AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu

Konuşmadan satır başları

stanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın konuşması vatandaşımızın iradesine saygısı olmuştur. Netice itibarıyla yapılan son seçimlerde sonuç net olarak ortaya çıkmıştır. Milli irade berrak bir şekilde tecelli etmiştir. Sonucu saygıyla karşılıyoruz. Bu demokrat olmanın gereğidir. Seçim sonuçları bu MYK'dan başlayarak kapsamlı bir şekilde önümüzdeki günlerde değerlendirmeye devam edecektir. Cumhur İttifakı olarak 31 Mart seçimlerinde büyük bir başarıya imza attık. İstanbul'un ilçelerinde ve büyükşehir belediye meclisinde büyük başarıya imza attık. Seçimlerde sandık başına giden İstanbullu vatandaşlarımız, genç, yaşlı demokrasiye gönül vermiş insanlarımız, tatilden dönerek, hasta yatağından kalkarak oy atmaya giden vatandaşlarımıza şükranlarımızı arz ediyoruz.

"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZE VE AVUKAT ARKADAŞLARIMIZA TEŞEKKÜRLER"

Başkan adayımız, genel başkanlığımızı, Meclis Başkanlığı yapmış sayın Binali Bey büyük gayret gösterdiler. İstanbul halkı sevecen ve projelerini öne çıkaran kimliğini bir kez daha gördü. Kendisine teşekkürü borç biliyoruz. Sayın Devlet Bahçeli ve MHP teşkilatlarına, kampanyaya katılan genel başkan yardımcılarına, milletvekillerine ve teşkilatımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Seçim öncesi provokatif yayınlar yapıldı, seçimde sıkıntılar olacak dendi. Bu sıkıntıların hiçbiri gerçekleşmedi. Bu çerçevede güvenlik güçlerine, avukat arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Teşkilatlarımız göz bebeğimizdir. Her ilçede ana kademede kadın, gençlik kollarındaki bütün kardeşlerimizin yüksek performansla çalıştıklarını gördük. Buradan sevgi ve selamlarımızı gönderiyoruz.

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ İYİ İŞLERİN ARKASINDA DURACAKTIR"

YSK süreci başarıyla yönetmiştir. YSK temsilcilerine de teşekkürü borç biliyoruz. Yaz dönemi çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Büyükşehir belediye meclis üyelerimiz yüksek bir gayretle çalışacaklardır. Tabii İstanbul'da yapılan her iyi işin arkasında genel başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın desteği ve himayesi olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Milletin iradesinin tayin ediciliği ile yolumuzu bulmamız en büyük gücümüz olan bir kaynak olmaya devam ediyor. Bu aziz millet demokrasiyi büyük bedellerle elde etmiştir. Her seferinde bunu güçlendirmektedir. Demokrasi bedel isteyen bir kazanım. Milli iradenin herkes tarafından saygıyla selamlanması Türkiye'nin en büyük gücüdür. Bunu titizlikle güçlendirmeye devam edeceğiz.

"KARA PROPAGANDA YAPANLAR GEREKLİ CEVABI ALMIŞTIR"

31 Mart'tan büyük bir başarıyla çıktık. Kimin kazandığından daha önemli olan Türkiye'de demokrasinin kazanmasıdır. Biz siyasi parti olarak Türkiye'de girdiğimiz her seçimi kendimiz kazanmak isteriz. Bu konuda büyük başarılara imza atmış bir partiyiz. Hepimizin davası Türkiye davasıdır. Türkiye'de demokrasinin kazanması bundan çok daha önemlidir. Müthiş bir siyasi katılımla bu seçimlerin gerçekleşmiş olması son derece takdire şayandır. Yurtdışında Cumhurbaşkanımıza karşı seçimlerin yenilenmesiyle ilgili kara propaganda başlatılmıştı. Türkiye düşmanları yine devreye girdiler. Maalesef birileri bunların sözlerini tercüme etti. Kara propaganda odakları sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu tavırdan cevaplarını almışlardır.

"DEMOKRASİ HUKUK YATAĞINDA AKTI VE BEREKETLİ TOPRAKLARI SULADI"

Vatandaşlarımız kardeşçe sandık başına gitmişlerdir. 31 Mart seçim sonuçlarında Cumhur ittifakı olarak aynı olgunluğu gösterdik, yenilenen seçimlerde de aynı olgunluğu gösterdik. Siyasi kutuplaşma denince mesele yanlış yere çekiliyor. Siyasi hayatta kutuplar olur. Belli bir diyalektik süreç içerisinde tartışmaları yürütürler. Asıl diktatörlüklerde kutuplar, tartışmalar olmaz, her taraf dümdüz olur. Dolayısıyla buna karşı da millet iradesi, kutuplaşma tüccarlarına büyük cevap vermişlerdir. Demokrasi nehri hukuk yatağında akar dedim. Sürecin patronu hukuktur dedim. Demokrasi nehri hukuk yatağında aktı ve bereketli topraklarımızı sulamaya devam ediyor. 23 Haziran akşamı seçim sonuçlarının net bir şekilde ortaya çıkmasıyla süreç açık bir şekilde tamamlanmıştır.

