ANKARA (AA) - Anadolu Ajansı tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen uluslararası fotoğraf yarışması "Istanbul Photo Awards"da Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda cinayete kurban gitmesinin ardından çektiği seriyle ödül alan Chris McGrath, "Bu fotoğraflar sayesinde Cemal Kaşıkçı cinayeti ve basın özgürlüğünün yanı sıra kaliteli ve dürüst gazeteciliğin önemine ilişkin farkındalık, gelecek yıllarda vurgulanmaya devam edecek." dedi.

AA'nın 2015'ten beri düzenlendiği "Istanbul Photo Awards" yarışmasında bu yıl farklı dallarda ödül kazananlar, AA muhabirine konuştu.

Yarışmada, Washington Post gazetesi yazarı Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda cinayete kurban gitmesinin ardından Getty Images için çektiği "Bir Gazetecinin Cinayeti/A Journalist's Murder" adlı seriyle "Seri Haber" alanında ikinciliği alan McGrath, bir aydan fazla bir süre her gün olay mahallinde beklediklerini anlattı.

McGrath, şunları kaydetti:

"Günlerce hiçbir bilginin gelmediği, yeni fotoğrafların çıkmadığı oluyordu. Sonra birden sizi heyecanlandıran gelişmeler ve kareler çıkıyordu. Fotoğraf çekmesi zor, karmaşık ve çok katmanlı bir haberdi. Aynı zamanda çok görsel malzemenin de olmadığı bir gelişmeydi. Yani her gün bütün hikayeyi anlatan farklı fotoğraflar yakalamak benim için bir zordu. "

Istanbul Photo Awards ödülüne layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu söyleyen McGrath, "Jüriye, bu fotoğrafların gücünü fark ettikleri için minnettarım. Bu fotoğraflar sayesinde Cemal Kaşıkçı cinayeti ve basın özgürlüğünün yanı sıra kaliteli ve dürüst gazeteciliğin önemine ilişkin farkındalık, gelecek yıllarda vurgulanmaya devam edecek." şeklinde konuştu.

McGrath, AA'nın düzenlediği bu yarışmanın sembolik ve tarihi karelerin fark edilmesi konusunda önemli rol oynadığını belirterek, "Dünya genelinde gazetecilere baskının arttığı bu zamanda dürüst, bağımsız ve kaliteli fotoğraf haberciliğinin daha da önem kazandığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Kadınların çabalarını görünce seslerini duyurmam gerektiğini hissettim"

İran'ın Ahvaz şehrinde, kadınların stadyuma girmesi yasak olduğu için erkek kılığında maçları izleyen 22 yaşındaki Zeynep'in hikayesini anlatan "Stadyum Kızı/Stadium Girl" serisiyle "Seri Spor" alanında birincilik ödülünü alan Forough Alaei de 40 yıldır İran'da stadyuma girmesi yasak olan kadınların mücadelesine odaklandığını söyledi.

"Kadınlar tutuklanma riskini göze alarak bu eşitsizliğe karşı mücadele ediyor." diyen Alaei, fotoğrafını çektiği Zeynep ile tanıştığında onun futbol tutkusundan ve kadın haklarına olan inancından çok etkilendiğinden bahsetti.

Alaei, Zeynep'le yakın arkadaş olduktan sonra onunla stadyuma girme kararı aldığını belirterek, "İlk başta böyle bir riski alacağımı düşünmezdim bile. Ancak kadınların bu çabalarını görünce onların sesini duyurmam gerektiğini hissettim." ifadelerini kullandı.

Projesi için kendisinin de erkek kılığına girerek stadyuma girdiğini anlatan Alaei, "Ne korkunç bir gündü. Çok gergindim. Her an polis tarafından yakalanabilirdik. Zeynep daha tecrübeli olduğu için benden daha sakindi. 4 kez göz altına alınmıştı ama benim için bir ilkti." dedi.

Alaei, kadın olarak stadyuma giremeyip erkek şeklinde girdiklerinde ne kadar duygulandığından bahsederek, "Erkekler tuhaf tuhaf bize bakıyordu. Hatta bir tanesi bana sataştı. Fakat kadın olduğumuzu anladıklarında bizi inanılmaz desteklediler. İşte o zaman maçtan keyif almaya başladık." diye konuştu.

Projesiyle İran'da bu konudaki mevcut düzenin geçen senelerde olduğu gibi tekrar gündeme gelebileceğini düşündüğünü söyleyen Alaei, şunları kaydetti:

"Istanbul Photo Awards'ı 2 nedenden ötürü seviyorum. İlk olarak Türkiye ve İran'ın pek çok ortak özelliği var. İki ülkede benzer sorunlar yaşanıyor. Yani en azından iki ülke halkları birbirlerine sempati duyuyor. Bu nedenle bu yarışmada ödül kazanmak benim için çok şey ifade ediyor. İkincisi, bu yarışma benim çalıştığım spor dalına bir önem atfediyor. Bu nedenle Istanbul Photo Awards'ı benim hikayemi anlatması açısından prestijli bir yarışma olarak görüyorum."

