LİYAKATLİ MİSİNİZ YOKSA FARKLI SENDİKADAN MISINIZ?

Liyakat nedir biliyor musunuz?

Sözlüğe, kelimenin terminolojisine, kökenine falan bakmaya gerek yok.

Liyakat; Benim gibi düşünen insanların işbaşına geldiğinde yapıp ettiği her şeydir!

Benden olanlar, karşı tarafa haddini bildirenler de ne yaparlarsa yapsınlar kesinlikle liyakat sahibidirler.

Ayrıca, Koltuğa otur(a)mayan herkes için koltukta oturanlar liyakat sahibi değildir.

Koltuğa oturanlar için de, koltuğa oturamayanlarda liyakatten eser yoktur.

Türkiye’de liyakat üzerine yapılan tartışmanın özü budur!

Bundan ötesi laf-ü güzaftır.

Kimsenin elinde liyakat ölçüm cihazı olmamasına rağmen,

“Ya bendensin ya da onlardan” yaftası vardır.

A sendikası üyelerinin B sendikası üyelerine demek istediği de budur.

Kimsenin sözlük anlamı liyakatle işi gücü yoktur, olmamıştır, olmayacaktır da…

Şu an Milli Eğitim bakanlığı çıkıp dese ki, artık bundan sonra B sendikası üyelerini şartsız koşulsuz okul müdürü yapacağım… Kıytırıktan bir mülakata girsinler, içlerinde arkası en sağlam olanı atayacağım…

Hani böyle demez ama yani o manada konuşsa ve uygulamaya da geçilse…

And olsun ki, liyakat kelimesini dilinden düşürmeyenler bu uygulamadan sonra dut yemiş bülbül kesilirler ve karınca gibi çalışmaya başlarlar, hangimiz nereye atanalım, kim hangi müdürden intikam alacak, diyerek işe koyulurlar…

Bunun aksini iddia edecek olan varsa, geçmiş uygulamalara bir göz atıversin.

B sendikasının güçlü olduğu zamanlar yani mühür onların elindeyken neler yapılmış bir bakıversinler.

Hariçten gazel okumaya, onu bunu şununla bununla itham etmeye gerek yok.

Geçmişinde adalet olmayanlar, geçmişi karanlık olanlar yani, geleceğe ışık tutamazlar.

Ve adalet, liyakat gibi kavramlar muhaliflerin dilinden asla düşmez. İktidarda olanlar da ağzına almak istemezler.

Ve tuhaftır ki kimsenin liyakat ve adalet gibi bir derdi yoktur.

Benden olmayan kesinlikle liyakatsizdir, düşüncesi var olduğu sürece ortada söylenen lafların hiçbir karşılığı yoktur.

Bakın şunlar çok önemlidir, sizin liyakatsiz dediğiniz müdürler döneminde, Türkiye genelinde, birkaç istisna dışında;

  1. Hiçbir öğretmene sendikası yüzünden mobbing uygulanmamıştır.
  2. Hiçbir öğretmenin önüne boş sendika formu konup, “imzala” bunu denmemiştir.
  3. Hiçbir öğretmene, kılık kıyafeti konusunda soruşturma açılmamıştır.
  4. Öğretmenler odasında yerden yere vurulan sendikalı müdür, hoop durun bakalım, neler oluyor orada dememiştir.
  5. Alttan almıştır, çalışma barışı bozulmasın demiştir.

Bunun tersini ele alalım… Liyakat ve adalet kavramını dilinden düşürmeyen sendikaların müdürleri;

  1. Başörtüsü konusunda birçok soruşturma açmıştır.
  2. Mobbing uygulamıştır.
  3. Boş sendika formları imzalatılmıştır.
  4. Eleştirildiği andan itibaren gereği yapılmıştır.
  5. Üst perdeden konuşulmuş, had bildirilmiştir.

Okullardaki fiziki alt yapıdan, değerler eğitimi çalışmalarından falan söz etmiyorum daha. Aslında konuşulması gereken en elzem konular eğitimin içeriği de…

Üstad diyor ki:

“Bülbüllere emir var, lisan öğren vak vaktan,
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan…”