65’inci Milli Eğitim Bakanı olan Ziya Selçuk, bir siyasi parti için oy isteyen ilk Milli Eğitim Bakanı oldu. Selçuk, eğitimin asıl sorunlarının çözümüne ilişkin somut adım atmadı. Eğitimin dinselleştirilmesi ve ticarileştirilmesi başta olmak üzere çok sayıda sorun masada kaldı

Birgün gazetesinden Mustafa Mert Bildircin'in haberine göre 10 Temmuz 2018’de İsmet Yılmaz’ın yerine göreve getirilen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitimin esas sorunlarıyla ilgilenmediği gerekçesiyle birçok defa eleştirilerin odağı haline geldi. Türkiye’nin 65’inci Milli Eğitim Bakanı olan Selçuk, eğitimin dinselleştirilmesi ve ticarileştirilmesi başta olmak üzere çok sayıda problemin daha da büyümesine yol açan uygulamalara imza attı. Ataması yapılmayan öğretmenler sorununu çözecek adımlar atmayan Bakan Selçuk, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir siyasi parti için oy isteyen ilk Milli Eğitim Bakanı oldu.

Eğitimcilerin tüm tepkilerine karşın, MEB ile dini vakıf ve dernekler arasında imzalanan iş birliği anlaşmaları Ziya Selçuk döneminde de artarak devam etti. Bakanlık, Nur Cemaati’ne yakınlı ile bilinen Hayrat Vakfı başta olmak üzere çok sayıda dini vakıfla masaya oturdu. Ensar Vakfı, TÜGVA ve TÜRGEV gibi kurumların öğrencilere yönelik faaliyet yürütmesine olanak sağlandı.

SÖZLER TUTULMADI

Bakan Selçuk, göreve başladıktan kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada, 16 yıllık AKP iktidarları döneminde eğitimdeki sorunların arttığını itiraf eder nitelikte ifadeler kullandı. Eğitimin yoğun bakımda olduğunu söyleyen Selçuk, “Önce yoğun bakımdan çıkalım, sonra nekahat dönemi başlasın” diye konuştu. Ancak Selçuk’un açıklamaları ile icraatları arasında büyük farklılıklar yaşandı.

EK GÖSTERGE RAFA KALDIRILDI

Eğitimcilerin merakla beklediği 3600 ek göstergeye ilişkin verilen sözler de tutulmadı. İktidarın seçim dönemlerinde defalarca dile getirdiği 3600 ek gösterge, seçimlerin ardından unutuldu. Selçuk, öğretmenlere 24 Kasım’da 3600 ek gösterge ile ilgili müjde vereceğini söylese de halen somut bir adım atılmadı.

SİSTEM DEĞİŞTİRİLDİ

Görevde olduğu süre boyunca öğrencilerin sürprizle karşılaşmayacağını savunan Selçuk, bu sözünden kısa bir süre sonra ortaöğretim sisteminde köklü değişiklikler öngören uygulamaya imza attı. Liselerde ders sayısı düşürülerek zorunlu dersler yeniden yapılandırıldı. Selçuk, üniversiteye giriş sisteminin de yeni ortaöğretim sistemiyle uyumlu hale getirileceğini ifade etse de Yükseköğretim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Sistemde yapısal değişiklik öngörmüyoruz, böyle bir planlamamız yok” denildi.

AKP’YE OY İSTEDİ

Görevi gereği herkese eşit mesafede olması gereken Milli Eğitim Bakanı Selçuk, Türkiye tarihinin bir siyasi parti için oy isteyen ilk Milli Eğitim Bakanı olarak öne çıktı. 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri öncesinde AKP’li isimlerle sık sık yan yana fotoğraf veren Selçuk, eleştirilere ise kulak tıkadı. Seçimler öncesinde katıldığı toplantılarda adeta AKP’li Belediye Başkan Adayı gibi konuşmalar yapan Selçuk, bir etkinlikte, “Eğitimde güçlü bir beklenti varsa o zaman yerel seçimlerde bize destek olunması gerektiği çok açık” ifadelerini kullandı.

Bakan Selçuk, 31 Mart seçimlerinde AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı olan Binali Yıldırım’ın seçim vaatlerini sosyal medya hesabından paylaştı. Yıldırım’ın, “Gençlere 10 GB internet bedava olacak” vaadini takipçilerine “müjdeleyen” Selçuk, gönderinin üzerine alkış emojisi yerleştirdi.

İMAM HATİPLEŞMEYE DESTEK

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin 16’ncı İmam Hatipler Kurultayı’na katılarak iktidarın imam hatipleşme politikasını övdü. İmam hatipleşme politikasına kattı verenlere “teşekkür borcu” olduğunu dile getiren Selçuk, imam hatiplerin üniversite sınavındaki başarısızlığını yok sayarak “İmam hatipli öğrencilerim sadece nicel olarak değil, nitel olarak da çok büyük mesafe alıyor” dedi.

ZEKA TARAMASI GÜNDEME GİRDİ

Dünya genelinde, “Eğitimde ticarileşmenin önünü açıyor” gerekçesiyle eleştirilen zeka taraması uygulaması da Bakan Selçuk’un gündemine girdi. Selçuk, çocukların bireysel farklılıklarını yok sayan bir uygulama olduğu yönünde ciddi olarak eleştirilen zeka taramasının iki üç yıl içinde bütün öğrencilere uygulanacağını açıkladı.