"TSK GÖZLEM NOKTALARINA YAPILAN SALDIRIN CEVABI VERİLECEKTİR"

Yeni Askerlik reformunun hayırlı olmasını diliyoruz. Yargı reformu da çok önemlidir. Bu dönemi büyük kazanımlara imza atarak geçireceğiz. Bu süre içerisinde çeşitli dış politika gelişmeleri yaşanıyor. İdlib'deki gerginliği azaltma bölgesinin statüsünün korunmasına dönük olarak hasssayitin rejim tarafından istismar edildiğini görüyoruz. Açıkça ateşkes ihlalinde bulunarak orada sivil insanlar hayatını kaybetti. Bu konularla ilgili Rusya'ya sürekli açık tutumumuzu iletiyoruz. TSK'nın gözlem noktalara yapılan saldırılara karşı sert karşılık vereceğimizi iletmiş olduk. Herkesi rejimin ihlallerine karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Buradan Türkiye'nin Suriye halkının tamamından yana olan tavrı aynen devam etmektedir.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN CUMHURBAŞKANIMIZDAN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİR"

Kaşıkçı cinayetine ilişkin BM Raporu, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradenin tescili anlamına gelmektedir. Türkiye olarak BM'nin Kaşıkçı Raporu'nunu destekliyoruz. Daha önce bununla ilgili Türkiye'yi suçlayanlar başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımızdan özür dilemesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız açıkça ifade etti. Bu yargılamanın İstanbul'da yapılması, cinayetin üstünün örtülmemesi gerekir. Burada vahşice ve teamüden bir cinayet işlenmiştir. Egemenliğimiz altındaki topraklarda işlenmiştir.

"YUNANİSTAN BAŞBAKANI TEHDİT DİLİNDEN VAZGEÇMELİDİR"

Yunanistana Başbakanı yanlış bir tutum içerisinde. Türkiye'nin haklı, Yunanistan haksız olduğu açıktır. Kıbrıslı Rumlarla tek taraflı olarak buradaki kaynaklara el koymak istemektedir. Yunanistan Başbakanı'nı uyarıyoruz, sayın Cumhurbaşkanımıza saygılı bir dil kullanmalıdır. Avrupa Birliği, Kıbrıs'taki problem çözülmeden Rum tarafını AB'ye alarak büyük bir hata yapmıştır. AB bu hatasını telafi edecek yerde, Rum tarafının istismar etme politikasına sessiz kalmaktadır. Şimdi de Yunanistan Başbakanı AB üzerinden Türkiye'yi tehdit etmektedir. Yunanistan Başbakanı AB'nin sahibi gibi Türkiye-AB ilişkilerinin bozulacağı bir sürecin başlayacağından bahsediyor. Bu işin böyle çözülmeyeceği açıktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu tip söylemlere prim vermeyeceği ve bunlara karşı güçlü bir cevap vereceği açıktır. Türkiye komşuluğu ve dostluğu kıymetli olan ama komşuluğu ve dostluğundan vazgeçilmesi halinde hiçbir şekilde hiçbir tehdide prim bırakmayacak bir ülkedir.

"YUNANİSTAN'DA DİNİ ÖZGÜRLÜKLER ÇOK AÇIK İHLAL EDİLMEKTEDİR"

Türkiye ne kendi egemenlik haklarından ne de KKTC'nin egemenlik haklarından hiçbir şekilde vazgeçmeyecektir. Yunanistan AB standartlarında bir devlet yönetimine sahip mi? Kesinlikle hayır. Dini özgürlüklerin ihlali açık bir şekilde Lozan Anlaşması'nın ihlali anlamına gelmektedir. Camilere din görevlisi atanması, müftülüklerin yapısı ve işleyişini devletleştirmek suretiyle Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlamaya çalışıyorlar. Bu da AİHM ve Lozan'ın ihlali anlamına gelmektedir. Asıl uluslararası hukuka uymayan Yunanistan'ın AB tarafından uyarılması gerekir. Yunanistan Türkiye'nin iyi komşuluğuna güvenmelidir, kıymetini bilmelidir. Türkiye'nin zor zamanlarda kendilerine yardıma nasıl geldiğini en iyi bilen ülke Yunanistan'dır.