DARBEDEN DE BÜYÜK İMTİHAN!
Hani millet 15 Temmuz’dan beri meydanlardaydı, tek yürek olmuş dünyaya meydan okuyordu ya?
Meydanlar her türden insana ev sahipliği yapıyordu…
Kimse halinden şikayetçi değildi.
Vatanını korumak için ne gerekiyorsa yapan bu millet tüm dünyaya bir mesaj verdi.
Dünya mesajı aldı mı? Bence aldı! Almak zorunda ya da.
Mesajı almayan kimler?
Kim olacak? İçimizdekiler!
Hele şu meydanlar bir boşalsın, herkes evine dönsün, şimdi kime çatsam hain damgası yerim, ortalık durulunca dizginleri ele alır gene yapacağımı yaparım diyen bir güruh pusuda bekliyor.
Neden bekliyor pusuda?
Onlar gerçekten ülkenin huzur içinde olmasını istemiyorlar.
Ülkede herhangi bir olumsuzluk olsun da, olanı biteni Erdoğan’a yıkalım diye bekleşiyorlar.
Amaçları ne?
Hazımsızlık.
“İç savaş çıkartacaklardı, iç barış çıkardılar farkında olmadan.” Diyorlar ya…
Evet, aynen bunu hazmedemiyorlar.
İç savaş çıksa da, darbe olsa da, canlı bombalar patlamış olsa da, yeter ki kendilerine bi’şey olmasın, sevinecekler.
Ama bunların öyle bir özelliği var ki…
Pensilvanya Ayısının şakirdleri gibi, şeytana pabucunu ters giydiren türden yöntemlerle muhalefet ediyorlar.
Darbe girişimi esnasında üç yüze yakın insan şehit olurken, nasılsa tiyatro dedik lafımızı yemeyelim düşüncesiyle kılları kıpırdamıyor. O şehit olanlara üzülmek akıllarına gelmiyor.
Ama bir sokak köpeğinin ağayı kopsun, kıyametleri kopartıyorlar.
Bu tür insanlar bir de dalga geçmeyi marifet sanıp kendi pişkinliklerini gözümüze sokarcasına;
Madem darbeyi önlediniz, dağa çıkın da PKK’yı da bitirin diyorlar.
Aslında haklılar, kendileri ayı gibi yatıp vatan için kılını kıpırdatmayan bu güruhtan insanlık beklemek saçma!
Darbeyi millet önlesin, PKK’yı millet bitirsin, sen ne yapacaksın?
Sen de kaymağını ye lavuk!
Darbe bir imtihandı da, bu lavuklarla aynı ülkede yaşamak, aynı havayı teneffüs etmek sanırım daha büyük bir imtihan.
İyi ki ebedi hayatta bunlarla karşılaşma şansımız yok, cehenneme düşsek bile katmanlarımız farklı olur en azından…
Mustafa SÜS
1974 yılında Kayseri Yahyalı’da doğdu. İlkokulu Derebağ İlkokulunda okuduktan sonra Yahyalı İmam Hatip Lisesinde liseyi bitirip 1994 yılında Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim Fakültesine başlayıp 1998 yılında Öğretmen olarak atandı. 2012 yılında Necmettin Erbakan Üniversitesinde Eğitim Yöneticiliği ve Teftiş dalında Yüksek Lisans yaptı.
2007 yılından itibaren yerel gazetelerde, internet haber sitelerinde eğitim ve toplumsal içerikli köşe yazıları yazmaya başladı. Kendine ait internet sitesinde, şiir, deneme, hikâye dalında yazılarına halen devam etmekte olan Mustafa SÜS, 2016 yılında “Yitik Kadınlar” adlı hikâye kitabını çıkardı.
Aynı zamanda Diriliş Postası adlı ulusal gazetede köşe yazarlığı yapan Süs, evli ve bir çocuk babasıdır.
- Dilimizi maymuna çevirdik 08.02.2024
- Kimseye akıl verme, isteyene de! 15.01.2024
- Haydi demeden gitmeyi öğrenmek 19.12.2023
- Muteber Öğretmen 22.11.2023
- Öğretmene Öfke Kontrolü Eğitimi Verilmeli 09.11.2023
- Sekülerlerin ikiyüzlülüğü 27.09.2023
- Çok Bilmiş Veliler 24.09.2023
- İkiyüzlü faşistlik 19.09.2023
- Yönetici rüşvet almalı 12.09.2023
- Bırakın Herkes İşini Yapsın 04.09.2023
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar