İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi.

Yavuz, rakiplerinde sadece kendi tezlerini desteklemek amacıyla bir parça olanı, biteni hafife alan ve şüphe uyandırmaya dönük bir takım hamleler gördüklerini ancak ileri sürdükleri rakamları ve belgeleri tamamen çürüten veya ona karşı çıkan bir bakış açısı ya da karşı görüşün beyan edilmediğini söyledi.

Sundukları belge ve bilgilere karşı çıkılmamakla birlikte kamuoyunun kafasının karıştırıldığını anlatan Yavuz, "Bu bilerek ve istenerek yapılıyor. Bugün yapılan açıklamaları irdeledim. Mesela CHP yetkilileri önce açıklamalar yaptılar. Bu açıklamalara baktım, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sadece çok isabetli bir ifadesine rastladım. O da şu, 'Olay bir demokrasi olayıdır' diyor. İşte bu doğru ama biz de bunun için mücadele veriyoruz. Demokrasimiz şaibe altında kalmasın, arındıralım onu, gölgeden uzaklaştıralım, şüpheden arı hale getirelim ve kimsenin kafasında soru işareti kalmasın. Eğer mesele Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi demokrasi meselesi ise kendilerinin de yardımcı olması gerekir." diye konuştu.

Yavuz, Kılıçdaroğlu'nun "Oylar sayılmasın diye itirazda bulunmadık." dediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"CHP İl Başkanlığı tarafından ilçe seçim kurulu kararlarına karşı il seçime gidildi ve İl Seçim Kurulu da bugüne kadar Türkiye siyasi hayatında görülmemiş bir kararın altına imza attı. Tedbir kararı. Bugüne kadar seçim kurulları bir tedbir kararı vermemiş ama ilk kez CHP müracaatı üzerine İstanbul İl Seçim Kurulu tedbir kararı vermiştir sayımla ilgili. Çok acele toplanarak da bu kararın verilmiş olması, çok hızlı bir şekilde ve bugüne kadar olmayan şekilde verilmiş olası gerçekten manidardır. Bu konuyu salt Sayın Kılıçdaroğlu'nun sayıma itiraz etmiyoruz sözüne karşılık cevap olsun diye vermeye çalıştım."

CHP genel başkan yardımcıları ile il başkanının bazı oranlar verdiğini anlatan Yavuz, söz konusu oranların doğru olmadığını söyledi.

Yavuz, CHP'li yetkililerin sandıkların yüzde 92'sinin açıldığını söylediğini belirterek, bunun da kesinlikte doğru olmadığını ifade etti.

Gündeme 3 bakanın istifası ile ilgili bir meselenin getirildiğini vurgulayan Yavuz, "Demokrasinin üstünde bir şaibe oluşmasın derdindeyiz. Siyasi şov ve çıkışların ötesinde çok teknik ve hukuki yorumlarda bulunuyoruz. 3 bakanın istifa etmesi ile bu seçimin ne alakası var. 3 bakanın istifa şartı 16 Nisan 2017 referandumuyla ortadan kalktı." dedi.

Bunun neden durup dururken gündeme getirildiğini soran Yavuz, "Bir şeyleri saklamak için mi diye sorasım geliyor. Bir şeyin üstüne gitmeyelim, hedefi şaşırtalım, başka yere kaysın odağımız diye mi yapılıyor merak ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Hukukun dışına çıkan hiçbir hamlenin sahibi olmadık"

Yavuz, kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam etmeye ve rakamlar ne ise onu aktarmaya devam ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Biz hukukun dışına çıkan hiçbir hamlenin sahibi olmadık, hiçbir adımı da atmadık, atmayız da. Ne olacaksa hukuki zemin içinde olacak ve o ölçüler içinde olacak ama Anayasanın 138. maddesi, 'mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat verilmeyeceğini, genelge gönderilmeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını' ifade ediyor. CHP yetkililerinin kaç gündür YSK'ya dönük parmak sallar gibi bir tarzla baskı yapması, tehditvari yaklaşımlar sergilemesi acaba bu Anayasanın 138. maddesine göre nerede duruyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz asla hukukun dışına çıkmayacağız, yasal yolları denemek hakkımız ve sonuna kadar bu hakkı deneyeceğiz, bu yollara tevessül edeceğiz."

