyle farklı özelliklere, düşünme biçimine, inanca ve algıya sahip olan bireylerin birlikte çalışabilme becerisine de sahip olması gerekir. Kendisi gibi düşünmeyen bir kişiyle birlikte iş yapabilme kapasitesine sahip olmayan bireyler, doğal olarak “Ortaklaşa Problem Çözme” becerisini de sergileyemeyeceklerdir.

Takım etkinliklerine uygun yetiştirilmeyen bireylerde sıklıkla görülen diğer sorun Ringelman Etkisi’dir. Ringelman’ın yaptığı bir araştırmada ip çekme yarışmasına katılan kişi sayısı arttıkça, kişilerin sarf ettikleri enerji de azalmaktadır. İp çeken kişi sayısı arttıkça, sosyal kaytarma davranışında da artış görülmektedir. Eğer böyle bir sorun varsa, bireylere temel etik değerler kazandırılamamış anlamına gelir. Ringelman Etkisi var diye, “Ortaklaşa Problem Çözme” davranışından uzaklaşmak da doğru değildir. Geleceğin sorunlarını çözmek için, birlikte sorun çözmeyi öğrenen ve buna yatkın olan bireyler yetiştirmek zorunluluğu vardır. Sorun çözebilmek için önce sorunu fark etmek ve tanımlamak, farklılıkları ayrışmanın değil, bütünleşmenin ve birlikte üretmenin bir aracı olarak görebilmek gerekir.