Ülkemizde uygulanan İngilizce öğretiminin verimli olmadığı, yazılı başarı sağlamasına karşılık sözlü başarı getirmediği, müfredatta dil bilgisine gereğinden fazla ağırlık verildiği, dinleme ve konuşma becerilerinin kazandırılmasında yetersiz olduğu, müfredatın sadece okuduğunu anlamaya yönelik olduğunu ve mevcut sınavlardan dolayı öğrencilerde kaygı düzeyinin arttığı, bu kaygının da öğrenmeyi zorlaştırdığı sonucuna ulaşılmıştır.

Ayrıca; İngilizce öğretiminde karşılaşılan bölgesel farklılıklar, turistik bölgelerde İngilizce öğretiminin daha başarılı olması, etnik köken farklılığı olan bölgelerde genellikle üçüncü dil olarak öğretilen İngilizcenin etnik dil ile benzer yapısının öğretimi kolaylaştırması, gelişmiş bölgelerde İngilizce öğretiminin daha başarılı olması ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan bölgelerde bulunan ailelerin çocuklarının daha başarılı olmasıdır.

Bunun yanında bölgesel özelliklerin yabancı dil öğretimine olumlu etkilerinin; bölgenin turistik bölge olması, sosyo-ekonomik düzeyin yüksek olması ve etnik dil ile hedef dilin benzer gramer yapısı taşıması olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bölgesel özelliklerin yabancı dil öğretimine olumsuz etkilerinin ise; yabancı dile ihtiyaç duyulmayan turizme kapalı bölgeler olması, bölge halkının şivesinin İngilizce telaffuzuna uygun olması ve bölgenin dışa kapalı bir kültür içinde olmasıdır.

İngilizce öğretiminde bölgesel farklılıkların yarattığı olumsuzlukların önüne geçebilmek için;

Araştırmada ortaya çıkan bulgular doğrultusunda şu öneriler geliştirilmiştir: 
Yabancı dil öğretiminde bölgesel farklılıklardan kaynaklanan sorunların çözümü için; İngilizce öğrenmeye yönelik ihtiyaçlar artırılabilir. Bu ihtiyacı artırmak için öğrencilerin okullarda kullandıkları teknolojik araç gereçlerin daimi olarak İngilizce kullanmaları sağlanabilir. Ayrıca yapılacak etkinliklerde veya oluşturulacak günün sorusu, haftanın sorusu gibi köşelerle öğrencilerin tüm branşlarla ilgili kendilerine yöneltilen soruları İngilizce olarak cevaplaması istenebilir. 
Ülkemizde var olan etnik dil yapılarının uzmanlarca incelenebilir, İngilizcenin yapısı ile benzerlikler ve farklılıklar tespit edilerek öğretimin bölge koşullarına göre şekillendirilmesi sağlanabilir. Şiveden kaynaklanan telaffuz sıkıntılarının giderilmesi için telaffuz eğitimine daha fazla zaman ayırılabilir.
Ailelerin İngilizceye karşı geçmişte yaşadıkları başarısızlıklardan kaynaklanan ön yargıların ve bakış açılarının değiştirilmesi için, ailelere halk eğitim merkezlerinde İngilizce öğretimi hakkında seminerler düzenlenebilir. Hatta ailelere de İngilizce eğitimi verilerek öğrenciye evde yardımcı olabilen daha bilinci veliler olması sağlanabilir.

Bu çalışmada yabancı dil öğretiminde bölgesel farklılıklara yönelik olarak sadece öğretmenlerin görüşlerine başvurulmuştur. Benzer bir araştırma, yöneticilere, veli ve öğrenci görüşlerine başvurularak yapılabilir. 
 Araştırmada devlet okullarının öğretmenleri ile görüşülmüştür. Özel okulların öğretmenleri ile de görüşülerek farklı sonuçlar elde edilebilir. Resmi ve özel ilköğretim okullarında yapılan araştırmalar karşılaştırılabilir.
Ayrıca araştırmacılar benzer bir konuyu iki farklı bölgeden örneklemler seçerek toplanan verileri bölgeler arasında karşılaştırma yaparak yorumlayabilir ve anlamlı sonuçlar elde edebilir.