Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında yurtta sulh konseyi üyelerinin de yer aldığı davaya devam edildi.

ESASA İLİŞKİN SAVUNMA YAPTI

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, dönemin Polatlı 58. Topçu Tugay komutanı olan eski tuğgeneral Murat Aygün esasa ilişkin savunmasına başladı.

MAHKEME, "KARAR VERİLMESİNE YER YOK" DEDİ

Mahkeme başkanının tarafsızlığını yitirdiği iddiasında bulunan sanık Aygün, başkanın davadan çekilmesi talebinde bulundu. Talebe ilişkin görüşü sorulan iddia makamı, davanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu belirtti ve talebin geri çevrilmesini istedi.

Müzakerenin ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, talep hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" hükmetti.

"ZATEN MÜEBBEDİM VAR"

15 Temmuz'daki eylemleri nedeniyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığını hatırlatan Aygün, kendisine yöneltilen yurtta sulh konseyi üyeliği suçlaması nedeniyle de Genelkurmay çatı davasında yargılandığını aktardı. Aygün, aynı eylemi nedeniyle hakkında birden fazla yargılama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek hakkındaki davanın reddini istedi.

"ASKERE KIŞLA DIŞINA ÇIKMASI EMRİNİ BEN VERDİM"

Aygün, darbe teşebbüsünden kısa süre önce konseyin diğer üyesi olan eski kurmay albay Bilal Akyüz ile Polatlı'da yaptıkları görüşmenin içeriğinin sorulması üzerine, Akyüz ile olası Suriye harekatı kapsamında bir araya geldiklerini, darbeye yönelik bir görüşme olmadığını ileri sürdü.

Olay günü birliğe mesajların gelmeye başladığını, terör saldırısı olduğunu düşünerek askerlerin kışla dışına çıkması emrini verdiğini anlatan Aygün, yaşananların darbe girişimi olduğunu anladığı gece saat 01.00'den sonra da personelinin birliğine dönmesi yönünde çaba gösterdiğini beyan etti.

Aygün, Topçu Okuluna giderek emir komutayı devraldığı suçlamasını da kabul etmediğini ifade ederek, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kendisinin ve personelinin hiçbir ölüm ve yaralama olayına karışmadığını savundu.

Darbeye karşı okunan selaların susturulması girişimi hakkında da ifade veren Aygün, "Ben (Abdülkerim Ceyhan) yarbaya git, hocalarla konuş dedim, uzmanları götür filan demedim. Anonsları kessinler dedim. Ezan ve selaları susturun demedim." diye konuştu.

KONSEY ÜYELİĞİ İDDİASINI DA REDDETTİ

Yurtta sulh konseyi üyeliği suçlaması hakkında da savunma yapan Aygün, konseyin diğer üyelerinin bir çoğunu tanımadığını, aralarında herhangi bir iletişim olmadığını iddia etti.

Adil Öksüz liderliğinde yapılan darbe toplantılarına katılmadığını ve darbe planlamasında da yer almadığını bildiren Aygün, toplantılara katıldığını daha sonra itiraf eden eski askerin konsey üyesi olarak suçlanmazken kendisine böyle bir isnadın yöneltilmesini kabul etmediğini söyledi.

Sanık Aygün, "İddia makamı toplantıya katıldığını söyleyen, 5 gün boyunca orada olduğunu söyleyen Halil İbrahim Yıldız ve Hakan Bıyık'ı konsey üyesi yapmıyor, beni yapıyor." ifadesini kullandı.

Davanın görülmesine yarın devam edilecek.