GÜNAHSIZ OLAN OYUNU ATMASIN!

Halkın nabzını en iyi şekilde tutan ve bu zamana kadar yapılan seçimlerin hemen hemen hepsinde bunu kanıtlayan Reis,

Bu seçimde gene halkın sesini dinleyerek, Ulaşılamayan, Milletine tepeden bakan, Belediyenin kaynaklarını çarçur eden, Üç kuruşluk menfaat için itibarını yerle bir eden, Etrafını zengin etmekte herhangi bir beis görmeyen, Çalışmama gerek yok, nasılsa Reis oyları bir şekilde topluyor, diye düşünen, Kendisine veya yakın çevresine menfaat sağlamadığı halde elinden pek de bir iş gelmeyen mevcut belediye başkanlarının kahır ekseriyetini değiştirdi. Resmi rakamlara göre bu yüzde yetmişe tekabül ediyor.

Yapılan, yapılması gereken bu değişikliğe rağmen hala “ben belediye seçiminde Ak Partiye oy vermeyeceğim” diyen var…

Sebep?

Reis’in de yanlışları varmış, etrafında hırsız varmış, Reis’e rağmen dava şuuru olmayan insanlar aday gösterilmiş falan…

Türkiye’nin en büyük partisi, 16 yıl iktidarda kalmış bir partinin yanlış yapmaması mümkün mü?

Reis de insan neticede, onun da yanlışları olacak.

Bir gemi düşünün, geminin içindeki yolcuların yarısı ne yaparsan yap memnun olmuyor,

Bir kısmı gemiyi fare gibi kemiriyor,

Bir kısmı bir elini kaptanın omzuna atmış diğer eliyle hançer saplama derdinde,

Bir kısmı geminin içindeki malları götürme derdinde,

Bir kısmı kaptana yakın olmak için gemide takla atıyor,

Geminin etrafı kuşatılmış, ilerledikçe önüne engeller çıkmakta, deniz dalgalı, fırtınanın şiddeti gün geçtikçe artıyor ve…

Biz çıkmışız;

Reis’in de yanlışı var diye avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz.

Allah aşkına söyler misiniz?

Evimizdeki çocuğumuza söz geçiremezken, önümüze verilen işi dört dörtlük yapamazken, azıcık karışan olduğunda elimiz ayağımıza dolaşırken, koca bir ülkeyi, hem de belirli bir misyonu olan ülkeyi hatasız yönetmek mümkün mü?

Kendisi küçük bir halı sahada futbol oynarken önündeki bomboş kaleye değil de topu tribünlere atan adam çıkmış dünyanın en iyi golcüsüne akıl veriyor, o top nasıl gol atılmaz diye…

Önüne boş kâğıt koysan altmış ikiden tavşan yapma dışında resim çizemeyen insan, dünyanın en iyi ressamının onca zor şartlara rağmen çizdiği resmi beğenmiyor.

Türkiye’nin dışında herhangi bir ülkeye gidip Türkiye’ye baksa, resmin tamamını görecek de, derya içinde deryadan habersiz akıntıda kulaç atıyor…

Ha bir de sürekli torpil arayıp da torpil bulamadığı için yukarıya zıplayamayan tavşanların hali var…

Onlar da devlet işlerinde torpilin çok döndüğünden şikâyetçi…

“Bizim gibi dava adamlarına kapıları kapatıp beş kuruş etmez tiplere koltuk veriyor” diye serzenişte bulunuyorlar…

Bizim gibi dava adamı???

Benim bildiğim dava adamı torpil aramaz, eli böğründe benim de kapımı çalsınlar diye beklemez hatta kendisine herhangi bir şey teklif edilirse, kardeşine işaret eder…
M'S