Yöneticilik doğuştan gelen bir meziyettir. Sonradan kazılan bir yeti değildir. Dünya var olduğundan bu yana yönetici olacak kişide liyakat aranmıştır. İşin ehli yönetici olduğunda, başarı elde edilmiştir. Ehil olmada adalet ve istişare aranmıştır. 

"Allah size, mutlaka emanetleri (işleri) ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.)" (Nisa 58)

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(İş ehli olmayana (layık olmayana) tevdi edildiği (verildiği) zaman, kıyameti bekle.) (Buhari)

Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı? Truman

Kur'an, Hadis, dönemin düşünürleri yönetici olacak kişiyi tanımlarken liyakati ana merkeze almıştır. Doğru birdir, değişmez...

Sınavla yönetici olacak kişinin akademik başarısı çok iyi seviyede olabilir. Sınavda %100 başarı sağlamış da olabilir. Ama bu, onun yönetici olması için bir kıstas asla değildir...

Yönetici olacak kişinin duruşu, bulunduğu yere olan hakimiyeti, adalet anlayışı... Her açıdan yönetici olmaya elverişli olması gerekir...

Sınav, tüm bunları ölçen bir araç mı? Asla değildir. Dolayısıyla sınavla yönetici ataması yapılması doğru bir yöntem değildir. Elbette yönetici olacak kişide bilgi aranmalıdır ama belirleyici tek yöntem sınav olmamalıdır...

Sınavı destekleyenlerin %100 sınavın adaletli olduğunu söylüyorlar. Çünkü söyleyenlerin seçici kurula olan inancı yok. Her şeyin referans olduğunu düşünüyorlar. Doğru da söylüyorlar. Yukarıda anlattıklarımın hepsinin olması için öncelikle şu referans denilen şeyi ortadan kaldırılması gerekir. Türkiye'nin gelişmesi için çok önemlidir. 

Sendikaların aradan çekilip liyakatli insanların önünü açması gerekir. Bu güne kadar atanmalarında katkınız olanların kaçta kaçı bulunduğu ortamı değiştirip farklı bir hüviyete büründürmüş? Sonucu okullara bakıp görebilirsiniz! 

Gelişmiş ve önünü gören bir Türkiye için liyakatli yöneticilerin varlığı öncelikli olmalıdır.

Vesselam

Hamza KILIÇASLAN