Ali İhsan Yavuz konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim yaptığımız şu, dedikleri gibi sandıktan çıkanı kabul etmemek değil. Bizim yaptığımız bilakis sandığa ne girmiş ise girdiği şekilde onun çıkması ve kayıtlara da tam o iradeye göre kaydedilmesidir. Bizim başka bir muradımız yok. Yine bizim yaptığımız, insanları yanıltmak değil, her şey tam olarak ortaya çıksın diye belgeleri, bilgileri derliyoruz, toparlıyoruz ve açık, aleni bir şekilde kamuoyu ile paylaşıyoruz. Kamuoyu her şeyi bilsin diye.

Bizim yaptığımız, demokrasinin üzerine gölge düşmesin, sorumlular tespit edilsin ve gerçek net bir şekilde ortaya çıksın. Şaibeler kalksın derdindeyiz. Amacımız, organize usulsüzlüğü yapanları yaptıranları ve tüm bağlantılarını belirlemek ve seçim hukuku kapsamında gerekli itiraz yollarını denemek ve kullanmak ama bir yandan da ceza hukuku açısından sorumlularla ilgili suç duyurusunda bulunmak ve sorumluların hak ettiği cezayı almasını sağlamaktır."

"Maddi hata düzeltmelerinin yüzde 80'i aleyhimize cereyan ediyor"

Sayımlara dair bilgi veren Yavuz, "Maddi hata düzeltmelerinin yüzde 80'i aleyhimize cereyan ediyor. Bu nasıl oluyor? Yüzde 80'i bizim aleyhimize, yüzde 20 kadarı CHP aleyhine. Yüzde 80 nerede, yüzde 20 nerede. Bakın 5 tane oy bizden gitmişse 1 tane oy da CHP'den gitmiş gibi görünüyor. Onun için zaten fark azalıyor. 29 binlerden 15 binlere şu an itibarıyla 14 binlere inmiş görünüyor. CHP yetkilileri nasıl bir algı oluşturmaya çalışıyor? 'Sizden de var, bizden de var.' Rakamları koy ortaya biz koyduk. Bu AK Parti'nin derdi değildir, olmamalıdır. Kılıçdaroğlu ve CHP yetkililerinin bu konudaki yanılgıları ve düştükleri hata şudur, bu sanki sadece AK Parti'nin derdidir gibi bakıyorlar. Biz, seçimi alalım da nasıl alırsak alalım. Her yol mubahtır anlayışını besliyorlar." diye konuştu.

Yavuz, seçimdeki usulsüzlüklerin üstüne gidilmesi gerektiğine vurgu yaparak, bütün partilerle beraber hareket ederek, bunların temizlenmesi gerektiğini söyledi.

Maddi hata düzeltimlerine de değinen Yavuz, şöyle devam etti:

"Boş verin, üstüne gitmeyin.' diyorlar. 'Bırakın da bu işin peşini, mazbatamızı alalım.' diyorlar. Yangından mal kaçırırcasına davranıyorlar. Bunu bizden kimse beklemesin. Bizim bize emanet edilen her oya sonuna kadar sahip çıkmak görevimizdir. Hatta bu bizim için vecibedir. Görevdir. Yaptığımız da bu. Dün paylaştıklarımız vardı. Birtakım istatistikleri paylaşmak istiyorum. En sonunda da neden 'Organize usulsüzlük' dediğimizi aktaracağız. 3 konuda çalışmamız oldu. Maddi hataların düzeltimi, geçersiz oyların sayımı ve tüm oyların sayımı. Sadece geçersiz oyların sayımından AK Parti lehine kaydedilen oy sayısı 5 bin 69'dur. Daha da artacak bu. An itibarıyla yüzde 88,5'i sayıldı. 5 bin 69 oy bizim aleyhimize kaydedilmiş gibi görünüyor. Bunlar sadece geçersiz oyların sayımıyla ilgilidir. Zaten CHP yetkilileri aday da başta olmak üzere hep manipülasyon ve algı derdine düştükleri nokta tam bu noktadır. Tüm oyların 5,9'u sayılmıştır. CHP yetkilileri bugün iki rakam telaffuz ettiler. Birisi yüzde 93, birisi yüzde 92. Bir CHP'li yetkili geçersiz oyların sayımı yüzde 92 veya 93 demişse ben çıkıp özür dileyeceğim. Oyların sayımı demişti. Kaldı ki orada da yüzde 93 sayım yok. Orada da yüzde 88 sayım var. Ama oyların sayımı dediğimizde tablo budur. Bu bize ne gösteriyor? Şu anda tüm oyların sayımı anlamında sadece yüzde 5,9'u. Yuvarlak şekilde yüzde 6'sı sayılmıştır. Yazık değil mi?"

