DAVAYA FESAT KARIŞTIRANLAR

Bizim inancımızda Allah doğruların yardımcısıdır, doğruymuş gibi görünenlerin değil.

Bizler nasılsa inanıyoruz, Allah bize mutlaka yardım edecektir diye düşündük değil mi?

Sadece düşündük, inandık mı peki? Sanmıyorum.

Benim bildiğim inanan insan;

Eliyle, diliyle, kalbiyle gördüğü yanlışları dile getiren insandır.

İhalecileri ifşa ettik mi?

Torpil arayanları, torpille iş yapanları ifşa ettik mi?

Torpil fırsatı geçince elimize kullanmam ben, olmaz böyle şey, yakışmaz Müslümana dedik mi?

Kibir abidesi insanlara karşı dik durduk mu? Onların yanlışlarını yüzlerine haykırdık mı? Hangi makam sahibinin önünde el pençe divan durmadık? Arkasından atıp tuttuğumuz kibirlilere riyakâr bir şekilde “sen büyüksün” demedik mi?

Başımızı okşayan, bize bir çay ısmarlayan, bizimle bir resim çektiren kibirlilere methiyeler dizmedik mi?

Ak Partiye ders vermek isteyenlere karşı gelirken, onları yerin dibine sokarken kendimize ders verdik mi?

Kimin elinde Ankara’da, İstanbul’da bir yakınını işe sokma şansı varken geri durdu bundan? Haramdır kardeşim, Müslümana yakışmaz diyen oldu mu?

En cılız sesle ne dedik? E biz sokmazsak başkası girecek, biz de bu davanın insanıyız, çilesini çekiyoruz falan dedik, vicdan rahatlatma adına…

Allah bize,

Yeryüzünde kibirli yürüme, dedi biz yürümediysek de yürüyene alkış tuttuk.

Haram yeme, yiyene de göz yumma dedi.

İhaleye fesat karıştıranlara karşı dur dedi, biz oralı bile olmadık.

Dedikoduyla, belden aşağı vuruşlarla, haset ve kıskançlıkla ihtiraslı olma, dedi, biz tam tersini yaptık.

Öyle etliye sütlüye dokunmadan, sudan sabundan uzak durarak dava adamlığı olmaz kardeşim!

Bizi içten içe yiyen o kibir virüsü, o kendini bir halt zannetme olayı, o buraların ağası da paşası da benim tarzı yaklaşımı, su akarken çeşmemi doldurayım anlayışı, yel eserken harmanı savurayım felsefesi bizi bu hale getirdi.

Tamam, ülke genelinde ciddi bir başarı elde edildi, en yakın rakibe bile epeyce fark atıldı. Beka sorununu gören milletimiz çapulculara pabuç bırakmadı ama en önemli yerleri de kaybetti Ak Parti.

Tamam, şer güçleri tüm güçleriyle birleşip tek adamı yenmeye çalıştı, önemli şehirlerde de başardı bunu, tek başımıza kaldık…

Allah Türkiye’nin yanında durdu şer ittifakına karşın ama bizim yanımızda durmadı, bize ders vermek için…

Sonuç ne olursa olsun,

Müslüman bir ülkede Müslümanlar yüzde elliyi zorluyorsa bu Müslümanların basiretsizliğidir, başka da bir şey değildir. Hem de karşı tarafta zerre kadar nitelik olmadığı halde…

Kısaca nedir?

Torpil-mülakat-ihale-kibir-riyakârlık-pastadan pay alma-küçük görme… Veeeeee?

Düşüş…

Onlar ihaleye fesat karıştırdı biz davaya fesat karıştırdık…

Bir hikâye var bilir misiniz?

“Kasabanın birinde kilisede pazar ayini sırasında kilisenin içinde olduğu kasabayı su basar. Sular kiliseye doğru ilerlemeye başlar. Herkes panik içinde koşuştururken Papaz'ın yerinde durduğunu gören insanlar Papaz'a gelmelerini söylerler.

Papaz Allah’ın kendisini koruyacağını söyler.

O anda sular yükselmeye başlar. Sular kiliseye girer. Rahip canını kurtarmak için 2. kata çıkar. Bir yandan da Papaz'a kaçmasını söyler. Papaz inadını devam ettirir. Sular 2. kata çıktığında pencerenin önünden bir kayık geçer. İçinde halktan bazı kişiler vardır. Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz yine inadını sürdürür.

Allah beni korur, der. Sular çatıya çıktığında yine bir gemi geçer ve yine halktan bazıları kayığın içindedir Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz 'Allah beni korur, demeye devam eder. Sular çatıyı da aşınca Papaz çatıdaki direğe tutunur. Bu sefer tepeden bir helikopter geçer. İçinde yine halktan bazı kişiler vardır. Papaz'a gelmesini söylerler. Papaz yine

'Allah beni korur, der.  Ve boğularak ölür.

Allah’ın huzuruna çıkar ve Allah’a 'Ben sana darıldım Allah’ım, ben senin huzurunda yıllarca çalıştım ama sen beni öldürdün, der.

Allah da 'asıl sen kendini öldürdün.

Kayık gönderdim binmedin,

Gemi gönderdim binmedin,

Helikopter gönderdim binmedin, daha ne yapayım? der…”

M’S