Sene başı mesleki çalışmalar döneminin eğitim-öğretim açısından kritik bir önem taşıdığı bilinmesine rağmen, bu dönemin etkin bir şekilde yürütülemediği sürekli olarak ifade edilmektedir. Bundan dolayıdır ki, öğretmenlerimiz bu dönemi eziyet olarak algılamaktadır. Bu algının temelinde elbette pek çok neden yatmaktadır. Samimi, içten, tüm personelin birbirine güven duyduğu etkin bir okul kültürünün oluşturulamaması asıl neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette bunun için, işi bilen ve personeli harekete geçirebilen profesyonel/yetkin okul yöneticilerine ihtiyaç var. Şimdiye kadar yapılan rutin faaliyetlerin dışında farklı bir şeyler bulmak gerekir ki, seminer dönemi öğretmenler açısından kabul görüp, faydalı bir dönem olarak yürütülebilsin.

          Sene sonlarında yapılan mesleki çalışmalar, yoğun geçen bir yıllık faaliyetin verdiği yorgunluk nedeniyle etkili olarak yürütülmesi pek mümkün gözükmemektedir. Lakin sene başı seminer dönemi çok iyi bir planlamayla eğitim-öğretim açısından hedeflerin tutturulması noktasında kritik bir dönem ve fırsat olarak görülmelidir. Dokuz ay sonunda eğitim adına ulaşmak istediğinin bir hedefimiz varsa, sene başı hazırlık dönemini hakikaten ıskalamaması gerekir.

          Bakanlığımızın İllere gönderdiği 16/08/2018 tarih ve 14762866 sayılı yazı ekindeki “Öğretmenlerin 2018 Eylül Dönemi Mesleki Çalışma Programı” incelendiğinde yol gösterici içerikte bir çalışma olduğu görülecektir. Asıl mesele, bu çerçeve programın içerisinin doldurulabilmesidir. Eğitim işinin atölyesinde olan yönetici ve öğretmenlerin kendilerinde olan yeterliği artırmaları yanında, “öğrencinin ve çevrenin ihtiyaçlarına göre plan ve programları hazırlamak ve uygulamak” hükmü esas alınarak hazırlanan çalışma programında tanımlanan genel amaçlarda; “Okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, hayat boyu öğrenme kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerin genel kültür, özel alan eğitimi, pedagojik formasyon alanlarında bilgi ve görgülerini artırmak, yeni beceriler kazandırmak, eğitim ve öğretimde karşılaşılan problemlere çözüm yolları bulmak, öğrenci ile çevrenin ihtiyaçlarına göre plan ve programları hazırlayıp uygulamak” şeklinde belirtilmiştir. Mesleki çalışmaların içeriği ve müzakere edilecek konular on alt başlık olarak belirlenmiş, hazırlanan çerçeve programı gözeterek yerel ihtiyaçlara göre aşağıdaki başlıklar ve benzeri konularda il/ilçe bazında mesleki çalışma faaliyetinde bulunabilecekleri belirtilmiştir. Bu konular: 1. Bütün eğitim kademelerinde özel eğitim uygulamaları (özel eğitim sınıfları, evde eğitim, destek eğitim odası) 2. Teknoloji ve madde bağımlılığı 3. Kariyer rehberliği (meslek seçimi, sınav sistemi vb.) 4. Ergenlik çağında bulunan öğrencilere yönelik sınıf yönetimi ve disiplin 5. Ergenlerle iletişim 6. Öğrencilerin sosyal ve kültürel etkinliklere yönlendirilmesinin ders başarısına etkisi 7. Sınav kaygısı 8. Okullardaki spor faaliyetlerinin öğrencilere benimsetilmesi ve branşlaştırma 9. Okulda ilk yardım 10. Öğrencilere çevre bilinci kazandırma 11. Etkin sınıf ve okul yönetimi 12. Değişen okul rolleri (okulların halka açılması, hayat boyu öğrenme) 13. Liderlik ve örgüt kültürü 14. Okullarda kriz yönetimi 15. Şiddetin nedenleri ve şiddete karşı alınabilecek önlemler 16. Eğitimde zaman yönetimi ve akademik başarı 17. Okul ve çevre güvenliği 18. İş sağlığı ve iş güvenliği konuları 19. Değerler eğitimi 20. Kaynaştırma eğitimi 21. Bireyselleştirilmiş eğitim programları 22. Kapsayıcı eğitim 23. İşletmelerde mesleki eğitim, staj veya yoğunlaştırılmış eğitim uygulamaları 24. Öğrenci devamsızlığının azaltılması için alınacak tedbirler ve 25. Güncellenen öğretim programları olarak sıralanmıştır.

          İki haftalık bir zaman dilimi olarak planlanan program içeriğinde zümre toplantıları, mesleki konularda eğitim içerikli video izlemeleri, Eğitime Alternatif Yaklaşımlar kapsamında, örneğin J. T. Gatto’nun “Eğitim Bir Kitle İmha Silahı” adlı kitabının müzakere edilmesi de tavsiye edilmektedir. Program ekinde, okunması tavsiye edilen kitaplar ile izlenmesi tavsiye edilen filmlerin listesi de verilmiştir.

