OKUMAK ZAMAN İSRAFI!
Birkaç konferans dinlerim, 
Televizyonda tarih, edebiyat veya siyasi tartışma programları izlerim,
Sosyal medyada gündemi takip eder, faydalı bulduğum yazıları okurum,
Ev sohbetlerine katılırım…
E dolayısıyla zaten yeterince kitap okumuş gibi olurum, ne gerek var bir de kitap okumaya?
Hem kuzum, kitap okuyacak vakit mi var ki?
Çocuklar bir yandan, iş yükü bir yandan, geçim telaşesi diğer yandan…
Amanın yandan yandan yandan,
Şikayetçiyiz biz zamandan…
Kardeşim, okumayacaksan bahane üretme!
Kafana silah dayayan mı var, okuma! Olsun bitsin…
“E okuduğun kadar dinlenirsin,
Okuduğun kadar adam sayılırsın,
Okuduğun kadar nitelikli iş yaparsın,
Okuduğun kadar değer verirler sana!”
 Falan deniyor ya…
Geç onları.
Fenomensin sosyal medyada, öksürsen yüzlerce takipçin anlık beğeni yapıyor, layklanıyorsun sürekli…
Çok pahalı binalar yapıyorsun, satılıyor da ha…
Senden ders almak için bir yığın öğrenci velisi peşinden koşturuyor…
Herkes senin okuluna öğrenci kaydettirmek için adres değiştiriyor…
Yaptığın yemekleri yiyenler doymuyor parmaklarını da yiyor…
Ürettiğin mahsul pazarda yok satıyor…
Çıkardığın kitaplarda herkes kendini buluyor…
Cebin para dolu, itibar desen gırla gidiyor…
Eee?
E ben niye okuyayım madem zaten bu kadar gözde birisiyim de!
 De mi ama?
Uzatmayacağım…
Okumak zorunda değilsin tabii ki…
Mimar Sinan gibi yüzlerce yıla meydan okuma derdin yoksa,
Abdulhamid  Han gibi stratejik zekaya sahip olma gayen yoksa,
Fatih gibi çağ açıp çağ kapama amacın yoksa…
E ne diye okuyup da kitapları eskiteceksin…
Zaman israfı yapacaksın…
Sen zaten kendine düşeni yapıyorsun…
Yap bir bina konforlu…
Bir sürü alıcı bulunur, al paranı bak keyfine…
Sanat eseri bina yapıp da zamana meydan okumanın sırası mı?
Hem zaten zamanında yeterince okumuşsun, şimdi kime ne anlatsan şaşırıyor…