Yazı Kültürü Üzerine:  
          Öncelikle yaygın bir hatayı düzeltmekte fayda var; “bitişik eğik yazı”,  “el yazısı” olarak adlandırılmaktadır. Doğrusu için, “bitişik eğik yazı” demek gerekir.  
      Yazı, iletişim aracı olduğu gibi kültürün en temel taşıyıcısıdır. Yüksek uygarlıkların en belirgin özelliği, yazma kültürünü etkin kullanmalarıdır. Yani, okumanın yanında yazı kültürünün gelişmiş olması aynı zamanda bir kalkınmışlık göstergesi olarak kabul edilmektedir. Okuma/yazmaya hazırlık çalışmaları ilk çocukluk yıllarından itibaren; özellikle 60. aydan itibaren başlanılan ve okullarda bir program dahilinde yürütülen çalışmalardır. Okuma ve yazma ikilisi,  bütünlük içinde yürütülmesi gereken bir faaliyettir. At başı gitmesi amaçlandığı halde okuma becerisi, her zaman yazma becerisinden önde gitmektedir. Sembolleri seslendirmekle, sembolleri yazıya dökmek, farklı yeterlilikler gerektirmektedir.   
       Yazı öğretiminin de bilimsel varsayımlar üzerinden geliştirilen usulleri vardır. Cumhuriyetle birlikte ülkemizde bu usullerde kabul gören felsefi akımlar ve bilimsel kuramlar çerçevesinde değişmeler olmuştur. Bu bağlamda, ilk okuma-yazma öğretimi usulleri de değişimden nasibini almıştır.  İlk okuma yazma öğreniminde dik temel yazı mı, yoksa bitişik eğik yazı mı kullanılacağı konusunda farklı zamanlarda farklı uygulamalar olmuştur.  1968 programında teşvik edilen bitişik eğik yazı çalışması; 1997 tarih ve 2482 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan Yazı Öğretim Programında ilköğretim okullarındaki öğrencilerine bitişik  el yazısı öğretilmesi, yazma becerisi ve alışkanlığının kazandırılması amacıyla İlk defa bu program kapsamında, Türkçe derslerinin 1 saatlik bölümü salt olarak yazı (güzel yazı) derslerine ayrılmış ve “bitişik eğik yazı” yazma dersin amaçları arasına girmiştir. 
       2005 yılına gelindiğinde ise, yapılandırmacı eğitim anlayışı ile birlikte ilk okuma yazma öğretiminde ses temelli cümle yöntemi benimsenmiş; bu kapsamda bitişik eğik yazıda zorunlu bir uygulama olarak yürürlüğe konmuştur.  
Bitişik Eğik Yazıya Neden Geçildi? 
       Bitişik Eğik Yazıya geçiş sürecinde, hazırlık, tanıtım ve uygulama aşamalarında Bakanlık yetkilileri, akademisyenler bu uygulamanın bilimsel bir gereklilik olduğunu defaten vurgulamışlardı. Anlatılan savlar ikna edici özellikler barındırıyordu; çünkü bilimsel araştırma bulguları üzerinden argümanlar geliştirilmişti. Bitişik eğik yazıya geçiş süreci ve on iki yıllık uygulama sürecinde sürekli olarak şu gerekçeler söylenmişti: 
       Öncelikle bitişik eğik yazı sürekli bağlantılar yapılarak yazılan bir yazı olduğu için öğrencinin bilgileri zihninde bütünleştirerek yapılandırmasına katkı getirmektedir. Bu nedenle çoğu araştırmacı bitişik eğik yazının  yapılandırıcı yaklaşıma uygun olduğunu, çocuğun zihinsel ve bedensel gelişimine önemli katkılar getirdiğini belirtmektedir. Ayrıca bitişik eğik yazı okuma-yazma öğretimini de kolaylaştırmaktadır. Bu genel açıklama üzerinden faydaları biraz daha detaylandıralım.  
      1- Okul çağı çocuklarının, kalemi ellerine ilk aldıklarında eğik ve dairesel çizgiler çizdikleri bilinmektedir. Öğrenciler anatomik yapıları gereği satır üzerinde kalemi eğik olarak tutmaktadırlar. Bu yaş çocuğunun kalem tutan parmak kaslarının gelişimine  en uygun yazı  bitişik eğik yazı olmaktadır. Dik yazı yazmak ve kalemi dik tutmak daha zordur. Dik yazı parmak kaslarının doğal hareketini engellemekte, yazı yazmayı yavaşlatmakta, çabuk yorulmaya neden olmakta ve öğrencide bıkkınlık yaratmaktadır. Ayrıca bitişik eğik yazının akıcı ve kesintisiz olması, soldan sağa doğru yazı yönünü desteklemektedir. Bu durum yazının akıcı ve doğru yönde gelişimini sağlamaktadır. 