Yavuz, sadece yüzde 6'lık bir kısmın sayıldığını yineleyerek, bütün oyların sayılmasını istediklerini kaydetti.

Kurulan ekrandan kime ne kadar oy yazıldığını gösteren Yavuz, "1 Nisan'da 29 bin olan, 2 Nisan'da 24 bine, 3 Nisan'da 21 bine iniyor ve böyle devam ediyor, 19 bin, 18 bin, 17 bin, 15 bin ve bugün 14 binleri görüyorsa ki gördü, demek ki ortada bir yolsuzluk var, bir oy yolsuzluğu var, suistimal var, usulsüzlük var. Bu kesin var da biz bunun bir tarafına organizeli diyoruz. Bu usulsüzlük kesin var. Başka türlü bu olmaz. Dün anlatmaya çalıştım. Siyasi hayatı süresince bu işleri içinde oldum. Bir ilde birkaç taneyi geçen kaydırmaları ya da sehven yazılmış rakamlar görmedim. Ama burada yüzlercesi var. Binlerce problemli iş ve işlem var. Bunların hepsinin üst üste gelmesi mümkün mü? Değil. Gelmiş. O zaman gelmişse biz bilgilerimize dayanarak söylüyorum, daha biz bütün belgeyi ve bilgiyi tam çıkartmadık. Ama var olan sizinle paylaştıklarımız organizeli bir suç işlendiğini ve organizeli bir usulsüzlük yapıldığını bize çok net gösteriyor. Nereden nereye indi. Daha oyların yüzde 6'sı sayılmışken. Neden organizeli usulsüzlük neden diyoruz. Dün bir örnek vermiştik Büyükçekmece'den. Biraz daha netleştirelim isterseniz Büyükçekmece'yi." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının devamında Büyükçekmece'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yavuz, şunları söyledi:

"Büyükçekmece Belediyesinde çalışan bir işçi, nüfus müdürlüğünde görevlendirilmiş. Geçici görevlendirmeyle. 28 Mart 2017'de. Bu kişinin görevi nüfus kayıt örneği, yerleşim belgesi ve çok dilli belgeleri tanzim ederek vatandaşa vermek ve ilçe nüfus müdürlüğü tarafından verilen diğer işleri yapmak. Bu kişi ne yapıyor? Bu kişi sahte belge düzenliyor. Birtakım işlemler yapıyor. Bu 353 kişi Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan kişilerin adedini gösteriyor. Mesele bu kadar küçük değil. Bu kişi, 28 Mart 2017'de giriyor, 18 Ocak 2019'a kadar çalışıyor. 17 Ocak'a kadar bütün iş bitiyor zaten. Listelerin düzeltilmesi hadisesi 17 Ocak'a kadar devam ediyor. 18 Ocak'ta bu fark ediliyor. Bu alınıyor. Bu kişi 7 bin 486 kişinin kaydından şüphe oluşturacak şekilde, bunların hepsi şüpheli, hepsi sahte belgelere dayalı. Bu sayı sadece 7 bin 486 kişi. Mesele bundan da ibaret değil. Meselenin içerisinde başkaları da var. Bu belediyedeki ayak. Bu belediyedeki kişi eliyle yapılanlar. Direkt yapılanlar. Bunun başka uçları var. Çok organizeli şekilde çalışmışlar. 7 bin 282 kişi ya İstanbul'un ya da Büyükçekmece'nin dışından.Farkında mısınız? Meselenin ayrıntısına indiğimizde insanın tüyleri diken diken oluyor. 100 adres değişikliği formunda kişilerin imzası olmadığı anlaşılıyor. Bu ortaya çıkıyor. Nerelere ve nasıl yapıyor bunu? Bu kişi 104 boş arsaya kişi kaydediyor. 36 inşaat, 35 sahte adres... Yok öyle bir adres. 269 ikamet etmeyen, 31 beyanda bulunmayan, 129 boş daire, 5 konut olmayan... 3 tane tır garajını adres olarak gösteriyor. İki tane anaokulunu adres olarak gösteriyor."

