Denge kavramı aslında insana bir ferahlığı hatırlatıyor… Denge, özü gereği, nizam, sistem, ölçü, terazi, ahenk, harmoni, orta yol, canlılık anlamına geliyor.

Dengeyle ilk tanışmamız bebekliğimizde başlar. Önce emeklemeyle başlayan bu serüven sonra ayağa kalkıp dengemizi sağlama çalışmalarıyla devam eder.

Bu dengeyi sağlama çabalarında; elimiz ayağımız kanar, bazı başarısız denemelerimiz olur. Ama hiç vazgeçmeyiz bu denemelerden ve dengeyi tutturma hevesinden…

Çünkü bu denge bizim için bir milattır, bir devrimdir, bir ihtilaldir…

Ve denge kurulur…

Artık çarklar ve dişliler birbirini tamamlamakta ve döndürmektedir.

Kâinatın yaratılışına baktığınız zaman bu dengeyi çok iyi görürsünüz… Eğer dünya 23 derece eğik değil de 20 derece veya 30 derece olsaydı şuan içinde bulunduğumuz dünya olmayacaktı. Burada müthiş bir denge olgusu yatmaktadır. Bakınız dünyamıza, bir yanda kuzey yarım küre bir yanda güney yarım küre var. Bir yarım küre yazı yaşarken diğeri kışı yaşıyor. Her iki yarım küre arasında ısı akışı yönünden bir denge var. Bu denge dünyamızı ne çok sıcak ne çok soğuk yapıyor… En azından bedenimize bakacak olursak buda şaşırtır bizi. Yürürken sol ayak ilerideyken sağ ön kolda ilerde sol ön kol geride ön sağ kolumuzda ilerdeyken ön sol kolumuz geriye gider devamlı.

Bugün modern dünyada anne ve babaların en çok zorlandığı alan çocuk eğitiminde denge kavramını iyi ayarlayamamış olmamız yatıyor. Çocukla olan ilişkide anne ve baba olarak dengeli ilişkiye ve denge ilişkisine çok önem vermemiz gerekiyor. Yani çocuğumuzla olan ilişkimizde sınırlar iyi çizilmeli, çocuk, sizin bir anne ve baba olarak özel durumunuzu ve yeriniz iyi kavramalı, sonsuz ve sınırsız ilişki bağı sunulmamalı, bir ahenk ve denge içinde ilişki dozajımızı ayarlamalıyız. Çok fazla verici olmak her şeyi çocuklarımızın önüne sunmak, birçok isteklerini anında ve fazlasıyla yerine getirmek pedagojik bir çıkmaza götürür bizi… Aşırı hoş görülü olmak ve aşırı disiplinli olmakta iki aşırı uçtur. Orta yol ise, dengeli olan ise her ikisinin de dengede, ölçüsünde çocuğa sunulmasıdır. Toplumsal ilişkilerimizde de bir denge mekanizması ağır basar… Eşimizle, işimizle dostumuzla, arkadaşımızla olan iletişimlerimizde bazı şeyleri dengede tutamazsanız, aşırı sevgi ya da aşırı ilgisizliğe varan ölçülere götürürseniz bir patlaklık verir, birden dengesizleşir her şey… Ölçü bozulur ve ağırlık bir yana kaymaya başlar. Bunun neticesinde üzülür, gerilir, bocalarız… Ta ki orta dengeyi bulana kadar.

Son olarak Ebeveynlere bir not sunacak olursak;

Anne ve babaların çocuklarına yaptığı 7 hata ve ailelere 7 Öneri:

7 hata….

1-Sen her şeyin en iyisine layıksın

2-Sen her şeyin üstesinden gelirsin

3-Eve giriş çıkış saatlerini çocuğa bırakmak

4-Verdiği paranın nereye harcandığını sorgulamamak

5-Çocuklara evin patronu gibi davranmak

6-Biz görmedik onlar görsün ve yaşasın düşüncesi

7-Çocuğuyla arkadaş olmak

7 Öneri.:

1-Çocuğa sınır kavramını öğretin

2-Acının ve hayal kırıklığının gerçek bir öğretici olduğunu

3-Merhamet ve güler yüzlülüğün tedavi ediciliğini

4-Onların sevgi ve sevilme dilini

5-Davranışların sözlerden etkili olduğunu

6.-Çocuğunuzla çocuklaşın

7-Ailenin güçlü ve son sığınak olduğunu Unutturmayın.

- - - -