İSTANBUL (AA) - AA Finans Analisti ve Stratejist Cüneyt Paksoy, geçen yıl 13 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım (DYY) alan Türkiye'nin gelecek dönemde çok daha fazla yatırım çekeceğini ve yatırımları yönlendiren bir merkez olacağını söyledi.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Paksoy, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı imzalı 2019 Dünya Yatırım Raporunu değerlendirerek küresel yatırımların düşüş trendinde olduğu bir dönemde Türkiye'nin doğru adımlarla daha fazla yatırım çektiğini ifade etti.

Türkiye'nin karşılaştığı badireleri başarıyla aştığını dile getiren Paksoy ülke piyasalarının her duruma açık olduğunu ve resmi makamların çok itinalı bir dil kullanarak her durumda serbest piyasa koşullarına bağlılığı vurguladığını hatırlattı.

"Türkiye kesinlikle hikayesini doğru yazan, yapısal dönüşümlerini hazırlayan ve bunları doğru anlatan bir ülke." diyen Paksoy, ülkenin finansal dengeyi sağlama, üretimle büyüme, ihracatı ve turizmi öne çıkarma konularında çıtayı yükselttiğini ve yabancı yatırımcıların bunları dikkatle izlediğini kaydetti.

"Yabancılar Türkiye’ye olan güveni kaybetmedi"

Paksoy, Merkez Bankasının finansal istikrar söyleminin ve torba yasada yer alan reel sektör borçlarının çevrim konusunun da yabancı yatırımcılar tarafından dikkate alındığını ifade ederek, "Yabancılar Türkiye’ye olan güveni kaybetmedi sadece jeopolitik riskler ve borçluluk yapısının kısa vadeli olmasından dolayı ülkeyi izlemeye aldılar. Fakat Türkiye’ye para akışı kesilmedi, net yabancı girişi var." diye konuştu.

Son G-20 toplantısında Türkiye'nin ABD ile yaşadığı gerginlikleri önemli ölçüde azalttığını hatırlatan Paksoy, Türkiye'nin Çin, ABD ve Rusya başta olmak üzere bölge ve dünya ülkeleri tarafından kayda alınan, sözü dinlenen bir ülke haline geldiğini vurguladı.

"Doğu Akdeniz'de Türkiyesiz bir çözüm yok"

Paksoy, "Öyle bir jeopolitik bölgede yaşıyoruz ki hem fırsat hem sorun içeriyor. Türkiye batı ile doğu arasında köprüdür, başka hiçbir ülkenin böyle bir misyonu yok. Türkiye bunu çok iyi yapıyor. Dış politikada kendimizi çok iyi anlatıyoruz, G20 içinde sözü dinlenen bir ülke olduk. Doğu Akdeniz'de Türkiyesiz bir çözüm yok. Enerji ve ticaret koridorlarında Türkiye kalıcı bir geçiş bölgesidir." ifadelerini kullanarak yabancıların büyümedeki düşüşe rağmen Türkiye'nin büyüme potansiyeline ve gençliğine yatırım yaptığını bildirdi.

Azerbaycan'ın Türkiye'de yaptığı SOCAR yatırımını ve Volkswagen'in bir süredir yeni fabrikasını Türkiye'de açma planlarını hatırlatan Paksoy, ciddi yatırımların Türkiye'ye girmesinin olası olduğunu söyledi.

"Başka ülkeler resesyondan 5 senede çıkarken Türkiye 2 senede çıktı"

Pek çok ülkenin girdikleri resesyondan beş senede çıkamazken Türkiye'nin 2 senede çıkabildiğinin altını çizen Paksoy, "Reel sektörün borcu problem olmaktan çıktıkça ve jeopolitik ortam lehimize evrildikçe doğrudan yabancı yatırım akışı daha da artacaktır. Enstrümanlarımızı çoğaltmamız, yargı, eğitim, tarım, hayvancılık reformlarını tamamlamamız ve İstanbul merkezli bir piyasa etkinliğine kavuşmamız halinde sadece sermaye alan değil sermayeye yön veren bir ülke oluruz." dedi.