          Yine programda ek olarak öğretmenlerimizin bulundukları okulda yürütülen faaliyetleri objektif olarak değerlendirmeleri, okulun eksik ve güçlü yönlerini tespit edebilmeleri, tüm öğrencilerimiz için adil ve kaliteli bir eğitim sunulabilmesi amacıyla gelecek eğitim öğretim yılında yapılacak temel faaliyetleri planlayabilmeleri amacıyla,  “Okul Politikalarının Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesi Formu” geliştirilmiş; Katılımcıları birbirleri ile tanıştırmak ve kaynaştırmak, grup dinamiğini sağlamak amacıyla, “Buz Kırma Etkinliği” adlı bir etkinlik geliştirilmiş ve bu etkinliklerin yönergesi/aşamaları açıklanmıştır.

          En son olarak, öğretmenlerimizin güncel eğitim politikaları konusunda farkındalıklarını sağlamalarının yanı sıra tecrübeleri çerçevesinde Bakanlık politikalarının gelişimine katkı sunmaları amacıyla ve bakanlığımıza bir geri bildirim olarak düşünülen “Bir Milyon Öğretmen Bir Milyon Fikir” adlı etkinlik kapsamında öğretmenlerimizin düşüncelerini özgürce belirtmeleri için dört soru sorulmuştur. Bu sorular;

     1- Sizce Bakanlığımızın yeni dönemde eğitimle ilgili olarak odaklanması gereken en temel üç sorun nedir? (yapısal, mesleki ve eğitimin kalitesine yönelik) Birkaç cümle ile gerekçelendiriniz.

     2-Bakanlığımızın yürüttüğü faaliyetler içerisinde en başarılı bulduğunuz üç temel uygulama nedir? Birkaç cümle ile gerekçelendiriniz.

         3- Sizce okulunuzda acil çözüm bekleyen üç temel sorun nedir? Birkaç cümle ile gerekçelendiriniz.

     4- Türkiye’de eğitim öğretimin kalitesini artırmak için üç temel çözüm öneriniz nedir? Birkaç cümle ile gerekçelendiriniz.

          Bu son çalışma ile bakanlığımız geliştireceği eğitim politikaları hususunda tam bir katılımı esas almıştır. Bu değerlendirmelerin öğretmenlerce ciddiye alınarak, bilimsel bir zihin ve veriler çerçevesinde yapılması, bakanlıkça da bu değerlendirmelerin gereğince işlenmesi gerekmektedir. Yeni bakanımızın bu işi ciddiye alacağından hiç endişemiz yoktur.

           Bakanlığımızın söz konusu mesleki çalışma programı gereğince yerine getirildiği takdirde eğitim adına güzel şeyler olacaktır kuşkusuz. Bu programın yanında sene başı mesleki çalışmalar döneminin, yeni eğitim-öğretim yılına hazırlık olması açısından,  program içeriğinde de yer alan ve teorik olarak öğretmenlerce de bilinen bazı hususları yeniden hatırlatmada fayda var.

          Bilindiği gibi plan, önceden belirlenen eğitim hedeflerine ulaşmak için öğretim konusu içinde yer alan etkinliklerden hangilerinin seçileceği, bunların öğrencilere niçin ve nasıl yaptırılacağı, ne gibi yardımcı ve tamamlayıcı kaynak ve araçların kullanılacağı, elde edilen başarının nasıl değerlendirileceğinin önceden tasarlanmasıdır. Bu aşamada, eğitim-öğretim konusuna giren her türlü unsur dikkate alınarak hedeflenen kazanımların elde edilebilmesi için eldeki imkânlar, var olan alt yapı, mevcut personel ve diğer unsurlar hesaba katılarak rasyonel bir planlama yapılması gerekir. Neyi nasıl yapacağımızı önceden düşünüp tasarlamadığımız takdirde, kötü sürprizlerle karşılaşmamın yanında, nereden nereye geldiğimizi de hiçbir zaman bilemeyiz. Plan aslında zamanı yönetme çabasıdır. Bu yönetme işini iyi yapamadığımız takdirde, zamana dahil olan tüm unsurlar bizi yönetir.