      2- Bitişik eğik yazı dik temele göre her zaman hızlı yazılmaktadır. Bitişik yazıda  bir harften diğerine harfin üstünden bir çizgiyle geçilmektedir. Oysa dik temel yazıda el kaldırılmakta ve kalemin yeri değiştirilmektedir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre  bitişik eğik yazı ile yazanlar dik temel yazı yazanlara  göre aynı sürede 1.5 kat  daha fazla harf yazmaktadır. 
          3- Bitişik yazıyla yazı yazarken sadece kelimeler arasında boşluk bırakılmakta  ve  kelimelerin  tanınması daha kolay olmaktadır. 
      4- Bitişik eğik yazı bağlantılı yazıldığından kelimelerin bütün olarak yazılmasını getirmektedir. Bu durum okuma -yazma öğrenmeye, kelimeleri zihinsel sözlüğe kaydetmeye ve anlamlarını öğrenmeye katkı sağlamaktadır.  
         5- Bitişik eğik yazı  kelimenin bütün olarak  tanınmasına ve yazılmasına   yardım etmektedir. 
      6-Fiziksel olarak bitişik eğik yazı,  göz hareketlerini geliştirme, kelimeleri çabucak ayırma, görme genişliğini artırma, sayfayı kolay  algılama gibi fiziksel yararlar sağlamaktadır. 
       7- Zihinsel olarak bitişik eğik yazı zihinsel becerileri geliştirme olarak, yazının mantık akışını çabucak bulma, bir metindeki  tarihi sıralamayı kolayca bulma, metindeki olaylar arasında bağ kurma, düşünce akışını yakalama,  olayları tahmin etme,  metinde öğrenilenleri belleğe kaydetme, metnin anlamı anlamlandırma, ön bilgileriyle yeni bilgileri birleştirme  gibi yararlar sağlamaktadır.  (Firdevs Güneş. (2007). Ses Temelli Cümle Yöntemi ve Zihinsel Yapılandırma, Nobel Yayınları) 
Yukarıda sıralanan ve daha birçok sebepten dolayı bitişik eğik yazı çalışmasına geçilmişti.  
Uygulamayla İlgili Araştırmalar: 
          Bu hususla ilgili olarak Bakanlığımızın kendi çalışmaları hakkında bir malumat olmamakla birlikte; yapmış olduğum taramalarda hatırı sayılır düzeyde (yüksek lisans) tez çalışması bulunmaktadır.  Yapılan tez çalışmalarında bitişik eğik yazı ile ilgili olarak şu sorunlar tespit edilmiştir. Sorunları ağırlık dercesine göre sıralarsak; Bitişik Eğik yazının yorucu ve zorlayıcı olduğu, öğrencilerin yazım kurallarına uymadıkları, yazıların okunaklı olmaması, harflerin kuralına uygun yazılamaması, yazının eğik yazılamaması, harf bağlantılarının yapılamaması, yazıların düzensiz ve dağının olması, öğrencilerin olumsuz tutumları, yazının yavaş yazılması, öğretmen yetersizliği, öğrencilerdeki fiziksel gelişim yetersizliği, materyal eksikliği, veli bilgisizliği, İlkokuma yazma dışındaki kitapların dik temel harflerle yazılmış olması olarak sıralanabilir. (Özenç Mehmet ve Emine Gül. İ. Ü. Eğitim Fak. Dergisi, Cilt 17, Sayı 3, 2016 ss.8497) 
          Genel olarak yapılan tez çalışmalarında: “Öğretmenlere bitişik eğik yazı ile ilgili eğitim verilmeli, hazırlık çalışmaları daha uzun tutulmalı, bu hususta veliler bilgilendirilmeli, okul öncesi eğitim programı bitişik eğik yazıya uygun düzenlenmeli, öğretmen adayları daha iyi yetiştirilmeli, bu uygulamadan vaz geçilmeli, bitişik eğik yazı ikinci sınıftan itibaren öğretilmeli, yazı türü öğrenci tercihine bırakılmalı, birinci sınıf kitaplarının tamamı bitişik eğik yazı ile hazırlanmalı, yazı türünü öğretmen seçmeli, branş öğretmenlerinin lisans programına bitişik eğik yazı dersi konulmalı, bitişik eğik yazı ile hazırlanmış materyaller çoğaltılmalı, harflerin öğretiliş sırası yeniden düzenlenmeli, harflerin yazılış şekli yazmayı kolaylaştıracak biçimde yeniden düzenlenmeli” şeklinde öneriler sunulduğu görülmektedir.  