"Yılın Fotoğrafı" ödülünü "İsrail-ABD-Filistin çatışması" fotoğrafıyla kazanan Gharabli

Kudüs'te kendi fotoğrafını çekmeye çalışan İsrail askerine, onunkini çekerek karşılık veren Filistinli bir kadını konu alan eseriyle "Yılın Fotoğrafı" ödülünü alan Ahmad Gharabli, fotoğrafı, ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesinin Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararının protesto edildiği Saladin Caddesi'nde çektiğini anlattı.

Gharabli, protestolar sırasında İsrail askerlerinin, Filistinlilerin neler yaptığını kaydetmek için fotoğraf çektiğini belirterek, "Fotoğraftaki kadın da kendi akıllı telefonuyla o polisin önüne gelerek onu engellemek için dikkatini dağıttı. Bu kare bir sürü polisin kalabalığı dağıtmaya geldiği sırada çekilen, çok kısa bir anın yansımasıydı." ifadelerini kullandı.

Gharabli, "Bu fotoğrafın günümüzde medyanın yalnızca gazetecilik amaçlı kullanılmadığının, aynı zamanda kişisel ve kanıt, manipülasyon gibi idari amaçla da kullanıldığının bir göstergesi olduğuna inanıyorum." şeklinde konuştu.

Istanbul Photo Awards'ın uluslararası fotoğraf ödülleri kapsamında önemli olduğunu söyleyen Gharabli, bu tarz ödüllerin gazetecilere umut ve motivasyon sağladığını kaydetti.

"Karavanlar, insanların göç etme şeklini değiştirdi"

"Seri Haber" kategorisinde birincilik ödülünün sahibi Guillermo Arias, AFP için çektiği "Binlerce Orta Amerikalı Göçmen/Thousands of Central American Migrants" başlıklı serisi ile ödüle layık görüldü.

Arias, serisinde çoğunluğu Honduraslı, binlerce Orta Amerikalı göçmenin Amerika'ya ulaşma umuduyla bir aydan fazla süren yolculuğunu konu aldığını dile getirdi.

Fotoğraf serisinde Amerika'ya göç etmeye çalışan karavanlardan en kalabalık ve en görünür olanını yansıttığını söyleyen Arias, "İlk karavan değildi ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmen karşıtı söylemleri sağ olsun, en büyük ve en görünür karavandı bu." dedi.

Bu serinin kendisi için çok özel olduğunu söyleyen Arias, "Çünkü dünyanın bu bölgesinde karavanlar, insanların göç etme şeklini değiştirdi." ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansının bilinen ve saygı duyulan bir ajans olduğunu belirten Arias, şunları kaydetti:

"Istanbul Photo Awards da dünya çapında en sıcak geçen yarışmalardan biri. Bu ödülün en sevdiğim yanı, direkt foto muhabirliği odaklı bir ödül. Az kategorili ancak haber fotoğrafçılığına odaklanan bir yarışma."

Arias, AA tarafından düzenlenen bu yarışmada ödül aldığı için onur duyduğunu belirterek, bu tarz yarışmaların sıklıkla düzenlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Bu tarz yarışmalar gazetecilik açısından çok değerli"

Dalgadan düşen sörfçüyü yakaladığı fotoğraf ile "Tekil Spor" dalında birincilik ödülünün sahibi olan Matzke Stefan ise 4 senedir Portekiz'in sahil bölgesindeki Nazare'de kaldığı ve sıklıkla bu tarz sörf fotoğrafları çektiğinden bahsetti.

Stefan, bu beldenin Portekiz'in en büyük sörf dalgalarına sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Münih'e ayrılmadan önceki son sabahımızdı. Hava tahminleri çok kötü değildi. Dolayısıyla birkaç kare almak için 3 saat sahile gitmeye karar verdik. Sezonda güzel kareler yakalamak için son şansımızdı. Çok fazla sörfçü ve fotoğrafçı yoktu."

O anda sörfçü Sebastian Steudtner'i denizde gördüklerini söyleyen Stefan, "Sebastian bir anda ters dönerek göz alıcı bir manevra yaptı. Aynı fotoğrafı çeken sevgilim Christina ve ben birbirimize 20 metre uzaklıktaydık. O anda birbirimize baktık ve bu gizemli Nazare'yi neden çok sevdiğimizi hatırladık." dedi.

Stefan, bu fotoğrafla bir yarışmaya katılmayı düşündüğünü ancak Almanya'da böyle bir şansı olmadığını belirterek, "Bu fotoğrafları çektiğim için çok mutluydum. Uluslararası bir yarışma bakınıyordum ve AA'yı buldum. Bu ödülü kazandığım için çok gurur duyuyorum." diye konuştu.

AA'nın düzenlediği bu yarışmayı bir fotoğrafçı arkadaşından öğrendiğini dile getiren Stefan, "Bence bu tarz yarışmalar gazetecilik açısından çok değerli çünkü bu zamanda birçok güzel fotoğraf gazetelerde yer alamayabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.