Mesleki çalışmalar döneminde yapılması gerekenleri ana hatlarıyla sıralarsak;

          1-Okul yöneticileri kendi yönetsel planlarını bu dönemde hazırlamalı. Bir yıl boyunca zaman dilimlerinin özelliği de dikkate alınarak her haftayı kapsayacak şekilde okulun ve çevre şartlarının özelliğine uygun olarak yapacakları ile ilgili bir plan hazırlamalı. Bu aşamada okul yöneticileri, yapılacak çalışmalarla ilgili olarak müşterekliği esas almaları gerekir. Hatta, işin içine velileri de katarak “okulumuzda ne tür çalışmalar bekliyorsunuz, bizden istedikleriniz ya da önerileriniz nelerdir” gibi kapsamlı bir anket düzenlenebilir. Kısaca hazırlık ve planlama aşamasında velilerinde görüşü alınarak daha etkin bir yönetsel planlama hazırlanabilir. Hatta bu çalışmalar için ayrı bir komisyona yetki verilmesi daha bir anlamlı olacaktır. SWOT analizi ekseninde bir yöntemle daha akılcı ve (çok detaya girmeden) uygulanabilir modeller üretilip uygulanabilir.

          2-Seminer döneminin de iyi bir planlamaya ihtiyacı var. Bireysel çalışmalar dışında öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda (ki ihtiyaç belirleme, yılsonunda yapılması gereken bir çalışmadır) okulları bünyesinde belirli alanlarda uzmanlaşan öğretmen ve yöneticilerce özellikle, öğretim programları, yeni programların içeriğine uygun strateji- yöntem ve teknikler, yeni programın özelliğine uygun ölçme ve değerlendirme yöntemleri, yeni öğrenme teorileri ve pratik uygulamalar, sınıf yönetimi, iletişim teknikleri, problem çözme yöntemleri, iletişim becerileri vs. konularda seminer yapılabilir. Bu paylaşımlar rutin bir PowerPoint okumasından ziyade, daha çok pratik çalışmalar, yaşanmış ve uygulanmış örnek uygulamalar olması, yapılan çalışmaların kalitesini arttıracaktır. Bu konularla ilgili,

 a) Mesleki çalışma konuları belirlenirken özellikle öğretmenlerin talepleri de esas alınmalı.

 b) Dünyada eğitimle ilgili örnek uygulamalar gösterilip müzakere yapılmalı,

 c) Görev yaptığımız okul türü ve öğrencilerin gelişim durumları, beklentileri, sosyo-ekonomik ve kültürel çevre ile ilgili çalışmalar yapılmalı,

  d) Okulda göreve yeni başlayan personelin kurum kültürünü tanıtma ve ortantasyonu için farklı etkinlikler düzenlenmeli,

  e) Eğitimle ilgili dünyada kabul görmüş ve eğitimcilerce tavsiye edilen filimler birlikte izlenilmeli ve müzakere edilmeli.

  f) Bir yıl boyunca müşterek yapılacak çalışmaların planlaması ile ilgili yine bir komisyon görevlendirilmeli. Bu çalışmalar içinde özellikle “zorunlu çok kitap okuma” çalışmalarından ziyade, “kitabın sevdirilmesine” dair projeler üzerinde durulmalı. Kitap meselesi, okulun genel derdi hale gelmeli. Öğretmenler kendi aralarında, kendilerinin seçtikleri kitapları bir plan dâhilinde okumalı.

   g) Eğitim ve düşünce içerikli süreli yayınların seçimi yapılmalı ve takip edilmesine özen gösterilmeli.

          3-Bireysel olarak tüm öğretmenler kendi branşları ile ilgili müfredatı iyice gözden geçirmeli. Dersler ve sınıflar itibariyle hangi düzeyde ne hedeflenmiş, hangi kazanımlar belirlenmiş ve bunlarla ilgili hazırlanan kılavuz kitaplarda hangi etkinliklerin olduğu altı çizilerek incelenmeli. Özellikle kılavuz kitaplardaki metinler ve etkinlik örnekleri ile ilgili düşünceler bir kenara not edilmeli. Bariz bir çelişki varsa rapor halinde bildirilmeli. Bu tutum, bakanlıkça da olumlu tepkiye neden olur. Yukarıdaki önerilerin icrası için yerleşik bir okul kültürüne ihtiyaç vardır.

          Bir öğretmen öncelikle müfredata ve bu müfredatın tüm unsurlarına(ilkeler, hedefler, kazanımlar, kaynaklar, kılavuz kitaplar…) eleştirebilecek düzeyde hakim olması gerekir. Öğretmen gerekirse yaratıcığını kullanarak kazanımlara uygun etkinlik örnekleri hazırlayabilmeli. Asıl olan kılavuz kitaba bağlılık değil; programa uygun materyal ve etkinliklerin öğretmence hazırlanabilmesidir.

            Gereği gibi yürütülemediği için mesleki çalışma dönemleri genellikle bir eziyet şeklinde kendini göstermiştir. Artık yeni bir döneme başlıyoruz. Gerçekten eğitim adına güzel şeyler yapmak istiyorsak öncelikle bakanlığımızın programının içinin doldurulmasının yanında, yukarıda sıralanan hususların dikkate alınması eğitim adına faydalı olacaktır. Yeni bir döneme, yeni umutlarla, yeni bir heyecanla başlamak için eğitim işine kendini adamış bir bakan her halde yeter sebep olacaktır. Selam ve muhabbetle

Zafer Özer-Maarif Müfettişi