Gelinen Nokta: 
      İsabetli/doğru bir uygulama olarak heyecanla başlanılan “bitişik eğik yazı” çalışmalarında gelinen nokta büyük bir hayal kırıklığıdır. Medyaya yansıdığı kadarıyla, Bakanlığımızca 2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren bu uygulamadan vaz geçileceği ifade edilmiştir.  Elbette bu uygulamadan hangi sebeple vazgeçildiğinin bir açıklaması da yapılacaktır.  
Asıl cevaplanması gereken sorular şunlardır:  
        1-Gelinen noktada “Bitişik Eğik Yazı” uygulanabilirliği olmayan, ilk okuma yazma sürecinde çocuklara faydadan çok zarar veren, kısaca bilimselliği kalmayan bir uygulama mı? 
    2-Yok eğer öyle değilse; o halde biz bu uygulamayı neden başaramadık? Asıl neden; öğretmen unsuru mu, planlama mı, veli mi, branş öğretmenleri mi, yoksa uygulanılan yöntem mi? sorularına açıklık getirilmesi gerekecektir.  
Genel Mütalaa/Öneri:  
         Bir çocuk için İlk okuma yazma süreci önemli ve kritik bir süreçtir. Birey, gelişim aşamasında somut işlem döneminde olduğu halde soyut işlem dönemine geçmeye çalıştığı bir dönemdir okuma ve yazma çalışması. Gelişim aşamasındaki çocuğun sembollerle tanıştığı, seslendirdiği ve yazdığı bu dönemde yapılan hataların telafisi pek mümkün olmamaktadır. Her aşamada yeni uygulamaya konulan usuller, en doğru ve bilimsel kabuller olarak lanse edildi eğitimcilere. Eğiticiler ve özellikle öğretmenler bu durum karşısında sürekli ikilemlerde kalmaktadır. Hangi uygulama doğru, hangi uygulama yanlış diye…Eğitim sisteminin inşa etmeye çalıştığı değer, sıradan eşya/meta vs olmadığı için alınan kararlar direk çocuklarımızın geleceğine yönelik kararlar olmaktadır.  
         İzlenim ve tecrübeler ışığında şu tespit ve önerileri yapmayı faydalı görüyorum. Aslında bakanlığımız bu yönteme geçiş aşamasında öncelikle bitişik eğik yazıya hangi amaçla geçildiğini gerekçeleriyle birlikte eğitimci ve uygulayıcılarla paylaşmıştı.  Yukarıda da açıklandığı üzere, 2004 yılında bu işi gündeme getiren bürokrat, eğitimci ve akademisyenler “Bitişik Eğik Yazıya neden geçiyoruz?” sorusuna ellerindeki bilimsel veriler çerçevesince açıklamalarda bulunmuşlardı. İkinci merhale olan pilot uygulamada seçilen İller bir yıl boyunca ara ara raporlarını sunmuşlardır. Ancak, özellikle pilot uygulama dönemi sonunda sahici bir raporun(zaten bakanlığımız karar almış, bize düşen bu uygulamanın doğruluğunu ispat etmek şeklinde değil) bakanlığa sunması gerekirdi ve elbette böyle bir rapor sunulmuştur. Üçüncü aşama olan son on iki yıllık süreçte ise, bu uygulama yine belli komisyonlarca takibe alınarak, belli dönemlerde söz konusu uygulama ile ilgili olarak nerede aksaklıklar olmakta, neler yapılmalı şeklinde yine araştırmaların yapılması faydalı olacaktı. Eğer bu uygulamanın doğruluğu/isabetliliği konusunda bir tereddüt yoksa o halde uygulama aşamasında problem oluşturan nedenler üzerinde çalışmaların yapılması, eksikliğin neler olduğu ve bunların nasıl giderileceği yine bir araştırmayla ortaya konması gerekirdi.  
         Bakanlığımızın son aldığı karara bakıldığında uygulamayla ilgili ciddi problemlerin var olduğu görülmektedir. Ancak, bu kanaatin nasıl oluştuğu ile ilgili, evreni temsil edecek nitelikte araştırmalar yapılarak ortaya çıkan sonuca göre bir rota çizilmesi ve eğer bu uygulamadan kesin olarak vazgeçildiyse, gerekçelerinin ve yerine ikame edilecek uygulamanın detaylarının eğitimcilerle ve kamuoyuyla paylaşılması, rasyonel/bilimsel ve isabetli bir tutum olacaktır. Selam ve muhabbetle  
Zafer Özer-Eğitimci