Son zamanlarda yapılan birçok araştırmada şu nokta hep öne çıkıyor. 
“Gençlerimiz; anlayışlı, esprili, hoşgörülü, komik, asık suratlı olmayan, özelini ailesine açabileceği, arkadaşı değil ama arkadaşça davranan, ulaşılması güç ve büyük kaleleri olmayan tatlı-sert anne ve babaları” daha çok seviyor ve bunların özlemini çekiyor.Unutmamak gerekir ki “nasıl bir çocuk sahibi olacağımız bizim elimizde değilken nasıl bir anne ve baba olacağımız” bizlerin elinde… Yasamda bazı şeylerde tercih hakkınız yoktur. Annemizin ve babamızın kim olacağını biz seçemeyiz. Ya da akrabamızın. Bu çocuklara kimse doğduğunda şu adamın bu kadının çocuğu olur musun diye sorulmadı. Yanı bir tercih hakları yoktu. Tercih edilen anne ve babalar olursak zamanla tercih ettıgımız gibi çocuklar yetişir ve tercih edilen bireylerin oluşmasına imkân sağlarız

SINIR İHLALİ..
Günümüz ebeveynlerinin en zorlandığı alanlardan biride çocuklarıyla yaşadığı sınır kavramının ortadan kalkmasıdır. Çocuk ve ebeveyn, nerede sınır olduğunu unutmakta bir anlamda roller değişmekte.
çocuk adeta evde bir komutan, anne ve babada onun askeri durumuna düşmekte.Ataerkil aile yerini çocukerkil aileye bırakmakta.çocuk,bir anlamda aileyi esir almış dediğim dedik edasında..
Anne ve Baba olarak çocuklarımıza sınır kavramını, onların nerede duracaklarını öğretmek zorundayız. Sınır çizmenin temel nedeni kontroldür. Günümzün çocuğu ise kontrolden çıkan çocuklar yolunda hızla ilerlemekte. Çocuk, nasıl hareket edeceginı,anne ve babasıyla nasıl konuşması gerektiğini,rolünü,yani kısaca sınırlarını iyi bilmeli.
Aşılan her sınır,beraberinde azalan otokontrolü,hoş görüyü,söz dinlemeyi ve anne-babalığı da zedelemektedir....Sınırlar iyi çizilmez ise sinirler gerilir buda araadaki mesafenin açılmasına neden olur…