Küresel yatırımların azaldığı bir ortamda özellikle gelişen Asya ekonomilerinin daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmesine de değinen Paksoy, ABD-Çin ticaret geriliminin ve Avrupa bölgesindeki yapısal sorunların gelişmiş ekonomilerin yatırım çekmesine engel olduğunu kaydetti.

Büyük ülkeler durgunluğa kayıtsız kalamaz

GCM Yatırım Ekonomisti Enver Erkan da küresel yatırımlarda görülen düşüş trendinin özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın başlattığı ticaret savaşları kaynaklı belirsizlikler sebebiyle oluştuğunu söyleyerek birçok ülkenin bu belirsizlik ortamından etkileneceğini ifade etti.

Merkez Bankalarının bu dönemde para dolaşımını artırmak için politikalarını gevşettiğini anlatan erkan başta ABD olmak üzere büyük ülkelerin bu durguluğa kayıtsız kalamayacağını belirtti.

Brexit gibi başka konuların da belirsizlikleri körüklediğini öne süren Erkan "Gelişmiş ekonomilerdeki sorunlar, piyasa çeşitlendirme stratejisi kapsamında bazı ufak piyasaları öne çıkarabilir." dedi.

Batı Asya'da en çok yatırım alan ülke Türkiye

BM raporu küresel DYY akışlarının 2018'de yüzde 13 azalarak 1,3 trilyon dolara gerilediğini ve gelişmiş ekonomilerde yüzde 27'lik düşüşle 2004'ten bu yana en düşük seviyenin yaşandığını ortaya koydu.

Rapora göre 2018 yılında yabancı yatırımların gelişen ekonomilerde yüzde 2'lik artış yakaladığı,gelişen ekonomilerin aldığı doğrudan yabancı yatırımların küresel toplam içerisindeki payının yüzde 54'e yükseldiği görüldü.

Rapor ayrıca bu yatırımların gelişmiş ekonomilerde duyurulan vergi reformları ve yeni yatırımlar ile yaklaşık yüzde 10'luk bir büyüme göstereceğini öngörürken ticaret gerilimlerinin küresel yatırımlar konusunda risk oluşturmaya devam ettiğine işaret etti.

2018 yılında gelişen Asya ekonomilerinin aldığı DYY akışlarının yüzde 4'lük büyüme ile 512 milyar dolara ulaştığına ve büyümenin çoğunlukla Çin, Hong Kong, Singapur, Endonezya, Hindistan ve Türkiye'de görüldüğüne vurgu yapılan raporda Türkiye'ye gelen DYY akışlarının, ekonomik büyümedeki yavaşlamaya ve Türk lirası üzerindeki belirsizliğe rağmen, yüzde 13 artarak 13 milyar dolara yükseldiği ve Türkiye'nin Batı Asya'da yatırımların yüzde 90'ını alan dört ülke arasında en büyük pay sahip olduğu hatırlatıldı.

Rapor, geçen yıl Azerbaycan tarafından Türkiye'ye yapılan ve bu yıl açılan 6,3 milyar dolarlık SOCAR'ın en büyük yabancı yatırım araçlarından biri olduğuna dikkati çekti

Raporda ayrıca, Türkiye'nin uluslarası yatırım anlaşmaları konusunda 2018'de yaptığı 8 karşılıklı ticaret anlaşması ile lider ülke ve sahip olduğu 102 özel ekonomik bölge ile gelişen Asya ekonomileri arasında dördüncü ülke olduğuna vurgu yapıldı.

Türkiye'nin aldığı DYY akışları 2013 yılında 13,46 milyar dolar, 2014'te yaklaşık 13 milyar dolar, 2015'te yaklaşık 19 milyar dolar, 2016'da 13,7 milyar dolar, ve 2017'de 12,94 milyar dolar olmuştu.