Türk Eğitim-Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği (UAESEB) Genel Başkanı Talip Geylan, Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili tüm dünyayı bilgilendirmek, destek talebinde bulunmak ve yaşananları Türk Dünyasına anlatmak için bir mektup gönderdi.

Mektubumuz, Azerbaycan Eğitim Çalışanları Bağımsız Sendikalar İttifakı, Kazakistan İlim ve Eğitim Çalışanları Sendikası, Kırgızistan İlim ve Eğitim Çalışanları Sendikası, Kıbrıs Türk Memur Sen, Kosova Türk Öğretmenler Derneği, Makedonya Ufuk Derneği, Irak Türkmen Eğitimcileri Öğretmen Örgütü’ne iletildi.

Türk Eğitim Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği Genel Başkanı Talip Geylan mektubunda Barış Pınarı Harekatı’nın meşru bir operasyon olduğunu tüm dünyaya anlattı.

Mektupta; Suriye’deki terörist gruplarının sivil vatandaşlara, çocuklara ve askerlere cinayet, saldırı, taciz, baskı gibi unsurlarla zarar verdiği ve belli bölgelerde etnik temizliğe giriştiği hatırlatılan mektupta, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Konseyinin her türlü terörizmle mücadele kararları kapsamında bütün çabayı sarf ettiği ve Suriye’deki durumun iyileştirilmesi için tüm yolları denediği vurgulandı.

Uluslararası alanda terörist örgüt olarak kabul edilmiş olan PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile DAEŞ’in Türkiye için ulusal bir güvenlik sorunu teşkil ettiği ifade edilen mektupta, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak üzere BM Anlaşmasının 51. Maddesi uyarınca nefsi müdafaa hakkını kullanarak 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey Suriye’ye yönelik Barış Pınarı Harekâtını başlattığı hatırlatıldı.

Bu harekatla PYD/YPG’nin yanında Türkiye’nin milli güvenliği için bir tehdit unsuru olan DAEŞ’in de bertaraf edilmesi ve Suriyelilerin terör örgütlerinin tahakkümünden kurtarılmasının amaçlandığı ifade edildi.

Terör örgütlerinin diğer terör örgütlerinde bulunmayan anti tank güdümlü füzeleri, gelişmiş silahları, keskin nişancıları vasıtasıyla Kuzey Suriye’nin Türkiye sınırında yangınlar çıkardığı ve halkı göçe zorladığı belirtilen mektupta, Türkiye’nin amacının PKK bağlantılı örgütlerin sadece Türk yerleşim yerlerinde değil aynı zamanda Afrin ve El Bab bölgesi gibi terörist saldırılara maruz kalan masum Suriyeli siviller için de bu operasyonun yapıldığı belirtildi.

Özellikle bölgede teröristlerden arındırılmış güvenli bölge oluşturulması konusunda ABD ile yapılan müzakerelerde Türkiye’nin bütün iyi niyetli çabalarına rağmen bir sonuç alınamadığı, bunun üzerine gerçekleştirilen operasyonun BM’ye üye ülkelerin terörizmle mücadele konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin 1373 (2001), 1624(2005), 2170(2014), 2178(2014), 2249(2015) ve 2254(2015) sayılı kararları uyarınca bir gereklilik ve sorumluluk olduğu özellikle ifade edildi.

Türkiye’nin bu operasyonunun uluslararası hukuka uygun olarak ve BM’nin ilgili kuruluşlarıyla koordinasyon halinde Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde gönüllü olarak anayurtlarına ya da Suriye'deki başka yerlere yerleştirilmesi girişimlerine destek olacağı vurgulandı. Mektupta, Barış Pınarı Harekatı’nda Türk devletinin Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğu, sivil unsurlara, masumlara ve bölgedeki diğer ülke unsurlarına herhangi bir zarar verilmeden gerçekleştireceğini taahhüt ettiği ve bu yolda her türlü denetime açık olduğunu belirttiği hatırlatıldı.