Yavuz, seçmen kaydedildiği iddia edilen yerlerin fotoğraflarını göstererek, buralara kayıtlar yapıldığını anlattı.

Konut olmayan yerlerin adres olarak gösterildiğine vurgu yapan Yavuz, "11 bin 186 kişinin ikamet kaydının Büyükçekmece'ye getirildiğini tespit etmiş bulunmaktayız. Şimdi soruyorum. Bir kişinin başkalarından yardım almadan bütün bunları yapması mümkün mü? Bu işte bir şey demeyelim de ne diyelim, bu işin peşine düşmeyelim de ne yapalım, biz bunları ortaya çıkarmak için gece gündüz çalışmayalım da ne yapalım?" dedi.

"CHP'nin derdi gerçeği bulmak değil"

Belgelerle konuşmaya devam ettiklerini dile getiren Yavuz, "Dün iki ilçe vermiştim. Başka ilçeler de var demiştim. 298 sayılı yasanın 22. ve 23. maddelerine aykırı işlem yapıldığını söylemiştim. Bugün size daha çarpıcı rakam vermek istiyorum. Biz şu ana kadar 13 ilçeyi inceledik, daha hepsini inceleyemedik. Elimde 13 ilçeye ait veri var. 13 ilçeyi araştırmamızdan ortaya çıkan sonuç beni gerçekten şaşkına çevirmiştir. Bir hukukçu olarak. 298 sayılı yasanın 22. maddesi diyor ki 'Kesinlikle ilçe seçim kurulları kamu görevlilerinin listesini mülki idareden teslim alır. Mülki idare teslim eder. Kesinlikle sandık başkanlarını ve memur üyeyi kamu görevlilerinin arasından atar. O da kurayla iki kat oranını çeker sonra engel hali bulunanları çıkartır sonra da sandık başkanlığına yerleştirir. Sonra kalanları da yine o liste içinden kurul üyesi olarak belirler. Kim? İlçe seçim kurulu başkanı." diye konuştu.

CHP'nin derdinin gerçeği bulmak olmadığını aktaran Yavuz, şöyle devam etti:

"Keşke Türkiye'nin ikinci partisi bu halde olsa. Keşke. Türkiye için çok iyi olurdu. Ama böyle değil. Tam bir hukuk cinayetidir. Neden? Kanun 'Müki idareden alacaksın.' diyor o almıyor. Kanun 'Aldığın listeden belirleyeceksin.' diyor, o listenin dışına çıkıyor. Kanun diyor ki 'Hiçbir zaman kamu görevlisi olmayanı atamayacaksın.' O atıyor. Kanun diyor ki 'O ilçenin dışına çıkmayacaksın.' çıkıyor. Kanun diyor ki 'O ilin dışına çıkmayacaksın.' O çıkıyor. Allah aşkına bu kadarının üst üste gelmesi mümkün müdür? Bakınız listeden görevlendirme 16 bin 491 iken 13 ilçede, listenin dışında 5 bin 21 kişi görevlendirilmiştir. Daha tamamı değil. Kamu görevlileri listesi veriliyor. Bu listenin içinden atanmasını istiyor. Ama ilçe seçim kurulları nasıl yapıyorsa niçin yapıyorsa neden yapıyorsa 16 bin 491'ini o listeden atıyor, acaba listeden atadıkları da nasıl atanıyor? O da ayrı mesele. 'O listenin kayıtsız şartsız dışına çıkılamaz.' demesine rağmen kanun 5 bin 21 kişiyle çıkıyor 13 ilçede. 39 ilçede 10 bini geçmez mi? Bence geçecek."

"Bu adeta hukuk cinayeti"

Yavuz, yaşananları "hukuk cinayeti" olarak niteleyerek, "Bu adeta hukuk cinayeti. Çünkü bu sehven yapılmış bir şey değil, bir değil, iki değil. Biz bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu mesele burada bitmeyecek, daha kullanabileceğimiz hukuki yollar ve yöntemler var, bunları sonuna kadar kullanacağız. Daha YSK nezdinde ileri sürebileceğimiz iddialarımız, gidebileceğimiz yollar var, onları kullanacağız." dedi.

"Bütün olan biteni 3 günde anlatamam"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz, anlattığı belgelerin sadece birkaç örnek olduğunu belirterek, "Bütün olup biteni belgesiyle bilgisiyle paylaşacak olsak, benim böyle bir imkanım olsa, gazeteciler karşımda olsa ben bunu 3 günde anlatamam. Durum o kadar vahim. Bugüne kadar İstanbul'da olanlar... Sadece Büyükçekmece değil, Büyükçekmece'yi bir örnek olarak öne çektik. Her ilçede benzer şeyler var." diye konuştu

Dışarıdan alınanların ne hikmetse genelde akraba olduğuna işaret eden Yavuz, bunun da nasıl sağlandığını anlamadığını söyledi.

Yavuz, "Bütün bu belge ve bilgiyi gördükçe diyoruz ki bu, şaibeli bir hale dönüşmüştür ve bu işin temelini çökerten adeta birtakım sıkıntılar var bu işin içinde o zaman gelin hukuki yollarla bu işi sağlayalım diyoruz ve onun için bu adımları atıyoruz." diye konuştu.

İstanbul'da olanların, daha önceki seçimlerde Yalova'da ve Ağrı'da olanlardan çok daha fazla olduğuna işaret eden Yavuz, bütün yolları sonuna kadar kullanmaya devam edeceklerini anlattı.

Yavuz, Büyükmçekmece'de iddia edilen usulsüzlüğün önüne neden geçilmediği sorusu üzerine, "Bence her şey yapıldı. Bizim teşkilatlarımız itirazda bulundu. Bir kısmı, çok az bir kısmı düzeltildi, süre çok az. Demek ki kurumlar belli şeyleri yetiştiremedi. Suç duyurusunda bulunuldu. Soruşturma dosyası açıldı ve bu soruşturma dosyasının içinde kişilerin beyanı alındı. 5 kişinin ifadesi alındı, hatta Büyükçekmece Belediye Başkanı ifadeye çağrıldı ama gitmedi kendisi henüz. Dolayısıyla dosya olgunlaştırılmaya çalışıldı. Geldiğimiz noktada, bütün araştırmalar yapılınca, dosya olgunlaşınca daha iyi anlıyorsunuz. 2 kişi tutuklu ama işin içinde çok kişi var. Dosya neredeyse tamamlandı. Geldiğimiz noktada biraz daha net ki bu organizeli bir usulsüzlük gibi duruyor. Yoksa bugün ortaya çıkmış bir şey değil." ifadelerini kullandı.

Organize usulsüzlükle ilgili kendilerinde çok bilgi olduğunu aktaran Yavuz, kamuoyuyla paylaşılan bilgilerin bu kavramı kullanmaya yeterli olduğunu ancak bunu da ötesinde bilgilere vakıf olduklarını vurguladı.

Yavuz, "Bizce bu meselenin arkasında çok daha farklı şeyler çıkacak. Mesela böyle biraz daha tartışmaya sebep olacak bir şey atayım ortaya. Bu sandık başkanlarından, FETÖ kapsamında ihraç edilenler var mı diye ben merak ediyorum mesela. Buna ilişkin de emarelerimiz var, bilgilerimiz var ama araştırmaya devam ediyoruz. Muhtemelen şu oldu; bir stratejik akıl, belli kesimleri ve güçleri birleştirdi ve böyle bir organizeli usulsüzlüğün ortaya çıkmasına sebebiyet verdi." diye konuştu.

Muhabir: Murat Paksoy, Ali Ebubekir Tokcan, Sefa Mutlu